bugün

kendinden çok değer verdiğin kişinin ellerinin arasından kayıp gitmesidir.
son nefesini vermek üzere olduğun andır. çünkü hayat sürprizlerle doludur. köşeyi döndüğünde belki aşık olacağın kadını bulacaksın, belki işsizim; bittim, tükendim dediğin anda tanıştığın bir adam senin iş sahibi olmana vesile olacak. belki çocukların olacak; onları omzunda gezdirip oyunlar oynayacaksınız.
hayatın anlamsız olduğunu genel bir nedene bağlamak imkansızdır. çünkü anlam bütünlüğü, bu konu için geçerli değildir. bu benim görüşüm: hayat bize bir anlamı olmadan verildi. evet bir anlamı yok çünkü hayat içi boş bir defter gibi. ona anlam yüklemek, yani yazmak da senin elinde, onu karalamak da.
çocukluk arkadaşimi kaybettiğim an. görüştüğümüz akşamın sabahında morgda gördüğümde hayattaki tüm isteklerin bitti. hayat anlamsız ama yaşamak güzel .
"an"dan ziyade belirli bir süreçtir. yaşanmışlıklarla, hissedilenlerle alakalı bir süreç. bir bakmışsın aynı döngünün içerisinde gidip geliyorsundur. aynı hüzünler , aynı acılar, aynı yalnızlıklar, aynı hayal kırıklıkları, aynı boşluklar, aynı düzensizlikler -hatta bunların giderek dozunun arttığı- kocaman bir kısır döngü... her gün bir sonraki gün iyi olacak diye geçen koca seneler... ve aslında daha otuzlarına bile gelemeden yaşanan o büyük yorgunluk. bir de yakınlarını da birer birer toprağa veriyorsan veya yanındayken bile varlıklarını hissedemiyorsan hayatın hiçbir anlamının olmadığını anlıyorsun işte.
Bir çocuğun ölümünü görmek.
yirmi dört yaşındaysanız ve sevdiklerinizden ayrıysanız, hayat gerçekten çok anlamsız.*
Bunu bir kere anladım, ilk yakınımı kaybettiğim zamandı. Amcamın vefatı ile olaylara bakış açım da değişti. seni kendine getiren durumdur.
sevgilisinden yeni ayrılmış insanın ilk bir haftada yaşadığı duygudur.
Yıllardır herkesten farklı olan sevdiğin o insanın sıradanlaştığı ve artık o yabancı kalabalığa karıştığı an. En azından tecrübe ettiğim bu, onun dışında sevdiklerinizin ölümü olabilir.

Birisi nasılsın diye sorduğunda sadece "yaşıyorum" diyebiliyorsun sonra da.
sevdiğimiz/sevmediğimiz bedenlerin topraktaki canlıları besleyecek olduğunu bildiğin hatta yakından hissettiğin o an. Belki de cansız bedeninin üzerinde gezen kurtçukları düşündüğün o an.
gece yastığa başını koyduğun an.
Tek başına yürüdüğünü olduğunu andır gerisi yalandır bu da böyle biline .
Beni üzen herşey hayatıma yeni bir anlam katmıştır. Ders almışımdır yaşadıklarımdan.. Hayatın anlamsız olduğunu düşündürten bir an yoktur bence . EN acı veren ölüm bile bi süre sonra unutulur ve hayat devam eder.. Yaşama amacımız hayatımızı anlamlı kılmaktır..
Her şeyin boğucu gelmeye başladığı andır...
Zamanın hissedilir derecede izafi olduğu andır, durur lan adeta acıdan. Şaka tabi, üç günlük dünyada hayatın anlamsızlığını fark ettirecek dertler edinmeyin kendinize.

Unutmayın ki siz yoksanız sonrası da yok önemli değil.