bugün

28 şubatın ertesinde neler konuştuğumuza dikka edilirse anlamı çok açık olan mesaj,

Varan 1:

Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada irtica ile Mücadele Eylem Planı'ndaki ıslak imzanın Dursun Çiçek'e ait olduğuna dair delillerin olduğu belirtildi. Daha önce bu belge bizzat Genelkurmay başkanınca kağıt parçası olduğu iddia edilmişti.

Varan 2:

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk hakkında hazırladığı ve Berk'in birinci sırada sanık olduğu iddianamede çarpıcı ifadeler yer alıyor:

"... Saldıray Berk'in 3. Ordu komutanı olarak elindeki tüm yetkilileri mensubu bulunduğu terör örgütünün illegal amaçları doğrultusunda kullanmaktan çekinmemesi, bilakis bu konuda diğer şüphelilerin mevki olarak diğer şüphelilerin üzerinde bulunması durumunu da kullanarak onlar üzerinde etkinlik sağlaması..."
Erzincan il Jandarma istihbarat Şubesi'nde görevli Üsteğmen Ersin Ergut'un ajandasındaki el yazısı ile Dursun Çiçek imzalı irtica ile Mücadele Eylem Planı'ndaki ifadeler örtüşüyormuş.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamenin 'Silahlı Terör Örgütlerin Yapısı ve Ergenekon Silahlı Terör Örgütünün Erzincan Yapılanması' ara başlığında, Dursun Çiçek imzalı eylem planının Erzincan'da hayata geçirilmek istendiği, Orgeneral Saldıray Berk'in Ergenekon terör örgütüne bağlı olarak faaliyet gösterdiği ifadeleri yer alıyor.

iddianamenin 46. sayfasında Orgenal Berk'in Alevi köyleri ile özel olarak ilgilendiğinin altı çiziliyor. Orgeneral Berk, Alevi köylerinin ihtiyaçlarının giderilmesi için ordunun imkanlarını kullandığına vurgu yapılan iddianamede, Alevi dedelerinin buna mukabil Org. Berk'i çok sevdikleri ve kendisine taktir beraatları verildiği ifade ediliyor. Org. Berk'in bu tavırlarının mezhep ayrımcılığı olduğu belirtilen iddianamede, bu tavırların jandarmanın istihbarat raporuna girdiği ve Berk'in davranışlarının ülkede yaşayan kişiler arasında çatışma çıkararak toplumsal barışın bozulması, buna bağlı olarak yürütme organının zafiyete düşürülerek ülkede kaos ortamı yaratılması ve sonucunda askeri darbeye zemin hazırlanması amacıyla örtüştüğü dile getiriliyor.

Varan 3:

Askeri savcılığın özel kurye ile Balyoz soruşturmasını yürüyeten Özel Yetkili Cumhuriyet savcılarına gönderdiği bilirkişi raporunda, 'Balyoz Güvenlik Harekat Planı'nın sıkıyönetim uygulama esaslarının ötesinde tedbirleri ve faaliyetleri içeren bir plan olduğu" vurgulandı. Rapordaki en çarpıcı ifadeler ise "Hükümeti devirip devlet idaresine el koymayı öngören bir plan olduğu" şeklindeydi. Başka bir deyişle bu bir darbe planıydı.

Balyoz planı da ilker başbuğ tarafından sert bir şekilde yalanlanmış, "Allah allah diye hücum eden ordu, allahın evini nasıl bombalar?" demişti.
(bkz: artık yıl).
güncel Önemli Başlıklar