bugün

Aklımın almadığı durumlardan biri. Hem yuva kurmayı teşvik edici olup hem de bir sürü bok püsürle, prosedürle, yok nişan, yok kına, düğündür, pırlantadır, trabzon zinciridir.. Derken damat adayının yasal sevişmek adına önüne birsürü engel koymak.. Yani yuva kurmak isteyen adam hem aradığını bulacak, hem uyumu yakalayacak, hem pırlantası cartı curtu hariç en az 30 bini cebinde düğün yapacak.. HAPLI mısınız hacosman siz kuzum?

Bir de ecnebi adetlerine bak. Kadını bul, aşkını yaşa, pırlantanı tak, kilisede evlen bitti.. Artık balayına mı gidersin, evde mi o işi görürsün sana kalmış.

Hülasa şahsi fikrim evlilik kurumunun bekası ve çiftlerin huzuru için bu adet denilen saçmalıkları bir kenara bırakmak. Ben, eğer buna yatkın bir kız bulabilirsem 10 bin liraya 7 günlük harika bir venedik tatili ayarlar, gittiğimiz gün orada konsoloslukta nikâhı basar, hafızalardan çıkmayacak bir evlilik yaparım. Varsa aday, bana ulaşsın. Sonra yasal yasal sevişiriz.
Millet eğlensin diye düğün yapan tek millet biziz sanırım, neymiş ben gelinlik giyeyim diye yapıyormuş ah akıllım o düğün masrafları evlendikten sonra bana da girecek biraz mantık lütfen.
Sevgililer arasında yöre farkı varsa masrafı iki katına çıkar. Düğün başlı başına bir saçmalık. Keşke sevdiğimi babası vermese de kaçırsam. Toruna torbaya hikâye de olur.