bugün

(bkz: animal farm)
bugüne değin devlet tiyatrolarında izlediğim en iyi oyun. zaten george orwell'in eseri muhteşem, uyarlama da güzel olmuş. oyuncular da hakkını veriyor. özellikle irfan şahinbaş sahnesinde oyunun içinde hissediyorsunuz. bilet bulabilirseniz kesinlikle gidin.
George Orwell.
hayatımın kadını ile tanışmama vesile olan kitaptı. ne hayat kaldııı, ne kadın.
Domuzların hüküm sürdügü kitap.
George Orwell'ın iktidarın canlılar üzerindeki etkisini anlattığı mükemmel eser. insanı düşünmeye iteler.
okuduğum en Eleştirel ve rahatsız edici kitaptır. isyanın ardından başa geçen domuzların insanlardan daha zalim olması da Stalin Rusya'sından alıntıdır.
Sovyet rusya'ya sağlam giydiren orwell kitabı. Son kısımda insanların ve domuzların giderek birbirine benzemesi güzel mesajlar vermekte 1984 kitabında da bu esintilere rastlamak mümkün.
Son zamanlarda okuduğum en iyi hiciv kitabıdır. Kitabı okudukça çiftliğin, Türkiye'yi ne kadar andırdığını fark ediyor insan. Özellikle Napoleon karakteri, bana hiç de yabancı gelmedi.
Kahramanları bizlerden oluşan bir masaldır.
son 15 sayfasına gelindiğinde kitabı parçalamak veya yakmak isteyebilirsiniz.
ama kendinizi yakmanız çok da kolay bir iş değildir.
Masalı degistirmek mümkün müdür diye hayallere dalabilirsiniz. Sonra aklınıza şu dizeler gelebilir:
Sen yanmazsan
ben yanmazsam
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa ?
Komünist sistemi tam olarak en net ve doğru şekilde eleştiren kitaptır.
1984 adlı kitapta aslında komünist bir ütopyayı anlatmaktadır.

---Köle eşitliği -----
george orwell'in akılda düşünceler ve sorular bırakan kitabıdır. insanların günlük yaşamda neler yaptığını aynı şekilde hayvan çiftliği'ndeki hayvanlarla karşılaştırınca aslında farkımız olmadığını göstermektedir. menfaat, hırs, daha fazlasına sahip olma arzusu gibi duygularımızın bize ne denli zararlar verdiğini anlatmaktadır. bir nevi insanların hayvanlaştığı dile getirilmek isteniyor lâkin; insanların ne zaman kötü bir davranışı, düşüncesi olsa direkt hayvan ibaresi yükleniyor peki bu hayvanlara hakaret değil midir? diye düşünerek içim içimi de yiyor. fakat güzel bir romandır, ders almak isteyene ders verir. "tüm hayvanlar eşittir, ama bazıları -domuzlar- daha da eşittir"
Okurken beni çıldırtan, kimi zaman tüylerimi ürperten, kitabı yırtıp atma isteği uyandıran kitaptır. Eşitlikçi hayvanların baş kaldırısıyla başlayan kitap, insanlaşan domuz liderlerinin piçliğiyle sona ermiştir.
Tüm hayvanlar eşittir, ama bazıları -domuzlar- daha da eşittir. Vay be, söz bitti.
lisede okulun düzenlediği denemede 2. olunca bana vermişlerdi bu kitabı. 108 sayfaydı yaklaşık. öyle hatırlıyorum. yıllardır klasik eserler okuyan beni hiç etkileyememiş basit bir kitaptır. popülerliğinin sebebi ise ezilen halk'a bir simge olmasıdır. bir de ideolojisini savunanların mübalaağasıdır.

edit:ay göt kılları. eksileyin bakayım. bilgiliye tahammülünüz yok tabii. çocuk romanları okuyun.
cin ali okurlarının beğenmediği kitap. çok güzel bir konuya dikkat çeker. 1984'ün yanında çerez diye almıştım, kısa da olsa neredeyse onun kadar güzel bir kitap.
"bütün hayvanlar eşittir ama domuzlar daha eşittir " sözü unutulmazlar arasında yerini almış orwell eseri.
George Orwell'ın ölümsüz eseri. 1984 ile bu kitap bağlantılı okunmalıdır. Hatta izleyenlerin dikkatini çekti mi bilmiyorum ama 1984 filmindeki büyük birader domuza benzemektedir. Bu da hayvan çiftliği ile 84'ün bağlantılı olduğuna örnek olarak gösterilebilir.

Edit: hangi aklın zihniyetini güttüğü bilinmeyen arkadaş eksilemiş, şaşırdım. Kendisine tavsiyem.

