bugün

birleşmiş milletler insani raporuna göre türkiye, okuma alışkanlığında 173 ülke arasında 86 ncı sırada yer almaktaymış. 7 milyon nüfuslu azerbaycan da kitaplar 100 bin tirajla basılırken, 75 milyonluk ülkem de bu rakam 2500 civarındadır. türkiye de yıl da 23 milyon kitap basılırken, japonya da 4 milyar 200 milyon adet kitap basılmaktaymış.
bağımsız eğitimciler sendikası nın yaptığı araştırmaya göre ise türk gençliği okumamasına rağmen her konuyu biliyormuş gibi davranmaktaymış..
buna da şükür en azından yüz kişiden beşi okuyor ya hiç okumasalar..
şüpheli bir yaklaşımdır. şöyle ki, kimsecikler gelip de kardeş sen kaç kitap okudun dur biz bi test yapıyoruz demedi. ayrıca sen koca bi klasikler seti satın aldın amma ve lakin birini bile "okuyamadın". şimdi bu adamlar bu %5, %50 her neyse sonuçları alınan, basılan kitap sayısına göre yapıyosa sonuç yanlış. tek tek herkese soruyolarsa da yanlış *. yani kişi eşinden dostundan kitap toplayıp durmadan okuyo da olabilir, ya da aldığını bitirmeden bırakıyo da olabilir. kısacası tüm yüzdeli bilgiler gibi üzerinde kafa yormaya gerek yok cümlesidir.
Kitap okumuyoruz ama her şeyi biliyoruz, bir de okusak ya bizi kimse durduramaz.
okuma alışkanlığının olmadığı türkiyede acı ama gerçek yaklaşım.
utanılması gereken sonuçtur,bol keseden atmayı çok sevdiğimiz için kitap okumak zorumuza gider. bunun değişmesi acilen gereklidir.
95 kişi adına ; kitap okumanın bir değer, yaşam biçimi olarak sunulmayıp,yıllarca silahla, kitabı yan yana koyarak eşdeğer olduklarını bilinçaltlarımıza kazıyanların . kültürle, turizmi birleştirip (kültür ve turizm bakanlığı, ne alakaysa ?) kültür politikalarını kar güzergahından hesaplayanların . kütüphanelere, dolayısıyla kitaplara ayrılan bütçenin binde 0001'lerde gezdirenlerin . kitle iletişim araçlarındaki kültür ve eğitici programlarının azlığını denetlemek yerine açılan bacaklarla uğraşanların . eğitim sitemini ezbercilikten kurtarmayıp, bizleri bütün dünyaya rezil edenlerin ta ...not : bu boşluk çaylaklıktan kaynaklı, sözlük formatına sadık kalındığını göstermek için bırakılmıştır .
Yapılan Araştırmalara göre, bir Japon yılda 25, isveçli 10, Fransız 7 kitap okuyor. Türkiye'de ise 6 kişiye bir kitap düşüyor.Bu konuda ülkemizdeki en büyük problem eğitim sisteminin kitap okumaya teşvik edici olmamasıdır. kitap okuyanların örnek olarak gösterilmediğini, en önemlisi çocuğa model olabilecek kişilerin kitap okumaya karşı duyarsız davrandıklarını, bu ortamda çocuklardan kitap okumalarının beklenmemesi de yanlıştır.
Evde anne-babalar çocuklarıyla kitap okumalı, onlarla kitapçılara gitmeli, onlara kitap hediye etmeli, evde her gece belirli saatler televizyon kapatılarak tüm bireyler yarım saat de olsa kitap okumalı, çünkü Kitap okuma alışkanlığı çocuklara ancak sevgiyle kazındırılabilir.
kitap fiyatlarının yüksekliği her zaman bahane edilse de, insanlar okumak istedikten bu problem kolaylıkla halledilebilmektedir.
kesinlikle liseden itibaren öğrencilerin şartlandırıldığı sınav maratonunun sebep olduğudur. öğrenci okula öğrenmek ve bilgi sahibi olmak için değil, sınavlara hazırlık amacıyla test çözmek için gitmektedir. böyle şartlarda da kitap okumak akıllarından geçmemekte, test baloncukları kafalarında dönmektedir.
alışkanlıkları da hesaba katmak gerekli kesinlikle, çocuk ailesinden gördüğünü model alır, ailesi gazete, dergi ve kitap okuyor ise okumaya başlar. yurdumuzda okuma alışkanlığı gelişmemiştir, kitap fiyatını bahane gösterenler ise kütüphanelerin varlığını unutmaktadır. toplumdaki yeri belirleyen rekabet ve rekabet şartlarında, öğrenerek başarılı olmanın yerinde, hedefe giden yolu bularak başarılı olmak yer aldığından, insanlar öğrenmeye ve bilgiye gözlerini kapamış, başarıya giden en kısa yolu seçme çabasına girmiştir.
bize sevimsiz gelen birçok şeyi kitaplar sayesinde aşabiliriz, hayatın sevimsiz gerçeklerine bir nebze olsun katlanmak adına kitaplardan edindiğimiz kahraman arkadaşlarımızın peşine takılabiliriz. ancak kitabın kapağına bile bakmadan bu çok zor.
kitap okumanın delikanlıyı bozduğu ve kitap okuyanlara ipne muamelesi yapıldığı ülkemde gayet normal olan durumdur. Bilgi toplumu olmak yerine öküz toplumu olmayı seçen ülkemin burnunun boktan kurtulmaması da bu gerçeğin bir yansıması olsa gerek.

Sonuç olarak buradan aziz ve necip türk halkına seslenmek istiyorum : "böyle göte böyle y.rak, ne bok yerseniz yiyin a.k."
trt2'nin bir tartışma programında mikrofon, üniversite öğrencisi güruha uzatılıyor, envai sorular soruluyor, ne programın ismini ne de kızın ismini bilmiyorum;

- kitap okuyor musun?
- hayır
- nedeni?
- nefret ediyorum, iki satır okuduktan sonra sıkılıyorum.

17-21 arası olması muhtemel bu dişil yapılanmanın söylediği önemli değil, önemli olan yanındaki arkadaşların, "vay be helal bizim kıza! kitaptan nefret ediyor" bakışları ile başlarını sallamaları. kitap okumak alçaltıcı, tiksindirici bir hâl almış ki bunlar üniversite gençliği.

(bkz: bizim zamanımızda buralar dutluktu)
şükredilmesi gereken oran. eğer tosunların faaliyetleri böyle devam ederse yakında o oran 2 ye filan da inebilir.
güncel Önemli Başlıklar