bugün

bir de gidenlerinin götürdükleri vardır... aslında en can alıcı olan odur belki de... anlamlar, hayaller, yarınlar... giden bunları da götürür yanında... size sadece biraktığı birkaç hediye, güzel söz, güller ve karanfiller kalır...

sen giderken anlamlarımı götürmüştün benden
bana bıraktıklarınsa sadece birkaç güzel söz
onlar da
hatırlandıkça canımı yakıyor...
tıpkı mutlulukların can yakması gibi...
her giden bir şey bırakır, aldıklarına karşılık...

kimi umudunuzu alır, kimi benliğinizi. yerine bıraktıkları ise olmayan bir ruhtur çoğu zaman. eskisi gibi olmayan, olamayacak olan bir ruh.

benliğinizi aldıktan sonra, yerine kendini bile koysa değişmeyecektir pek bir şey.

bırakmayın fazla bir şey istemiyorum. beni bana bırakın, yeter...
lisenin kapalı kapılarını, üniversitenin otogarlarını, şimdinin imkansızlarını bırakmak gibidir.

şimdi adımı bile anmıyorsun, biliyorum. liseden şimdiye gelmek ne çabuk oldu? senin için kolay, benim için güç oldu.

öyle güç oldu ki hala aklımdasın. bense yitik hatıralarının son numarasında...
biraktigi seyler bellidir; hatiralar, umut ve hüsran kalana tek sey düser; kafayi yemeden bunlarla yasamak tabi becerebilirse.
amacı ise; geride kalanın bakıp bakıp anılar alemine dalıp ağlaması içindir.
Gittin, içimde kaldı ayrılık...
bırakır evet büyük bir boşluk, kırgınlık, küskünlük...
her giden bir şey bırakır ama giden bıraktıkları ile değil götürdükleri ile hatırlanır.
eksile eksile çoğalırsınız. ama çoğalırken bir de bakmışsınız bitmişsiniz. geri geri ileri gitmek gibidir.
--spoiler--
herkes bir şeyler aldı götürdü benden
kimi umutlarımı
kimi inançlarımı
kimi en güzel duygularımı
--spoiler--

(bkz: hep böyle kal)
en sonunda "biz" diye bir şey kalmaz zaten o kadar çok şey gider ki...
(bkz: ev çöplüğe döndü a q)