bugün

çünkü burası dünyadır. geçicidir.

geçici olan yerde de meşakkate dayanmak gerekir kimi zaman. maksat kalıcı yerde yüzümüz gülsün.
acı ama fazlasıyla gerçektir.
(bkz: 27 aralik 2008 israil in gazze ye hava saldirisi)
kimi zaman büyük olmak, kimi zamanda sen küçüksün damgasi yemenizle alakalı gerçeklerdir. çok alkol alarak geldiğiniz zaman evde kapıda sizi sinir bozucu ayıklıkta bekleyen anneniz "senin daha yaşın kaç eve bu şekilde geliyorsun, küçüksün daha, görmiyim yok bundan sonra gece çıkması sana, büyü öyle..." şeklinde azarlamalarla karşılar. yatağınıza küçük bir kız çocuğu olarak girersiniz, ama üzerinden daha 12 saat dahi geçmeden aynı anne size "koskocaman kız oldun bi zahmet yatağını topla artık" gibi yakarışlarla seslenir. bünyeniz şaşar, ruh halinizi anlatmıyorum bile.12 saat içinde kocaman bir insan olmanın ağır yükü omuzlarınıza biner. sonuç ise:

(bkz: anne ben manyak oldum) ** *
yanlış tesbittir. hayat sana hiç dokunmaz ki adil olsun! hayat yaşanır sadece, bizzat sana bir getirisi veya götürüsü olamaz. insan hep kendi eder! yani hayatın insana adil yada na-adil olma durumu yoktur. o yüzden, orhan babadan gelsin;

(bkz: batsın bu dünya)
'Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!'

(bkz: necip fazıl kısakürek)

dörtlüğüyle en güzel tanımı yapılandır.
hesap gününün varlığına daha bir inandıran gerçektir.
bu aslında insanın yetindikleriyle alakalı bir durum da olabilir. çok fazla arzu ve heyecanlarımız var. herşeyin en iyisi benim olsun. mükemmel olayım. herkes bana hayranlıkla baksın isteriz. anlamsız çabalar. * çok sıradanız ne kadar da ''ben farklıyım'' desekte hepimiz aynıyız. şu yaşadığımız hayatın yalancılığına kanarız hep. halbuki burası bir sınav ve bizde öğrencileriz.
büyüdüğümü düşündükleri zaman. liseye yeni başladığım zaman fark ettiğim acı gerçekliktir.

dersi asla dinlemezdim. ilk 3 hafta falan matematik dersine bile girmedim, kaçtım ettim; nefret ederdim matematikten. harıl harıl çalışan arkadaşım, sınıfın inekleri; hepsi 25-30 aldı. ben 40 almıştım, soru bile yapmadan...
birçok gerçek gibi sadece varlığı bilinir ama düzeltilemez. hayat adil değildir, çok çalışarak az kazanırsınız ama az çalışarak çok. 9 saat iş yerı sınırlarında olmak zorundasınızdır ama öğlen gelip çıkış saatinden önce çıkanlar senden daha iyi (!) dir. dürüst olursun mesela ama çalan çırpan adam kadar sıcak bir evde uyuyamazsın (malum doğal gaz faturasını ödeyemezsin, kömür alamazsın ya da). namuslusundur, kırıtmazsın kimseye; ama mavı boncuk dagıtan, her gece barda gönlu hovarda olan ınsan kadar ıyı seyler gıyınemezsın. neden diye sormak istersin, fazla ileri gıdemezsın.

hayat adil değildir ve bu gerçektir.

(bkz: baba oğluna bağ bağışlamış;oğul babaya üzüm vermemiş)
son derece doğal karşılanması gereken gerçekliktir.

eğer hayat adil olsaydı tadı ve anlamı olmazdı ki. yani adil olmadığı için değil mi bütün bu hayat mücadelemiz.
sonraki adımda topun öbür dünyaya atılmasıdır.
siz buz gibi soğukta minibüs beklerken 16 yaşındaki çocuk arabasıyla yanınızdan geçtiğinde.
başka bir açıdan bakarsak;
siz markette canım bişey istiyor ama ne modunda dolaşırken sokaktan topladığı bira şişelerinin depozitosuyla ekmek alan adamı gördüğünüzde anladığınız gerçektir.
hayat adildir. insanlar adil değildir. bu hayatı bize çekilmez yapan insanlardır.
bu nedenle geçersiz bir önermedir.
fakirlik zenginlik özürlü olmak insanlara ait değerlerdir.
doğuştan fiziki olarak özrü olan insanlar mutlaka başka bir yönde yetenek sahibidirler. yeter ki bu yönlerini keşfedip geliştirebilseler. sokakta gezerken binmekte zorlandıkları otobüsler insanlığın eseridir.
fakirlik zenginlerin paylaşma eksikliğinden gelir.
hayat bütün insanları eşit yaratmıştır. ama bu dünyayı eşit olabilmek için paylaşmayı bilmeyen insanlar mahfetmektedir.
küresel ısınmanın sadece yazın hissedilir olması, kışın en ihtiyacınız olduğu zamanlarda buz gibi soğuk hava olması, yolların kapanması, ulaşımın zorlaşması... gibi nice nedenler sonucu ulaştığım gerçektir.
sayısal lotoda 1 bilip geri kalan 5 numaranın hepsini 1 farkla kaçırmak.