bugün

Marxist felsefenin onde gelen mottolarindan biri.
eşitlik herkesten emeğine göre herkese ihtiyacına göre olacaksa bu eşitliğe şiddetle karşı çıkmak için sebepler de vardır... hiç ihtiyaç duymadığım şeyleri üreteceğim, sadece iş olsun diye, asalaklar benim artık emeğimin ürünleri ile beslenecekse bu sistemin kapitalist sistemden ne farkı var? artık emek, emeğe yabancılaşma bir yana, bolluk yaratacak ve bu bolluğu bireylerin bu bolluğu kontrol edenler tarafından yönetilmesine yol açacaktır. kimsenin sahip olmadığı ve bireysel kontrolden çıkan bolluk eşitliği, eşitsiz emeğe dayanan ürünlerin tüketim eşitliği ile değil, hak eşitliği ile sağlanır!

Dahası planlamanın olduğu yerde rasyonel otorite devreye girer ve toplumun "iyiliği" ve bireylerinin "mutluluğu" için ekonomik ve toplumsal yarar gözetilerek ekonomik ve toplumsal hayata ait etkinlikleri planlamaya girişir. Bu ise bireylerin özerkliklerinin (öz iktidarlarının) kamusal otorite (adı her ne olursa olsun) tarafından kamu yararına ortadan kaldırılmasıdır. Planlama düzene ait bir şeydir ve burada amaç toplumu kaostan korumaktır. Kaos ise düzene karşıdır. Toplumun kendini koruma mekanizmalarını yeniden üretmesi bireyin iktidarsızlaşması, yabancılaşması ve köleleşmesi demektir. Planlama düzenin aracı dolayısıyla tahakkümün aracıyken Kaos ve anarşi topluma karşı bireyin ve özgürlüğün gerçekleşmesinin aracı, teminatıdırlar.