bugün

Asik olmak , bira icmek , televizyon karsisinda en sevdiginiz filme bakip cips , cekirdek falan yemek hayatta zevk almanin en güzel ve masrafsiz yoludur...
küçük şeylerden mutluluk duymak.
kek pisirmek...

soyle heyecanlı heyecanlı tum malzemeleri mutfak tezgahına yayıp, teker teker hepsini karıstırmak, keki fırına vermek, kabarması icin dua etmek, pismesini fırının karsısında beklemek. pistikten sonra olalala bunu ben yaptım deyip herkese tattırmaya calısmak.

yeni bir kitap almak...

kitabevine gidip, kitap raflarının arasında, daha onceden hazırladıgınız listeyi cıkartıp yazan kitapları tek tek almak, bakmak, incelemek. sonra hic alakasız listede olmayan baska bir kitabın buyusune kapılmak, onu satın almak.

bir cocukla konusmak...

tanıdık tanımadık bir cocukla sohbet etmek. ya da etmeye calısmak. soru sormak, sasırtıcı yanıtlar karsısında ben yaslandım yahu demek. cocugun saclarını oksamak, sen ne yakısıklısın ya da sen ne guzelsin demek, onu mutlu etmek. mutlu oldugunu gormek, sevinmek.
amaç edinmek
sevişmek... kişinin inanç ve yetenekleri doğrultusunda yaşayacağı fantezi işte... *
rahatsız olduğunuz her ne ise bu bir kişi, bir nesne vs.. bunları hayatınızdan çıkarmaktır.
nanaya gitmek...

onunla sohbet etmek. hadi biraz eskilerden bahsetsene demek. onun dedeyle nasıl tanıstıgını ezbere bilmeye ragmen defalarca tekrar dinlemek. sonra kızım sen oleceksin bu zayıflıkla sozunu duyup, kedi gibi kucagına yatıp mırlamak, corba pisirmesini istemek.

dısarı cıkmak...

giyinip, suslenip puslenip dısarı cıkmak. sehrin hareketli caddesinden baslayarak, sessiz sevdiginiz yere kadar yuruyus yapmak. sevdiginiz yere gidip, cayınızı kahvenizi soyleyip yanınıza aldıgınız kitabın sayfalarında kaybolmak. garsonun sorularını yanıtlamak, sohbet etmek, kızının okulunun nasıl oldugunu sormak, hadi bu cayda benden olsun demesine izin vermek.

film kiralamak...

uzun zamandır beklediginiz filmi almak, eve heyecanla gelmek. once guzel bir hazırlık yapmak. cay demlemek, kokulu, demli, guzel, pırıl pırıl bir cay. kuru uzum leblebi karıstırmak, eti pufları sephanın uzerinde hazırda tutmak. filme kendini kaptırmak, bittikten sonra demek ki boyle seyler olabilirmis duygusuyla yapılacaklar listesine not almak.
doğduğundan beri tanıdığın arkadaşlarınla sıcak bir muhabbet etmek, güleryüz görüp göstermek... gerisi boştur bana...
bazıları hayatı akışına bıraksa da geleceğe umutla bakmak ve birgün güzel birşeylerin olacağı hayaliyle yaşamak. Bunlardan sonra arada bir burger kinge gitmek de olabilir tabii....
hayatı dikkate almamak. onun seninle dalga geçmesine izin vermeden hayatla dalganı geçmek.
beklenti içine girmemek.
(bkz: akışına bırak)
bir pazar gününüzü boşaltıp bir yanınıza bir kasa birayı (bkz: abartmak) almak ve ardından sırayla otostopçunun galaksi rehberi, gemide, sin city, rezervuar köpekleri ve wanda adında bir balık'ı seyrederek finalde elma ve patatesli işkenceyi kendi üzerinizde uyguladığınızda "hayat buymuş lan" repliğin sıklıkla tekrarlamanıza sebebiyet verebilir...
ahaha hayatla dalga geçeyim, o benimle dalga geçmesin geyiklerine girmeden, hayatı kişisel gelişim kitaplarında anlatıldığının tersine (çünkü beş para etmez hiçbiri, hiçbiri) gerektiğinde yere düşüp dizlerini kanatarak, bayramlık yepsyeni ayakkaplarının toza bulanmasına aldırmadan, mızıkçı piç arkadaşlara istediğini vererek, "hamam parası olsun olm" diyerek yaşamaktır zevkli olan, bir de sözlükte ahkam kesmektir böyle.
an' ı değerlendirmek..
"Carpe Diem" felsefesine sahip cikmak...
göğüste yumuşatıp doksana takmaktır.
hayatın kıyısından köşesinden tutmaktır. tutunamayanlardan olmamaktır.
iğrenç, tiksindirici iskandinavya karşısında almanca öğrenip schalke'yi desteklemenin de dahil olduğu yollar silsilesidir.
-pozitif düşünmek
-iyi olmaya çalışmak ve inanmak
-her şeyin beyinde bittiğinde inanarak kendimizi şarj etmek
-yarınlara gülümsemek ve dirayetimizi, sabrımızı kaybetmemek.
deniz kıyısında taş sektirmektir, taşın su yüzeyine çarpıp en uzağa sıçramasının seyrine doyum olmaz. *
deniz kenarında rakı-balık muhabbeti yapmak.
omzunuzu guvenle dayayabileceginiz bir sevgilinizin olması.
alip basini gitmek.. her seyi arkada birakacak kadar gozu kara olmak.
(bkz: yoktur bu yollarda yol işareti)