bugün

her zaman hayatın gerçeklerini geç farkedebilmektir.
sürekli göt gibi bırakması. hiç kimsenin istediği yerde istediği şeyi yapıyor olmaması. karşına kötü insanları çıkarması. iyi insanı açlıkla kötüyü parayla terbiye etmeye çalışması vs vs... bu liste uzar gider...
gerçeklerle yüz yüze gelmektir.

madde 1 : sevenler kavuşamaz

madde 2 : sevip kavuşanlar kıymet bilmez , bıkar,ayrılırlar .

madde 3 : sonsuz aşkı anlatan masallarla büyüyüp , gerçeklerin farklı olduğunu görmek insana acı verir .

madde 4 : evlilik insanoğlunun üremesi çoğalması için düzenlenmiş bir kandırmacadır. evlilikte sevgi - aşk ilk günlerde olsa bile bunun devamı yoktur . tamamen kandırmacadır.
G*te giren şemsiyenin açılmaması.
can dündar hepimizin muzdarip olduğu kanayan yaramıza ne güzel değinmiş. sizlerle paylaşıp, okumamış olan varsa ayna tutmak istedim kendi hayatına.

"Herkes bir arayış içinde, ama hiç kimse ne aradığını bilmiyor

Sanıyoruz ki çok paramız, sürekli yükse...len bir kariyerimiz, bahçeli bir evimiz, spor bir arabamız olunca biz de çok mutlu olacağız

Hadi maddeciliği bir kenara bırakalım; niye herkes aşktan şikayetçi?

Çevremizde kaç kişinin aşk hayatı iyi gidiyor? Eminim parmakla sayılacak kadar azdır Ve eminim hiç kimse yanlışın nerede olduğunu da bulamıyordur

Ben ten uyuşması kadar ruh uyuşmasının önemine inanırım Hatta insanların eş ruhlarının olduğuna bile inanırım Ama ruhları olmayan bedenler birbirleriyle ne kadar uyuşabilir ki? Evet, önce göz görür fakat ancak ruh sever Ayrıca ruhumuz olmadan eş ruhumuzu bulmak gibi bir şansımız olmadığına da eminim işte bu yüzden içimiz de sürekli bir eksiklik duygusuyla yaşıyoruz hepimiz, işte bu yüzden sürekli duvarlara çarpıp çarpıp kendimizi kanatıyoruz ve işte bu yüzden mutluluğu bir türlü yakalayamıyoruz

Gerçekte hız çağında yaşıyoruz Her şey o kadar hızlı geçiyor ki, ne işe, ne arkadaşlarımıza, ne ailemize, ne çocuğumuza, ne kendimize yeterince vaktimiz kalmıyor Akrep ve yelkovanla yarış halindeyiz Bu yüzden bütün ilişkiler yarım yamalak, bütün sevgiler bölük pörçük

Sevmeye bile vaktimiz yok bizim

Oysa teknolojinin nimetlerinden fazlasıyla yararlanıyoruz Ne çamaşır yıkıyoruz ne de bulaşık, çayımızı kahvemizi makineler yapıyor
işlerimizi bir telefon, bir faksla hallediyoruz Uçaklar bizi iki saat içinde dünyanın bir ucuna taşıyor Hatta artık gitmeye bile gerek yok, internetle dünya elimizin altında Ama yine de vaktimiz yok işte!
Bence doğanın kara bir laneti Biz ondan uzaklaştıkça, o da bizden bütün zamanları çalıyor

Milan Kundera "yavaşlık" adlı kitabında; "yavaşlık hep aldatır,hızlılık ise unutturur" diyor Telefon hızlılık mesela, konuşulanları,söylenenleri unutturur Mektupsa yavaşlık, hep vardır ve hep hatırlatır Evet freni patlamış kamyon gibi yaşamanın hiç anlamı yok
Ayağımızı gazdan yavaş yavaş çekelim ve biraz mola verip ruhumuzun da bize yetişmesini bekleyelim artık

Aceleye ne gerek var?

Hayat yalnız biz izin verdiğimiz gibi geçer iyi ya da kötü hızlı ya da yavaş

Her şey bizim elimizde, sevgi de, aşk da, başarı da Ama ancak kendi ruhumuzla buluştuğumuzda"
(bkz: 4 s kuralı)
--spoiler--
NE KADAR ACı AMA GERÇEK iŞTE...

"Bugünlerde hayat ne garip;

Mallarımız arttı,
keyfimiz azaldı.

Daha büyük evlerde kalıyoruz ama
daha küçük ailelerde yaşıyoruz.

