bugün

bir hayvan sever olarak gözlemlediğim konudur. her insan her canlıyı sevmelidir elbette fakat insanın alt psikolojisinde, kendisinden aciz olan bir canlıya üstünlük taslaması, kendisine muhtaç bir canlı olması tatmini vardır. yani aslında kişi o hayvanı hayvan sevgisinden dolayı değil tanrısal iç güdülerle sevmektedir.

neden mesela bizden güçlü olan aslan, kaplan sevmiyoruz? ve ya söz dinlemeyen hayvanları sallamıyoruz?
Tanrı zannetmek değil tanrıyı içinde hissetmektir. O duyguyu doğru tanımlamak lazım. Zira bu duygu zaten pek çok yöneticiyi ya da toplumları yok eder.

Adam köy ağasıdır. Kime ne mal verilecek hangi işi kim yapacak o belirler. Sonra zanneder ki buranın tanrısı benim. Böbürlenir böbürlenir, kibirden geberir.

Firavunların tanrı iddiaları, monarşik devletlerde ya da papalıkta egemenliğin tanrıdan gelmesi gibi. Tabi bizim gibi normal insanlar toplumları yönetip kendisini tanrı zannedemeyeceği için hayvan besleyip bu yanılgıya düşebiliriz ama aslında o his, tanrıyı içinde hissetmektir. Senden aciz olana bakıp kendi acziyetini düşünmelisin. işte böyle yapınca da hayvan sevgisi kadar insanı yücelten mutlu eden bir şey yok.