bugün

bırşeyler ıcın halen geckalınmamış oldugunu bılmek .
Ölümden başka herşeyın caresının oldugunu anımsamak ve herşeye ragmen gulumsemek .

'' Nefes aldıgıma gore hala bır umudum var ''
şairin dediği gibi "kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı"
hastalık bahanesi ile okula ya da işe gitmemek.
günlerce hasta olduğunuz şüphesiyle gittiğiniz hastaneden sağlıklı olduğunuzu öğrenerek ayrılmak, gülümseyen bir çocuk, poposunu kıvıra kıvıra yürüyen bir kedi, hiç tanımadığımız birinin bizi bir şekilde fark etmesi, birinden 'teşekkür ederim' sözünü duymak, birilerine hiç sıkılmadan 'seni seviyorum' demek, gece herkesin uyuduğu saatte duygusallaşmak, sabah hiç kimsenin uyanmamış olduğu saatte pencereye açıp gökyüzüne bakmak, yağmurda ıslanmak, kaptopu oynamak, şehrin kışlarının ayaz sabahlarında tir tir titremek, bir çocuğun gözündeki iki damla yaş, aslında herkesin bir parça aciz, bir parça diğerlerine muhtaç olmasının güzelliği... Uzar gider...
hayatın sıradanlaşmaya mahkum olduğunu düşünüp, yaşamdan sıkılmaya başlama sonucu hayattan soğumak yerine hayata sıkıca tutunmak için bir bahane aramak. bir iç ses de denebilir.

genelde bir bahane aramak için başlanır, sonra bir bakılır ki hayatı mutlu kılmak için bir sürü bahane olmuş...

(bkz: sağlıklı bir bedene sahip olmak)
(bkz: huzurlu bir aile yaşantısı)
(bkz: sevildiğini hissetmek)
(bkz: kimine göre aşk)

bahaneler kişinin yaşam standartlarına ya da hayattan tat alma şekline göre değişir.
en güzeli düşünüpte sahip olduğumuz bu nimetlerin farkına varıp mutlu olabilmek...