bugün
- icardi190518
- anın görüntüsü15
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır12
- ali erbaş18
- evlilik11
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu36
- demet akalın'ın zeka seviyesi9
- türkiye işçi partisi11
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler11
- karınıza range rover alır mısınız21
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss23
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü14
Kore'nin güney kesiminden çıkan filmlere taktım bu ara. Ve ben -maalesef- takınca fena takarım. Şen takarım. Şene şene takarım. "Şener" derler bana. Neyse. "Saat 6 olsun da, durağa gidip iki kız keseyim, otobüste birkaçıyla göz temasında bulunayım" diye ümitle beklediğim, diğer günlerden pek farkı olmayan bir gündü. (Evet, geceleri; otobüs şoförünün "hey dostum otobüse damsız almıyoruz artık!" diye gürleyerek pis pis sırıttığı kâbuslar gören bir asosyal-işkolik olmuştum. Duraklar ve otobüsler tek sırdaşımdı, ekmek teknemdi. niçe sevdicek adayları ile sessiz filmler çekmiştik o platolarda.)
Velhasıl günler birbirinin aynıydı. Lakin o günün bir istisnası vardı. bir an önce eve varıp evvela kim ki duk üstüne de wong kar wai patlatmak için içim içimi yiyordu. (yanlış hesaplamadıysam yaklaşık %0.05'im yendi.) duraktaki ve otobüsteki nazlı sevdicek adaylarına bile konsantre olamıyordum. Otobüs, köyüme vardı nihayet. Yemek problemimi çözmem lazımdı. 1-Dışarıda yemekten bıkmıştım. 2-içim içimi yiyordu. 3-Peki ben ne yiycektim lan? Pratik ne yapılabilir? Sote? At piliçleri tencerenin içine, baksınlar başlarının çaresine. Uyusun da büyüsün, yemek olsunlar. iyi fikir. Girdim kasaba. Ustaya verdim siparişi. Piliçcanlar minimal minimal doğranırken içeriye kim gelse beğenirsiniz?
Geçen akşam, ondan önceki akşam, hatta ondan önceki akşam izlediğim kim ki duk, kar wai filmlerinde oynayan 2 aktör ve 1 aktris... Seom'daki katil şu an yanı başımda taşlık ısmarlıyordu. inanabiliyor musun? Kanat göğüs filan da değil, taşlık. Yok artık dedim. Aptala bağladım. Konuşsam mı? Yeni film projeleri ne acaba diye muhabbet çevirsem mi? sonra "niye bu kadar uzatıyosun ki, konuş işte olm, bekledikçe tedirginliğin artacak ve mal gibi yolda kendi kendine söylenirken bulacaksın kendini" diye içim içimi yerken buldum kendimi. (Totalde yaklaşık %0.1 oldu) Off. Bunalmıştım. Usta seslendi. "Buyurun, sizinki hazır!" Kafamı kaldırmamla beraber duvardaki o yazı gözlerimle buluştu. Dondum. Şaşakaldım.
"Her piliç erpiliç değildir."
Tabi ya. Hayat bu kadar basitti işte. Basit bir reklam sloganı bile, bazen insana, o ana kadar idrak edemediği bir gerçeği açıklayabiliyordu. Anlamıştım.
Evime vardım. Sotem pişerken işi gücü hallettim. Afiyetle Yedim. Sonra filme yumuldum. Tüm karakterlerin birbirine benzemesinden dolayı "uzak doğu sinemasında neden hep aynı adam ve kadınlar oynuyor ki?" diye hayretler içerisinde kalarak başladığım uzak doğu filmleri izleme kariyerimde çaylaklığı aşıyordum galiba. zira artık filme gayet güzel konsantre olabiliyordum. Çünkü artık biliyordum ki:
"Her piliç erpiliç değildir."
Afiyetle dile getirin bu sloganı. Çünkü dile kolay. Dile getirdikçe sevecek, sevdikçe erpiliç yiyecek, yedikçe seveceksiniz. Erpiliç... Bir sevgi pilici... canım benim.
Velhasıl günler birbirinin aynıydı. Lakin o günün bir istisnası vardı. bir an önce eve varıp evvela kim ki duk üstüne de wong kar wai patlatmak için içim içimi yiyordu. (yanlış hesaplamadıysam yaklaşık %0.05'im yendi.) duraktaki ve otobüsteki nazlı sevdicek adaylarına bile konsantre olamıyordum. Otobüs, köyüme vardı nihayet. Yemek problemimi çözmem lazımdı. 1-Dışarıda yemekten bıkmıştım. 2-içim içimi yiyordu. 3-Peki ben ne yiycektim lan? Pratik ne yapılabilir? Sote? At piliçleri tencerenin içine, baksınlar başlarının çaresine. Uyusun da büyüsün, yemek olsunlar. iyi fikir. Girdim kasaba. Ustaya verdim siparişi. Piliçcanlar minimal minimal doğranırken içeriye kim gelse beğenirsiniz?
Geçen akşam, ondan önceki akşam, hatta ondan önceki akşam izlediğim kim ki duk, kar wai filmlerinde oynayan 2 aktör ve 1 aktris... Seom'daki katil şu an yanı başımda taşlık ısmarlıyordu. inanabiliyor musun? Kanat göğüs filan da değil, taşlık. Yok artık dedim. Aptala bağladım. Konuşsam mı? Yeni film projeleri ne acaba diye muhabbet çevirsem mi? sonra "niye bu kadar uzatıyosun ki, konuş işte olm, bekledikçe tedirginliğin artacak ve mal gibi yolda kendi kendine söylenirken bulacaksın kendini" diye içim içimi yerken buldum kendimi. (Totalde yaklaşık %0.1 oldu) Off. Bunalmıştım. Usta seslendi. "Buyurun, sizinki hazır!" Kafamı kaldırmamla beraber duvardaki o yazı gözlerimle buluştu. Dondum. Şaşakaldım.
"Her piliç erpiliç değildir."
Tabi ya. Hayat bu kadar basitti işte. Basit bir reklam sloganı bile, bazen insana, o ana kadar idrak edemediği bir gerçeği açıklayabiliyordu. Anlamıştım.
Evime vardım. Sotem pişerken işi gücü hallettim. Afiyetle Yedim. Sonra filme yumuldum. Tüm karakterlerin birbirine benzemesinden dolayı "uzak doğu sinemasında neden hep aynı adam ve kadınlar oynuyor ki?" diye hayretler içerisinde kalarak başladığım uzak doğu filmleri izleme kariyerimde çaylaklığı aşıyordum galiba. zira artık filme gayet güzel konsantre olabiliyordum. Çünkü artık biliyordum ki:
"Her piliç erpiliç değildir."
Afiyetle dile getirin bu sloganı. Çünkü dile kolay. Dile getirdikçe sevecek, sevdikçe erpiliç yiyecek, yedikçe seveceksiniz. Erpiliç... Bir sevgi pilici... canım benim.
(bkz: bodur tavuk her daim piliç)
güncel Önemli Başlıklar