bugün

peşin hüküm engelleyici, peşin not: tanrının t'si küçük.*

insan kendine hayran hayvandır. (ben kendim için söylüyorum) ve kendini "biricik" bulur. her baktığı yüzü ayna olarak görür ve o aynada kendini arar. çünkü bu kendi hayranlığı, ruhunun kapısında bağlı kuduz bir köpek gibidir, beslenmesi şarttır. her baktığı yerde yansımasını arar, başka "ben"lerin gözbebeğinde kendi yansımasına takılır. bu ihtiyacın en yoğunlaştığı zamanlarda da "yaratma" gereksinimi hasıl olur.

çünkü yarattıkları olmadan yaratan olmak; diyalektik, hatta etimolojik açıdan mümkün olamaz. kendimizin tanrısıyız, bilinmek ihtiyacındayız. yazıyor ve karşımızdakinin gözbebeklerine bakıyoruz.

(kafi miktarda güçlü olmadığına kaniyim, ama tanrılık iddiasında bir faniyim. ondandır.)

kafi miktarda olmadığımızı söylesek bile, iddia içindeki faniler bu rolü oynamaktan büyük haz alırız ve bilinmek isteriz. sahip olmak isteriz.

ve bu bir ihtiyaç halini alır.

hem, hangi tanrı buyuruklarının tebliğ edilmemesine göz yumabilir ki?
çağdaş drama'nın yönetmenlerinin kendilerini duyurma merakına benzer.

her tanrı bilinmek ister aslında; çünkü her tanrı acizdir. tanrı, tapınanlar olmadan tanrı olmayacağını bilir ve tebliğ eder kendini her şekilde... ve ancak inananları olduğunda kendini güçlü hissedebilir.

böylesi insansı bir ihtiyaçtır tanrılarınki. kutsal olanlar için de, kurgusal olanlar için de...