Konforumuz arttı ama
zamanımız daraldı.

Uzmanlıklar arttı ama
sorunlar çoğaldı.

ilaçlar çoğaldı
hastalıklar arttı.

Az kitap okuyor
çok televizyon seyrediyoruz.

Para kazanmayı öğrendik ama
yuva kurmayı beceremedik.

Hayata yıllar ekledik,
yıllara hayat katamadık.

Ay'a kadar gidip dönmeyi biliyoruz ama
komşumuza geçmek için karşıya geçmiyoruz.

Uzaya ulaştık ama
ruhun derinliklerine inemiyoruz.

Havayı temizledik ama
ruhları kirlettik.

Atomu parçaladık,
önyargılarımızı yıkamadık.

Acele etmeyi öğrendik ama
sabırlı olmayı asla.

Tanıdıklar çoğaldı,
dostlar eksildi.

Çabalar arttı ama
mutluluklar azaldı."
--spoiler--
(bkz: ölüm)
Hayatın en büyük gerçeği acımasız olmasıdır .
aynamızdır.
doğarsın, annen baban bi yürüse der.
yürürsün, annen baban bi konuşsa der.

konuşursun, biraz daha büyüse derler.
biraz daha büyürsün, okula gitse derler.

okula gidersin, şu okul bir bitse dersin.
okul biter, şu askerliği de bitirsen dersin.

askerlik biter, şu işe bi girebilsem dersin.
işe girersin, şu kızla bi evlenebilsem dersin.

evlenirsin, şu oğlan da doğamadı gitti dersin.
oğlan doğar, şu arabayı bi alabilsen dersin.

arabayı alırsın, şöyle bir evim olsa aaah ah dersin.
gün gelir evi de alırsın...

sonra bir gün ''hanım şu çocukların bi mürüvvetini görsek'' dersin.
sonra çocukları da baş göz edersin.

zannedersin ki artık dinlenme vaktidir.
hanım bundan sonra kendimiz için yaşayacağız dersin.

sonra bir hastalık peydah olur vucuda.
halbuki herşeyi halletmiştin. tam dinlenme vaktiydi.

hastane hastane dolaşmaya başlarsın.
çaktırmadan dua edersin, allahım elden ayaktan düşürmeden emanetini al dersin.

sonra bir gün arkada bir gözü yaşlı eş ve çocuklar bırakırsın.
eşinin feryatları arşa yükselir:
ah be bey ne olurdu bu kadar kendini yıpratmasaydın. biraz da kendini düşünseydin...

velhasıl hayatın gerçekleridir bunlar. dinlenmek, kendine vakit ayırabilmek çoğu zaman ikinci planda kalır.
(bkz: acımasız gerçekler)
insanın içini acıtır.
(bkz: sevgiliden 3saatte 2 ayar 1 boynuz yemek)
(bkz: ölüm gerçek)
murphy yasaları sapına kadar gerçektir. gerçekler acıtır, e bundan gerçeği var mı?
hayatta, her şey istediğimiz gibi olmaz,
hayatta, hiçbir şey istediğimiz zaman olmaz,
(bkz: aa ajdar yaşıyormuş)
sevdiğinle değil,seni sevenle olacaksın bu hayatta.
tecrübe yenilen kazıkların bileşkesidir.
"hiçbir zaman garantisi olmayan bir mutluluk için, hayatınızda kalıcı olan şeyleri yok etmeyin. çünkü tek üzülen siz olursunuz."
+ hayatta her şeyi kendiniz yapmalısınızdır. suya düştüğünüzde hayatta kalmak için sadece siz yüzebilirsiniz.
+ mutluluk 3-5 dakika süren bir histir ve hayatınızı onu yaşamaya adarsınız.kimi zaman bir gülüş kimi zaman bir bakış da olabilir.
+ mutluluk kişiye rahatsızlık verebilir. işte o andan itibaren kendinizi mutlu edecek bir başka şeye yönelirsiniz.
+ herkes bir gün ölecek. arkasında iyi ya da kötü anılar bırakarak.
+ her zaman için keşke kelimesi sizinle beraber olacaktır.
+ konuşmak ya da fikir belirtmek yaşamanın yanında hiçbir değeri olmayan bir aktivitedir.
+ otobüste yer verdiğiniz kişiye gösterdiğiniz saygı aslında sizin 30 sene sonraki halinizin karşılaşmak istediği durumdur. aslında kendinize yer verirsiniz.
+ sadece sizin kalbiniz kırılmaz, herkesin kalbi kırılır. herkesin annesi ölür ve bununla birlikte babasız kalabilir. herkesin ikinci bir şansı yoktur.
+ geçmişte yaşadığınız şeyler on bilemedin yirmi yıl içinde size döner. kimi zaman tıbbi bir adla kimi zaman tanımlayamadığınız bir hisle.
+ hayatta aslında sadece kendinizi seversiniz. herkese her gün yalan söylersiniz. güldüğünüzde bir şeyler saklar ağladığınızda bazen biraz fazladan uzatırsınız. bunu kendinizi karşınızdakinin iradesini zayıflatmak için kullanırsınız.
+ her insan iki yüzlülük nedir bilir ve uygular. siz de uygularsınız.
+ her insanın sırları vardır ve satır aralarında bunları yakalarsınız.
+ insanların büyük kısmı hayatının değerini bilemeyecek kadar eksik.
+ gök yüzünün mavisini akşama kadar bir kere bile görmeden gün geçiren insan bunun eksikliğini hissetmediği an ölmüş demektir.
+ yağmurun altında ıslanmak için durduğunuzda yarım saat içinde hasta olmaya balşamışsanız artık yaşlanmışsınız demektir.
+ her zaman sizi bir köşede anan insanlar vardır.
+ aslında kimse kimseye acımaz, biraz daha katlanır. sevgi aşk? basit bir hormon aktivitesi, kalanı sizin onu nasıl yaşamak istediğinizdir.
+ şu anda yaşayan insanların milyarlarcasının hiçbir önemi yok gibidir. tandığınız tüm insanlar aslında sizlere sadece tanıtılanlardır.
+ allah aslında sizi her an izliyor. gülerken, ağlarken, yalnızken...

