bugün

türkiye'nin yönetim şekli için söylenebilecek en güzel söz... (bkz: rte)
çoğunluğun fikri ne ise zikri de o olacağından, tekmili birden katlanılacak olan demokrasi cilvesi.
şüphesiz siz layık olduğunuz şekilde yönetilirsiniz mealinde bir de ayet vardır
türkiyenin geçmiş dönemlerden daha aydınlık bir görünüşe sahip olması ile birlikte " yaşasın demek ki iyiyi hak etmeye başlamışız" düşüncesine akla getiren özlü söz.
ülke gerçeğini en net yansıtan cümlelerdendir. zamanın içinde saplandığımız çıkmazlarda şikayetimiz aslında kendimizedir. o hep kızdığımız parlamento, farkında mıyız ki bütün halkın örneklemesidir. birşeylerin değişmesi için önce bizim değişmemiz elzemdir. demorasiyle yönetilen bir ülkede seçilenden devamlı memnun kalamıyorsak, sorun seçendedir çıkarımını yapmaktan başka seçenek kalmıyor. bu ülkenin yolları nasıl bozuksa, ticareti nasıl kayıtdışıysa, vergi sistemi nasıl işliyorsa,* yönetimi de öyle aksak olacaktır.
"demokrasi 4 tane salagın 3 tane akıllıyı yönetme biçimidir" , önermesinin zıttıdır
eşşek olana semer vuran çok olur deyişini destekleyen cümle.
orjinali, nasıl olursanız öyle idare edilirsiniz * şeklide olan hadisin modifiye edilmiş şekli.
herkes hakettiği hayatı yaşar sözünün, politik versiyonu.
demet akalın ın yeni şarkısı.*
halkı yönetenleri halkın seçtiği siyasi yapıda herkes nasıl yönetilmek ve ne şartlarda yaşamak istiyorsa; bunu en iyi sağlayacak olanları ,çıkarlarına uygun olduğunu düşündüğü yöneticileri, seçimle başa getirerek,demokrasinin gerçekleşmesine hizmet ediyor ve sonunda her halk hak ettiği ve istediği şekilde yönetiliyor.
(bkz: odunu koysam millet vekili seçtiririm)
(bkz: adnan menderes)
doğru önerme. nasılsak öyle yönetiliriz. e, vaziyetimiz de fena değil. *
doğru söze ne denir önermesidir.

elbette toplumları yöneten kitleler yine o toplumun içinden çıkmakta. insanlar kendilerini temsil etmeleri için oraya vekillerini yani kendi duygu ve düşüncelerini mecliste/parlementoda en iyi şekilde savunsun diyerek göndermektedirler. bu vekiller ne hikmetse bazı ülkelerde vekalet aldıkları kitleleri 4-5 yılda birkaç kez hatırlamakta ve seçim bölgelerine uğramaktadırlar. seçim zamanı köy köy, hane hane gezen vatandaşın bir küçük reyi için yaltaklanan siyasetçilerin maalesef oturdukları ceylan derisi koltuklardan tekrar ait oldukları yere halkın içine döndürülmeleri maalesef ancak seçim zamanından seçim zamanına olmaktadır. bu da demokrasinin en acıtıcı yönüdür belki de.

seçim zamanı sandıkla bir paravanın arkasında elinde evet mührü ile başbaşa kalan her insan maalesef insan sarrafı değildir. olamaz da. ama seçilen her vekil temsil ettiği zümrenin kendisinden ne istediğini hatırlayacak kadar sağlıklı bir zekaya ve o hatırlatmayı yapabilecek ahlaki terbiyeye sahip olmalıdır.

efendim o zaman seçmesin vatandaş. seçmesin tamam da oyu kime verecek insan. önündeki listede adları yazılı insanlara ve/veya amblemlerini gördükleri partilerden birisine verecekler. e be kardeşim ben hazır listeden insan oyluyorum. yani yukarıdan efendi hazretleri kendisine yaltaklanacak kişilerin tam listesini yapıyor. mben de onlar arasından yani efendi hazretlerine yalakalık yapacağı kesin olanlar arasından beni en iyi anlatacak kişiyi seçmeye çalışıyorum. ama bu millet yalakalarla temsil edilmek zorunda değil! ben eğer milletin bireyiysem benim vekilim en azından benim kadar benim sorunlarıma vakıf olmalılar.

