bugün

hayatla oynadığımız maçı, iyi oynayarak ya da çok gol atarak hiçbir zaman kazanamayız. çünkü o her golümüze karşılık verecek, hep yediğinden fazlasını atacak süper bir takımdır, dream team dir.
gol atmaktan olduğu kadar, gol yemekten de zevk almayı öğrenemezsek, moralimiz hiçbir zaman düzelmeyecektir. moralsiz bir takım da gol atsa bile sevinemez.
adidasın öyle bir reklamı vardı, 19-0 yenikken bir gol atan ve maçı kazanan taraftan daha çok sevinen sevimli bir çocuk ve onun takımını anlatıyordu, "ben 19-1 kaybeden takımın soyunma odasında olmak isterdim" diyebilmektir marifeti harika.
(bkz: ölüm)
iyi bir evlat yetiştirdiğimizde yapabileceğimiz şeydir.
ebedi mutluluk *
hakem * taraf tuttukça mümkün olmayan durum..
(bkz: tabutta rovasata)
acı veren tecrübeler ve yoğun bir çalışmanın getirdiği birikimi yüklenip hayallerle hayatın kupkuru, sert gerçeklerini ezip geçmektir. zaman ve sabır gerektirir.
herkesin alacakli olarak cartayi cektiği dünyadan borclu olarak cartayi ekmektir hayat macinini kazanmak.

son saniye golu olsun, altin, gümüs, teneke hatta bakir gol olsun, isterse penaltilar olsun golu gecirebilmektir hayat macini kazanmak.

(bkz: en uzun maraton)
-bu da mı gol değil.
-adaletine kurban olduğum hakim bey. buda mı gol değil.

(bkz: ofsayt osman) (bkz: sadri alışık) repliği.
kazanılsa da hiç bir zaman kazandım denmeyen olay.
ölümsüzlük.
yok öyle birsey.
hayatta herseyin bedeli vardır.
her kazandığın sahfada bilinçli ya da bilinçsiz bedel ödersin.
aldığın kadar verirsin.
o yüzden yok öyle birsey.
(bkz: bacak kadar cocugun rovasata denemesi)
hayatla maç yaptığını sananın salağın,kazandığını söylemesi de doğaldır
maç olması için sonunun belli olmaması gerekir , sen ölürsün hayat devam eder.
hayatla yapılan ilk maçlar hazırlık maçı niteliğindedir.mahalle takımlarıyla oynanan bu maçlarla "liglere hazırmıyız" sorusuna cevap aranır, yenilgilerin verdiği mesaj ağır değildir ilk başta. henüz kaybedilen birşey yoktur.
"iyi günde kötü günde" diyebilecek taraftarların sayısı arttıkça oluşan kendine güven, daha ilk maçta yerle bir olur.
çünkü hayat gerek kadro, gerek altyapı, gerekse maddi açıdan çok güçlüdür. siz küme düşmeyesiniz diye şike yaptırır gerekirse. bu yüzden ne yok eder, ne de var eder sizi.
kuvvetinin yanında hiç vazgeçmediği bir de taktiği vardır: rakibi yormak.. görülmemiş çalımlarla bir o yana bi bu yana oynatır sizi. gün gelir apıştan gol yer, ele güne gülünç olursunuz.
birbiri ardına uzun sezonlar geçer.
final maçında tek teselli, kötü gidişe aldırmayıp her maçta yanınızda olan taraftarın, sizi bir törenle omuzlarda taşıyarak veda etmesidir.
ölüm=1
hayat=0