bugün

Almak için yarım saat harcayıp, ömrünüzden 1 hafta eksildikten sonra Önünüzdeki 67 gigabytelık telefon yedeğine bi 30 saniye falan bakıp devamında ilk klasörü açtığınızda sizi karşılayan gerçeği gördüğünüzde,
Aslında her şeyin o kadar da önemli olmadığı, o an tek istediğinizin o yedeği keşke hiç görmemiş olmayı dinlemektir.

Hayat güzel. Yaşayana.
Cenaze,hastane koridorun da sevdiginiz biri icin beklerken,hasta oldugunuz da gibi.
Benim adıma bugündü o an...

Artık hayatımda hiçbirşey eskisi gibi olmayacak. Bunu iliklerime kadar hissediyorum.
Hayat güzel falan değil. Olmuyor. Olmayacak da...
Doluyor olması ilginçtir.
Hayatın senin için hiçbir anlam ifade etmediği o an bence sağlığının huzurunun sevdiklerinin Yok olduğu anda senin de ölüm döşeğinde olduğun andır.
siz kendi istekleriniz için çabaladıkça hayatın ısrarla kendi senaryosunda sizi oynattığı zamanlardır.
psikoloji biliminin arka çıktığı bir andır.
(bkz: post ejekülasyon sendromu)
Başınızı yastığa koyup sonsuza kadar uyuma isteği olan durum.
Cenaze nakil aracını görmek.
(bkz: hayatın boş olduğunu farketme evresi)
cenazelerde yaşanan andır. her şey boştur o an.
Ölümü hissettiğiniz andır bana göre.

Ötesi yok, öncesi yok gibi. Bilinmez, bilinmek istenmez ama kaçınılmaz.

Bazen teğet geçer, bazen de içine ateşi düşer. Sorgularsın, hatırlarsın, sonra unutursun...
7 yaşından sonrası hiç sarmadı beni.
çok büyük bir başarıya imza attığınız herhangi bir olay sonunda aslında bi boka yaramadığını anladığınız o an. Her şey boş çünkü, fani dünya, boşluktan başka bir şey yok aslında.
tam olarak bu entriyi okudugum an oluyor kendisi.
bir yakınınızın öldüğü andır.
Fazla sürmeyecek andır. Hayatın akışında unutuyor insan maalesef. Evet.
işte tamda o an yok olmak istersiniz...!!!
sevdiğiniz birinin üzerine toprak atarken. Allah sevdiklerimizle cennette kavuştursun...
büyüdüğünüzü anladığınız ana denk gelir.
bizde çok anısı olan bir komşumuz, bir akşam şiddetli kusmaya başlamış. akabinde kaşıntı, deri döküntüsü, aşırı susama, yüzde ve göz aklarında sarılık vs.
gittikleri hastahanede sadece serum takıp göndermişler ve berbat bir hafta sonu geçirmiş. (biz de hepatit yahut safra kesesi taşı olmasından şüphelenmiştik.)
hafta başında ultrasona girmiş ve pankreasta bir şey görülmüş. ertesi gün hastahaneye yatması ve parça alınması gerektiğini belirtmişler.
inceleme sonucu çıkmış, pankreas kanser..
dişarıdan gayet sağlıklı görünen bir insanda bir hafta içerisinde bu kadar ölümcül ve sert bir hastalık ortaya çıkabiliyor..
içinizde öyle bir bosluk olur ki, ne bir amaç ne bir sevinç ne de umit. Neden ve neler için yaşadığın hakkında kafanda bir ton soru olur cevapları olmayan..
Babamı toprağa verdiğimiz gün, hayatın ne kadar acımasız ve bir o kadar da boş olduğunu anladım.
Çok sevdiğim biri hayatımdan gittiğinde hep kendime kurduğum cümle her şey ne kadar boş aslında.
Aynı zamanda her şeyin sıkıcılaşmaya başlayacağını fark ettiğiniz andır.