bugün

hayatın, işe girme sürecine böylesine benzediğini hiç düşünmemiştim bu kadar. birebir aynısı gibi.

kriterler, kriterler...

iyi bir birey, iyi bir eleman olma çabaları. öz geçmiş, özüm geçmiş. kimse sormuyor gerçekten başından neler geçmiş. ama geçmiş işte. önemsiz değil miydi hani? bırakıp gidemez miydik ardımızda?

cv min de benimle beraber dolaşması hakkında ne gibi bir yorum yapabilirsiniz ki? yaşanmış kötü anılarımı anlatamam özgeçmişimde, ya da başarısızlıklarımı, hayatta da iş görüşmesinde de aynıyız işte. tıpkı böyleyiz. kendimize karşı bile iki yüzlü olmayı nasıl becerebiliyoruz, hala anlamış değilim.

kızımız çok güzel temizlik yapar. oğlunuza çok iyi bakacağından eminiz. Peki ya oğlan? oğlan nasıl? siz hiç merak etmeyin oğlanın hayat tecrübesi ve mevkisi kızınızı mutlu etmeye yetecektir. öyleyse pek fazla söze gerek yok. oğlunuzu işe alıyoruz. çok memnun oldum. kız da kabul edilmiştir. bir sürü gülücük, el sıkışmalar, eller önde bağlanmış oturmalar, göz süzüşler, derin incelemeler, kahve fincanındaki leke, işten ayrılma sebebi, kızın burnu biraz büyük mü, tercih sebebi: presentable mı, sorunum ne benim, yoksa hayat bir işe alma mı?

elini sıkarken elin üstte ise liderlik, önderlik.

ne güzel, öyleyse bir kahve daha için. hayır teşekkürler 3 yıldır burada çalışıyorum. yeterli tecrübeniz var ancak eksiklikler de mevcut. ne gibi? hala yastığa kılıf geçiremiyorum.

her an işe alınıyor gibi değil miyiz sizce de? günlük konuşmalarınızı kaydedin. sürekli kendimizi kanıtlama çabası. karşımızdakine kendimizi kabul ettirme dürtüsü. sürekli kriterler, kriterler, kriterler, ve gerçekten kriterler...