hiç sevişmemiş yazarın aşk hakkında entry girmesi

105 metreye 60 metrelik alanda prof. futbol oynamamış yazarın futbol/futbolcu hakkında entry girmesi kadar normaldir.

edit: başlık başıma kalmış mınakoyim. yoksa durduk yere böyle salak bir konuya değinecek değilim..

hiç adam öldürmemiş insanın katiller hakkında entry girmesiyle benzeşecek hadise. bir konu hakkında yorum yapmak için illa onu yapmak mı gerekir? sevmek, sevişmekten mi ibarettir?

"eylem sahibi olmadan fikir sahibi olmak"tır bunların yaptığı.

bilgi naber dostum?

o değil de mesela en güzel aşk romanlarını bir kadının elini tutmamış adamlar yazmıştır. ulan adam o eli tutabilse zaten yazısını yazmaz.

aşk sevişmeden de sahip olunabilicek bir duygu olduğuna göre yadırganmaması gereken bir eylem.

hiç sevişmemiş yazarın sevişmek hakkında entry girmesinden çok daha normal ve doğal olan durumdur.

-baba yine aşk hakkında entry girmişsin.
+eylem sahibi olmadan fikir sahibi olan bir kişiyim.
-ama yapma artık böyle. daha hiç sevişmemişsin, koklamamışsın, tatmamışsın..
+yutmamışım.
-dur bir karışma. önce canlı bir varlıkla tecrübe et, tamam mı aslanım?
+canlı biri...
-evet, capcanlı.
+aha, aklımda biri var. herşey planladığım gibi giderse şükela entryler yakındır.
-döşersin.
+döşerim.

(bkz: ben seviştim öyleyse bunu sözlüğe yazmalıyım)
(bkz: mal beyanında bulunmak)
(bkz: geçen gün yine sevişiyorum) *

(bkz: abim misin babam misin ne hakla karisiyorsun bana)

-seviştikçe entry giriyorlardı. dedim ya, garip bir dönemdi.
+sonra ne oldu?
-modern kavimler göçü ve daha bir sürü şey.

teninle hissetmekle kalbinle hissetmek arasında sinerjistik bir etki olabileceği gibi birbirinden bağımsız duygu olduklarını bilen yazar.

çok sevişip de konu hakkında entri girenleri arada harcatan vaziyettir..
herkesin sanal ortam nimetlerini kullanıp, olmadığı gibi görünmeye çalıştığı farz olunuyor ya bu tanımın özünde..
"sahiden sevişgen" garipler de az ötede yırtınır "yav valla ben çok yaptım, çok bilirim, bilirim diyom sizeeeeee!" diye amma nafile..

ciddi ciddi askıda kalan bir önermedir. kolay kolay da ayakları yere basmaz.
misal, eşcinsel değilim, düşünmedim de. ne yani şimdi ben eşcinsellerle ilgili yorum yapamayacak mıyım?
hiç unutmam, bi gün sevişiyoruz...

öncelikle (bkz: eylem sahibi olmadan fikir sahibi olmak) diye birşey yoktur. doğrusu (bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)'tır. 2 kere sevişti -ki sevişme konusu da kesin değil-diye hayatın anlamını, kadın-erkek ilişkisini, aşk'ın karmaşıklığını, uzay'ın gizemlerini çözdüğünü sanıp başımıza "aşk gurmesi" kesilen yazarlardan daha makbuldur bu yazarlar.

genellikle çok masumane, şirin, temiz-saf duygularla seven, aşık olan insandır.*
tabi fikir sahibi olmak için eylem sahibi olmak gerekmemektedir illaki. dusunebilen, dusunerek eylemleri ve o eylemlerle ilgili gelismeleri analiz edebilen canlilariz netice de.fikirlerin eyleme donustugunde sonuclarini onceden dusunebiliyorsak ve kestirebiliyorsak insaniz zaten.
bok yeme diyebilmek icin bokun tadini bilmek gerekmez sonucta.

(bkz: kaan kural)

--spoiler--
bu adam basketbol hakkında konuşuyorsa ben dağları delerim.

imza
kreyzi_boy_69
--spoiler--

heyecena gerek yok. hep sevişen yazarın aşk hakkında entry girmesi daha zor ve anlamsız oluyor.

deniz gökçe nin ekonomi uzmanı olması ve futbol oynamamasına rağmen futbol yorumculuğu yapması gibi bir durum.

hiç kayak yapmamış kişinin scuba hakkında entry girmesi gibidir. Kayak yapmamış olması, dalmadığı anlamına gelmez.

aşk içinde sevişmeyi de barındırır ama her aşık sevişir diye bir kural mevcut değildir. Aşkın çeşitleri mevcuttur. insan bayrağına da aşık olabilir, kıvırtkan pop stara da...

Her aşık sevişmez, her sevişen aşık değildir.

normaldir. adam pipiye gitmeyen kanı beyne yolluyor demek ki.. herhalde bir şekilde açığa çıkacak o da!

platonık aşkını fantazilerle besleyen yazardır. malum her besinin bir dışa vurumu vardır. söz konusu yazarın boşaltım sistemi entry bazlı çalışmaktadır.

(bkz: sanal aşk)

edıt: içimde sakladığı sağdan soldan duyduğu anıları entrylerinde canlandırmasıdır. swh

benin sana çok aşık olmamım asıl sebebi temel içgüdüde sharen stonenin adamı yatağa bahlayıp dakikalarca şehvetli sevişmesiyle başlamıştır. üzülsem de kırılsamda sana olan hayranlığım her defasında o micheal daouglas gibi bıçaklansamda kan ter içinde çırılçıplak bedeninden vazgeçemedim. taki sen o kahrolası dedektif piçine yavşaklık yapıp benim en değer verdiğim bızırını bir iki saniye gösterene kadar. ( yani ben öle hayal ediyorum kanımca )

işte ben ozaman senden vazgeçtim bu kadın bana ait olan bızını dedektife ebnelik olsun diye gösterdiyse daha kimlere göstermez ki dedim ve çektim kapıyı aldım ceketimi arkama bakmadan çıkıp gittim.

nasıl ki bu filmin başrol oyuncusu sharen stone en kötü kadın oyuncusu rolunu aldıysa ben den en kötü sevgili ödülü tepe tepe kullan arkadaşlarınla libratör yap kullan. yolun açık olsun.

bir zamanlar seni yatakta parçalayan sevgilin.

(bkz: Görgüsüz)
tamam bir km ileriden belli oluyor seviştiğin ama aşk sevişmekten ibaret değil. Aşkı belden aşağıya vurmuş bir insanın aşkla ilgili başlık açması ne trajedidir.

mini etek giydiği halde ahlaktan bahseden kız ile aynı durumdadır.

sevişmeden aşk yaşamayan insanlar için ne kadar garip gelse de aslında normal bir eylemdir.