bugün

hindu metinlerinde hz. muhammed
hindu kutsal metinlerinde verilen haberlerde, allah resülü'nün pekçok vasfı, hayatı, hz. ibrahim, kâbe, bekke (mekke) ve arap yarımadasına ilâveten, resûlüllah'ın ismi de mahamed, mamah ve ahmed şeklinde zikredilmiştir. mahamed ismi puranalar'da; mamah, atharva veda'nın bir bölümü olan kuntap sukt'ta ve ahmad, sama veda'da yer almaktadır.
17 ciltten oluşan puranaların temel kitabı bhavişya puran'da şu ifadelere yer verilmektedir: "melekhalı öğretici, kendi dostlarıyla zuhur edecek. adı mohammad olacak. raca ona en samimi sadakatini ve bütün saygılarını sunduktan sonra şöyle dedi: sana bağlı kalacağım. sen ey parbatis nath/beşeriyetin efendisi, arabistan'ın sakini. sen şerri yok etmek için büyük bir güç topladın. ve o, melekhalı düşmanlardan kendi kendini korudu. .....ben senin kölenim, beni ayaklarının altına yatır." metnin kelimesi kelimesine tercümesi böyle. efendimiz'in ismi, başka hiçbir şahsa uygulanamayacak şekilde açıkça yazılmıştır.
bir kaç kitaptan oluşan vedaların sama veda adlı kitabında rişî vatsah'ın ağzından çıkan cümleler açıkça efendimiz'i anlatmaktadır: "ahmed, şeriati rabbından aldı. bu şeriat hikmet doludur. ben ondan ışığı aldım, tıpkı güneşten aldığım gibi."
"kalki autar" hz. peygamber
hindistanlı prof. dr. pundit vaid prakash'ın hindu kutsal metinlerinde "kalki autar"ın hz. muhammed'e işaret ettiğini gösterdiği delillerden bazıları şunlar:
1- vedalarda "kalki autar"ın son peygamber olduğu, bhagwan (allah)'ın resulü olduğu ve tüm insanlığa gönderileceği haber veriliyor.
2- hinduların kutsal kitapları vedalar, upanişadlar ve puranalar'a göre son peygamberin çölün hakim olduğu bir yarımdada dünyaya gelecek.
3- yine hindu kutsal metinlerine göre "son kalki autar"ın babasının adı 'vishnu-bhagat' ve annesinin adı da 'somanib' olacak. sanskritçe bir sözcük olan "vishnu"nun manası "allah" ve "bhagat"ın manası da "köle-kul" manasına gelmektedir. buna göre 'vishnu-bhagat'ın manası "slave of allah" yani arapça anlamıyla "abdullah" anlamına gelmektedir. yine sanskritçe bir kelime olan 'somanib' ise "barış içinde, huzurlu, sakin" manalarına gelmektedir. bu da arapça'daki "amine" ismine tekabul etmektedir.
4- hinduların dini metinlerinde "son kalki autar"ın hurmalıkların bol olduğu bir yerde yaşayacağı ve herkes tarafında sözüne güvenilir ve emin bir şahsiyet olacağına da işaret ediliyor. bu bakımdan prof. pundit parkash, bunların hz. muhammed'in son peygamber olduğunu doğruladığını kaydediyor.
5- vedalarda "kalki autar"ın bulunduğu bölgede soylu ve saygı gösterilen bir kabile içinde dünyaya geleceği haber veriliyor. hz. peygamber de arap yarımadasında saygı gösterilen ve soylu bir kabile olan "kureyş" kabilesinde dünyaya gelmişti.
6- "kalki autar"a ilk vahyin bir mağarada bhagwan (allah)'ın çok özel bir elçisi tarafından getirileceği bildiriliyor. hz. peygambere de ilk vahiy hira mağarasında allah'ın elçisi cibril tarafından getirilmişti.
7- hindu metinlerinde ayrıca "kalki autar"ın bhagwan (allah)'ın ona göndereceği çok süratli özel bir at ile dünyanın etrafını dolaşacağı ve yedi kat göğe yükseleceği haber veriliyor. burada hz. peygamber'in mirac olayı ve burak tarafından göğe yükselişi anlatılıyor.
8- hindu kitaplarında "kalki autar"ın bhagwan tarafından destekleneceği ve özel elçilerinin ona savaşta destek vereceğine de vurgu yapılıyor. prof. prakash bu ifadelere de özellikle bedir savaşı'nı örnek olarak gösteriyor.
9- hindu kutsal metinlerinde bunların yanısıra "kalki autar"ın çok iyi at, ok ve kılıç kullanıcı olduğuna da işaret ediliyor.

vedalar: mantra 1-11
1) o "narasansah (övülen)'tir. barış prensi'dir. düşmanlarının arasında bile emniyettedir.
2) o, deveye binen rişi'dir. arabası göklere ulaşır. (burakla mirac'a çıkış)
3) kendisine 10 buket (müjdelenmiş 10 sahabe),100 altın sikke (habeşistan'a göçen ilk sahabeler), 300 safkan at (bedir ashabı) ve 10000 inek (mekke'yi fetheden 10000 sahabe)
4) o ve o'nu izleyenler ibadeti düşünür. savaşta bile.
5) o dünyaya hikmeti yaymıştır.
6) o dünyanın efendisi ve rehberidir.
7) o insanlara emin bir yer sağlamış ve barışı yaymıştır.
8, 9,10) insanlar o'nunla mutluluğa kavuşur. yozlaşmaktan kurtulur.
11) o'ndan insanları uyarması istenmiştir.
at yalanını seveyim inananını türünden saftirik kandırma iddiasıdır.