yıllar sonra gelen edit: efendim her bir madde tarafımdan yazılmıştır. *. *.
dostum, kardeşim dediğin insanın günün birinde sevgilini elinden almasıdır. tabi bu durumda hem dostun tarafından hem de sevgilin tarafından hayatın acı gerçekleriyle karşılaşırsın. aşılması zaman isteyen zor bir durumdur.
her zaman ön yargılarla ve çifte standartlar ile karşılaşmaya hazır olun. çünkü insanlar artık bu hayatı işine geldiği gibi yaşıyor. onlar dört dörtlük süperdir, siz sıfırsınızdır. oysa böylesi bir denklemin trajik unutulan bir noktası vardır, sıfır yutan elemandır(!)...
* Kafedeki kız aslında seni kesmiyordu.
* Garson, telaffuzundan istediğin şeyi ilk defa yiyeceğini / içeceğini anladı.
* Kafandaki cisim saatlerdir orada ve herkes sana güldü.
* Konuşurken ağzından çıkan ve masaya konan tükürüğü gördüler ve şu an ne anlattığından çok tükürüğe odaklanmış durumdalar.
* Yalan söylediğini anladı ama ses etmedi. Artık her söylediğine şüphe ile bakacak.
* Uyuya kalıp başının öne düştüğünü gördüler, acaba gördüler mi diye boşuna bakınma.
* Asistan seni gördü ama bişe demedi, daha dikkatli ol.
* Öndeki adam arkasına dönmese bile sen onun ayağına bastın ve senden bir özür bekliyor.
* O çocuk sana hayatta bakmaz.
* Bana kız mı yok diye kendini kandırma. *
* Her ne kadar üstünü başını düzeltip kapıyı açsan da, gelenler evde tek başına ne yaptığını anladılar.
* Ders çalıştım diye kendini kandırıyorsun.
* Ellerini yıkadın ama pantolonundaki ıslaklığı çiş sanacaklar.
* Yine taksinin kapısını çok sert kapattın. Şöför içinden ana avrat kaydı.
* Yanına fazla para almadın demek? Yalanını sikiym senin.
* Kimse görmemiştir diye kandır sen kendini. Ne zaman tarayıcı geçmişini işin biter bitmez sileceksin?
* Haklısın. Son esprinden sonra seni gerçekten eşcinsel sanıyorlar. Bundan korkuyorsun di mi? Demek ki homofobiksin de. Buyur.
* Pazartesi okul var
* Hemen yapıp çıktın mı? Belki erkeklere yedirdin ama kızlar bu makyaj için saatlerdir uğraştığını anladılar.
*Gece yatağına işeyip de annen sabah seni kaldırmaya geldiğinde yataktan çıkmıyordun ya, annen anlamadı sanıyorsun di mi? *
güncel Önemli Başlıklar