Önce Hayvan Çiftliğini ve ardından 84'ü okumasıdır. Hayvan çiftliğini okurken, Türkiye'nin seçmen kitlesini göz önünde bulundurmalı ve 84'ü okurken yaşadığımız Türkiye'yi anlamlandırmalıdır! Korku ütopyacılarına, parmak ısırtacak bir yönetim mevcuttur.
Aldous Huxley'in cesur yeni dünya kitabını okuduktan sonra george orwell'in hayvan çiftliğini okumak gerekir.
bugun okudugum guzel kitaptir. komünizm elestrisi yapmaktadir. hayvanlarin beraberce devirdikleri insanlarin yerine gecen domuzlarin, ciftligin nasil kendi cikarlari icin kullandigini , gunumuze uyarlandiginda iktidarlarin insanlari kitaptaki domuzlar gibi nasil kandirdigini anlatan eserdir. ustune ustluk namuslu ve serefli domuzu (snowball) oyunlarla ciftlikten kacirip sonra ciftligin anasini aglatan napoleon domuzu nasilda gunumuz liderlerine benziyor. namusluya iftira at ciftligin ulkenin emekcileri sömür. kitabin finalinda iktidar canavari insan ve domuzlarin ayni masada yemek yemesi ve diger hayvanlarin ikisini birbirinden ayiramamasi biraz dusundurucu.

tavsiye edilir. okuyun , okutun.
can yayınlarının çevirisi daha iyidir. meb pek güzel değildir.
George orwell efsane baş yapıtı.

Bütün hayvanlar ozgurdur domuzlar daha özgür.
Ingiliz yazar george orwell.

Kitap aslında komünist düzeni aksaklıklarını anlatsa da dünya üzerindeki yönetimleri ve aksak yönlerini belirtmekte.hayvan çiftliğindeki temsili hayvanlar üzerinden mesaj verilmekte.tüm yöneticilerin mutlaka okuması gereken bir kitap.

kitapta belilrleyici olan domuzlar oluyor.çiftlikte insanlara hizmet etmeyi bırakıp kendi emeklerinin karşılığını almak istiyorlar ve bir isyan sonucunda çiftlik sahibini kaçırıp yönetimi ele geçiriyorlar.burada domuzlar uyanıklık yapıp lider oluyorlar.kendi kurallarını belirliyorlar ama bu kurallar ileride domuzlar için geçerli olmayacaktır.domuz napoleon domuz snowball'ı görevinden indiriyor.(günümüzdeki iktidar oyunları).onu kötülemek için elinden geleni yapıyorlar,belgeler düzenliyorlar.sisteme karşı suç işleyenler cezalandırılıyor.her şeyin en iyisini napoleon bildiği,eleştirilmemesi gerektiği ve kesin itaat isteniyor.domuzların dışındaki hayvanlar canla başla çalışırlarken domuzlar yönetici olduklarını ve kendilerinin bazı ayrıcalıkları olduğunu belirterek diğerlerinden ayrılıyorlar.mesela at boxer itaatin esas olduğunu ve her zaman işlerin yetişmesi için çalışmak gerektiğini belirtiyor.hiç sorgulamadan hep domuzlar için çalışıyor ama sonu at kasabı oluyor.hayvanları her zaman inandırma görevi üstlenen squealer var.ne zamanki farklı düşünen biri olsa onları yatıştırıyor.insanlar kötüyken domuzlar artık onlarla ticaret yapmaya başlıyor.onlar gibi iki ayaklarının üstüne dikilip ellerine kırpaç alıp diğer hayvanları yönetmeye başlıyorlar.eşitlikçi başlayan başkaldırı bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar(domuzlar) öbürlerinden daha eşittir şeklinde sona eriyor.
hayvan çiftliği hakkında bilinmesi gereken 10 gerçek:

http://metro.co.uk/2015/0...al-farm-for-17th-5317058/
george orwell in başyapıtıdır. bütün kitaplarında yer alan ağır, karanlık atmosfere kıyasla daha rahat okunur. bir dönem ankara devlet tiyatrosu tarafından oynanan sahne uyarlaması da müthiştir ancak zor bilet bulunur.
Hayvan Çiftliği, (orijinal adıyla Animal Farm) George Orwell'in mecazi bir dille yazılmış, fabl tarzındaki siyasi hiciv romanı. Roman ilk olarak 1945'te yayınlandıysa da asıl ününe 1950'lerde kavuştu. 1996'da ise geçmiş tarihler için verilen Retro Hugo Ödülü'nü 1946 senesi için aldı.

Roman, Stalinizmin eleştirisidir. Totaliter rejimlere karşıt bir solcu olan Orwell, romanında SSCB'nin kuruluşundan itibaren meydana gelen önemli olayları kara mizah yoluyla ve mecazi bir dille anlatır.

Hayvan Çiftliği çok yankı uyandırmış ve olumlu eleştiriler almıştır. Bir Stalinizm eleştirisi olmakla birlikte, II. Dünya Savaşı yıllarında müttefiklerini kızdırmak istemeyen ingiltere'de sansüre uğramıştır. Romanın çizgi filmi çekilirken konusunun CIA tarafından değiştirildiği iddia edilmektedir. Roman 1999'da bu kez konusuna daha sadık bir senaryoyla filme çekilmiştir.

Hayvan Çiftliği, Pink Floyd'un Animals albümüne ilham kaynağı olmuştur.

"Hayvan Çiftliği" Türkiye'de ilk kez 1954 yılında o zamanki adı Maarif Vekâleti olan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Halide Edip Adıvar'ın Türkçe çevirisiyle bastırtılmıştır. 1966 yılında da kitabın ikinci baskısı yapılmıştır.

Romanın ingilizce versiyonu 1970'li yıllarda Türkiye'de yabancı dille eğitim yapan devlet okullarında (Maarif Kolejleri) ingilizce derslerinde okutulmuştur.