bugün

gezi parkı ve diğer avm leri eleştirmemesi gereken insan. ama öyle mi. sözlükte bile avm den çıkmayıp, avm karşıtı olan ibibkler yok mu var. bunlarda ne dava adamlığı ne başka şey var. sadece moda. evet şu an avm ye karşı olmak moda ya o hesap. böyle basiretsin, ucuz insanlar işte.ilk entryi hiç avm ye gitmemiş olanınız atsın.
avm de doğmuş büyümüş insandır. hiç avm den çıkmamıştır çıkmadığı için gitmemiştir de.
gezi parkında toplananlar sözde çevreciler değildir. fakir anadolu insanlarıdır. gerçek halktır.
hiç birşey kaybetmemiş, gittiği takdirde de hiç birşey kazanamayacak düz insandır. Avm ye gidenlerin götü göğe ermiyor. Aksine pahalılığın tavan yaptığı bu mekanlarda o götlere sağlam kazık sokuluyor. Gitmemek en iyisi.
kalabalık ortamları sevmiyordur yada kücük sehirde yasıyordur.
çok da bir şey kaybetmemiş insandır. biz gittik de ne oldu.
küçük şirin bi köyde yaşayıp o köyden pek çıkma imkanı da bulamayan ve hayata o küçük köyde gözlerini yummak zorunda kalan eli öpelesi insandır.

-muş'ta o köylerin birinde görev yaptığımda görme,tanıma imkanım bulduğum insanlardır.
benimdir o. gitmedim sözlük. var bizim buralarda da avm. istanbula bir buçuk saat uzaklıktayım ama gitmedim. sebep belli kapitalizmin mabedi olmaları. aslında gelinen nokta da her yer kapitalizmin mabedi ama bu bir duruş sadece.

tabi şu da var : Yolda yürüyoruz diye asfaltı eleştirme hakkı elimizden alınamaz(ismet özel).
öncelikle (bkz: #20588047)

dün gittim. 23 yaşında olan ben yıllarca sergilediğim duruşu bozdum ve gittim. ama sor neden gittim.

neden gittim. çadır sormaya. yoktu ama sonra biraz dolaştık. ve dolaşırken hep o derslerden hatırladığım şey aklıma geldi;

bütün iktisat kitaplarının birinci sayfasında şu yazar: iktisadın temel tanımı, sınırsız insan ihtiyaçlarının kıt kaynaklarla karşılanmasıdır.

şimdi bakınıyorum avmnin içine oradaki bütün insanların hepsine yetecek kadar mal var. sonra insanlara bakınıyorum ve giyecebilecekleri kaç elbise olabilir ki, yiyebilecekleri kaç elma olabilir ki diyorum. sonra geldiğim noktada şuna varıyorum: iktisadın yeni tanımı: sınırlı insan ihtiyaçlarının, sonsuz kaynaklarla karşılanmasıdır. ama bunun bu kadar basit olmadığı da belli. insanların ihtiyaçları sınırlı ama neden daha fazlasını istiyorlar sorusu var? ona şu cevap çıkıyor: arzunun provoke edilmesi. ihtiyaç, karşılandığında biten bişey, ama arzu asla karşılanmıyor ve arzu insanların içinde hep olan birşey.(1)

özetle ortaya şu çıkıyor: kapitalizm, insanların arzularını provoke eder. ve insanların ihtiyaçları olmadığı halde bişeyler almasına sevk eder. o yüzden bişeye ihtiyacınız varsa avmye gitmeyin. eğer deli gibi para harcamak istiyorsanız gidin.

not: (1) olan kısımla ilgili besim f dellaloğlunun harika seminerini izleyebilirsiniz.

http://www.youtube.com/watch?v=WLiCtfhfVog
güncel Önemli Başlıklar