ne olacak o zaman? siyasi partiler kanunu ve seçimler öncesi vekil adaylarının belirlenmesi sürecini idare eden yönetmelikler değişecek. bunu kim yapacak? muktedir olanlar yapacak. bakın iktidar demiyorum. muktedir olan diyorum. iktidar koltukta oturandır. muktedir koltukta kendi gücü ile oturandır.

tavır koyalım oy kullanmayalım da bir alternatif olabilir gibi sanki. ama tehlikesi büyük bunun da. nedir tehlike? "arkadaş ben bu adayların hiçbirisine yetki vermiyorum, bunlar beni temsil güç ve kaabiliyetinden yoksun. yok bunlara oy. al sana boş oy pusulası" diyelim. ama maalesef demokraside göz önüne alınan şey geçerli oylar. yani geçerli oylar arasından en çok oyu alan seçilecek. o zaman tavır koymak sadece birinci olan ve benim yetki vermediğim adayın işini kolaylaştıracak. yani tepki koyduğum kişiveya duruma dolaylı yoldan destek vereceğim. ertesi gün ise gazetelerde geçersiz oylardan birisinin sahibi olarak yer alacağım.

mesela başka ne yapabiliriz? tamam buldum. orduyu göreve çağıralım. namzet bir paşa bulalım, kurtar bizi bunlardan diyelim. o da gelsin tankların paletleriyle ortalığı dümdüz etsin. ağzımıza sıçsın netekim.

başka ne yapabiliriz? beyin fırtınası yapalım....hımmmm. buldum ! kurtar bizi baba diyelim. olmadı ama bu da. netekim asker işini çabuk görür, baba ise 7 defa gelir 8 defa gider anca çekilir üstümüzden.

aslında bir yol var ama, maalesef memleket sevgisi, insan sevgisi, milli bilinç, misak-ı milli, kırmızı çizgiler vb. oncxa değer son 3 yılda milli eğitim programımızdan o kadar hızlı bir şekilde çıkartıldı ki...eğer öyle olmasaydı, öyle bir nesil yetiştirebilirdik ki el birliği ile...

ama maalesef o da mümkün değil artık. en iyisi reha muhtar'ın dediği gibi, madem tecavüze uğruyoruz, madem kurtuluş yok, zevk almaya bakalım.
bazi ulkeler icin dogru olabilir ama turkiye bu kadarini da haketmiyor dedirten onermedir. (bkz: yuzde otuzbes oyla iktidar olmak)
yöneticilerin halkın oylarıyla seçildiğini hesaba katarsak doğru olan bir yargıdır.
(bkz: bizim suçumuz neydi)
(bkz: ibrahim tatlises in milletvekili olmasi)
her insan eşit, adil şekilde yönetilmeyi hak eder...de seçilen yöneticilerin hiçbir zaman böyle bir derdi olmamıştır, olmayacaktır da.. bunu sağlayacak olan ise ezilen halkın kendisidir.
halklar hazır oluncaya dek liderler ortaya çıkmaz..
'dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır'

mustafa kemal atatürk
Biz sizi her türlü mikeriz anlayışının sevimli halidir. Halk iktidara hakim mi , iktidar üzerinde söz söyleme hakkına sahip mi? Zannedersin ki halkımız seçimlerde kendi eliyle seçmiş kendisini yönetecekleri. Ulan doğrudan demokrasinin yaşandığı eski yunan'da bile siklemiyorlardı halkı. Burjuvazi parlementarizmi içinde mi sözü dinlensin halkın!?

Halkın kendisini yönetenleri seçtiğine inanılır da , iktidarın yöneteciği halkı seçtiğine inanılmaz. işte böyle sığ bir düşüncenin yumurtlamasıdır. Bir burjuvazi iktidarı kalkıp da işçi sınıfının refahı için uğraşmaz. En fazla asgari ihtiyaçlarını isyan etmesinler diye giderir. *
doğru bir önermedir. ama bir o kadar da yazıktır... demek ki bizim halkımız bunu hak ediyor, buna layık. yönetilmiyor, s... neyse...
(bkz: seven sikilir siken sevilir)
Doğruluğuna inandığım soz öbeği.

Zira bizim halkımız bu konu açılınca sanki turk halkı olarak hepimiz çok karakterli, çalışkan, dürüst, yardımsever insanlarmisiz tribine giriyoruz. Kabul edelim ki %80imiz kisa yoldan kose dönme pesinde tembel uçkuruna düşkün insanlarız. (bkz: soZluk entryler ve başlıklar)