bugün

kendisine yakıştırdığınız sıfatı artık sorgulamanız gerektiğinin göstergesini tek başına oluşturur.

ulan arkadaşım; sürekli konuşup derdini fuel oil gibi üzerimize döküyorsun, sadece kendini mi yanıcı madde sanıyorsun anlamadık ki biz. nesin ki sen? ağlama pınarı mı? o zaman biz de ağlama duvarı mıyız? neden derdini kustuğun insanın da arada sinirlerinin gerilebileceğini ya da onun da aslen bir insan evladı olabileceğinin ihtimalini aklına getiremiyorsun. kıt!! arada bir "sen nasılsın? halin keyfin iyi midir?" diye sorsan ölür müsün? tiksindirdiniz amına koyim.

senin aradığın şey mescid-i aksa'nın hemen arkasında.
- öyle işte yaa
+ hmm...
- ee sende ne var ne yok?
+ ya benim de canımı sıkan birşey var aslında
- boşver ya, neyse bunları sonra konuşuruz
+ siktir git.
boşalıp orgazma ulaştıktan sonra dönüp kıçını yatan sevgililer gibidir. siz rahatlamak ister misiniz istemez misiniz hiç umurlarında değildir. onlar bir boşaldı, rahatladı ya. sizin içinizde patlamış patlamamış onlara ne.
Öyle bir arkadaşım vardı. Tüm derdini anlatırdı sonra da "bana olumsuz şeyler anlatma lütfen negatif enerji geliyor" derdi. Çatlak! Çocukluk arkadaşım olduğu için kızamıyordum da.

(bkz: swh)
güncel Önemli Başlıklar