bugün

timur'un 1393'te aldığı herat, özellikle onun oğlu şahruh'un hükümdarlığı döneminde (1405-1447) bir bilim ve sanat merkezi olarak gelişti.. şahruh bilgin ve sanatçıları çevresinde topladı; nizameddin sami, şerefüddin ali yezdi, fasihi, abdürrezzaak semerkandi gibi bilgin ve yazarlar için büyük bir kitaplık kurdu. onun oğlu baysungur (1397-1433) önemli bir hattattı. ileride bihzad (1455'e doğru-1536'ya doğru) gibi büyük bir minyatürcüyü yetiştirecek olan herat minyatür okulu da, ilk başarılarını bu dönemde elde etmiştir. ama herat'ta müziğin asıl gelişmesi, hüseyin baykara'nın hükümdarlığı dönemine (1470-1506) rastlar. şair olan ve farsça divanı bulunan hüseyin baykara, şairleri, müzikçileri, bilginleri, nakkaşları çevresinde topladı ve himaye etti; sarayını adeta bir bilim ve sanat akademisine dönüştürdü. hüseyin baykara döneminin önde gelen sanat ve bilim adamları arasında ali şir nevai, ünlü minyatürcü bihzad, tarihçi mirhond ve torunu handmir, tezkireci devletşah ve besteci golam şadi de vardı. herat sarayında bu dönemde yapılan müzik icraları, baykara fasılları diye şiirlere geçmiştir. müzikte, hüseyin baykara döneminin en büyük temsilcisi olan golam şadi'nin, abdülkadir meragi'nin öğrencisi olduğu söylenir.

yaşadığı çağda şadi'nin ünü bütüm islam dünyasına yayılmıştı. çeşitli ülkelerden gelen müzik meraklıları ders almak için ona başvururdu.1507'de herat'ı ele geçiren muhammed şeybani han, kazan hükümdarı muhammed emin han'ın dileği üzerine şadi'yi kazan'a gönderdi (muhammed emin han'a saygısızlık ettiği için şadi'nin kazan'da boğdurulduğu söylenir).

şadi, özellikle ıtri'den önceki osmanlı bestecileri üzerinde, abdülkadir meragi ile birlikte çok etkili olmuştur. şadi'nin yüzlerce bestesinden günümüze yalnızca rehavi kar ile pençgah kar'ı ulaşabilmiştir.