referansa bak referansa! "vedalar, mantra 1-11".... ha oldu canım!... vedalar aynen böyle tasnif ediliyor, açtın mı bak referans orada, elinle koymuş gibi bulursun değil mi!

bakalım öyle mi?

http://www.hinduwebsite.c...edicsection/vedaindex.asp

neymiş? bir kere hangi veda'dan bahsediliyor onu yazmak lazımmış. sonra? vedaların iç tasnifi hiç de öyle "mantra bilmem kaç" şeklinde değilmiş değil mi canım?

işte dinlerinin pis yalanlarına ihtiyacı olduğunu sanacak kadar düşen imansız yobazbaşları, din propagandası için aynen böyle hiç utanmadan sıkılmadan ve de allah rızası için yalan söylerler. ne ki bunları okuyan saftirikler, yazılanlar hoşlarına gideceği için hiç araştırmayacak, soruşturmayacaktır nasıl olsa!

dininizin pis yalanlarınıza ihtiyacı varsa zaten hak değil, batıldır. hakkın değil, ancak batılın yalana ihtiyacı olur...

(bkz: yobazların propaganda mekanizması)
Her müslümanı dinci sananı gösteren başlıktır

Bir kere senin bana verdiğin site ingilizce o kaynakta vedalar anlatılmış da sen onun öyle ayrılmadığını nasıl anladın hint kültürü ve tarihi mi okudun? Yoksa dinler tarihi konusunda tez mi yazdın

Orada yazdığım sapına kadar doğru diye bir iddiam yok ilgimi çekti paylaştım dinci,tarikatçı,cemaatçi,akpli olduğum da yok burada benim takıldığım hemen dinci diye atlamadan önce laf atacağın yazarı bir araştır her atatürkçü ateist olmadığı gibi her müslüman da dinci olmuyor.
başlık sahibinin sanskritçe bildiğini anlamamıza vesile olan iddiadır.

hayır, hiç değilse ingilizcesini kontrol etmeye zahmet eden beni, sanskritçesini kontrol etmediğim için eleştirdiğine göre, kendisi kesin bu kontrolü yapmıştır!

üstelik, samimi söylüyorum, "yobazbaşı" diye suçladığım kişi kendisi değil, bu neviden yalanları ilk ortaya atanlardır. kendisinin hak ettiği sıfat yazımda geçen "saftirik" oluyor ki bu neviden yemleri hiç araştırmadan yuttuğuna ve yaydığına göre gerçekten de hak ediyor olsa gerektir.
Başlık sahibi yazdığı şeyin doğru veya yanlış olduğunu düşünmediği sanskritçe bildiğini de iddia etmediği halde kimileri tarafından satirik diye arkasından atip tutulmaktadır

Ben yazdığım şüphesiz doğru demiş miyim veyahut inanıyorum demiş miyim de saftirik diye bok atıyorsunuz

Dışarı çık bir hava al bence sinirlerin bozulmuş senin.
sürekli tekrarlanan yalanların bir süre sonra geniş kitlelerce doğru kabul edildiği bilgisine sahip olmayanların iddiasıdır.

bir örnek: "kahvaltı en önemli öğündür". çok kişi böyle düşünür. sebep? bu iddiayı ispatlayan bilimsel bir araştırma var mı? geçende bir radyo programında dinlediğim bir doktor bu konuya kafayı takmış. önce bilimsel araştırmalara bakmış. evet, öğünlerin önemiyle ilgili bir çok araştırma yapılmış ama ne kahvaltının, ne öğle yemeğinin, ne akşam yemeğinin en önemli öğün olduğu ispatlanamamış. peki herkesin doğru kabul ettiği bu iddianın sahibi kim? bir amerikan mısır gevreği şirketi! 1970'lerde yayınlanan bir reklamda doktor rolündeki aktör bu cümleyi söylüyor!..

isteyen istediği her konuda şahsi fikir beyan edebilir. fakat insanlar bilgi paylaşmanın sorumluluğunun farkında olmalıdır.

inançlı bir kişi olsam, özellikle dinimle ilgili paylaşımlarımda, o paylaşımlar dinimin lehine bile görünse dikkatli olurdum. zira eğer iman sahibiysem, dinimin iddiaları ve dayanakları neyse, onların mevcut sağlam kanıtlar kapsamında yeterli olduğunu kabul etmiş olmam gerekir. bilinçli veya bilinçsiz yalandan dayanak uydurmak veya yalandan dayanakların yayılmasına alet olmak, dinime yalanı dayanak yapmam manasına gelir ki hiç şüphesiz sadece batılın yalana ihtiyacı olur.
“Ey krişna, o sapık bedeviden kendini koru. Ağarmış sakalına bakmadan küçücük kızla yatağa giren bu sapığın yalanları seni kandırmasın.” - bombay vedası, 2. Bölüm, 5 ayet.
güncel Önemli Başlıklar