bugün

2013 yılında yenilen kazıgın bugün farkına varılması.
Neyseki benim gibi bir enayi icin sasırılmayacak bir durum. Sıradaki gelsin.
Rahmetli vahit'in anısına:

https://www.uludagsozluk.com/e/46574291/
bomba üretirken bir anda soba yapımına geçmek zorunda kalan ''şakir zümre''
gibi bir değerin tarihin tozlu sayfalarında unutulması.

''türk hava kuvvetleri'nin ve türk kara kuvvetleri'nin ihtiyacı olan ilk silah ve cephaneler, ilk türk denizaltı su bombaları, şakir zümre fabrikası tarafından üretildi.
100 kg, 300 kg, 500 kg, ve 1000 kg’lık uçak bombaları ve çeşitli yangın bombaları bu fabrikada seri olarak üretilmiştir.

türk deniz kuvvetlerinin gereksinimi olan çeşitli boylardaki su bombaları ve cephaneler de fabrikanın seri üretimleri arasındadır. ilk türk denizaltı su bombaları da bu fabrikada üretilmiştir.

şakir zümre fabrikası, yalnızca yurt içi ihtiyacı olan üretimle yetinmeyerek, 1937 yılında yurt dışına, hatta yunanistan’a silah ve cephane ihraç etmiştir.

2. dünya savaşı'nın sonunda, abd'nin yaptığı silah yardımı sebebiyle şakir zümre fabrikaları, silah ve cephane üretimini terk ederek, türkiye’de büyük isim yapacak olan "şakir zümre" marka sobalarını üretmeye başlamıştır.''
-alıntı-
3-4 ay önce almak için çok ısrarcı olduğum bir mal 2 saat önce başka bir kaynakta tekrar karşıma çıktı ve sanıyorum yine kaçırdım..

mal değil, eski sevgilim resmen..
öğrencilik yılları, yurtta kalıp disiplin alında yaşamaktansa kendim gibi 2-3 serseri bir olup ev tuttuk.
rahmetli babam para yolluyor ve evin kirası, okul vs giderler karşılanıyor, ayın 15'ine kadar vezir gibi yaşıyoruz. içkiler manitalar evde alem yapıyoruz. para gelince ayın 15'ine kadar vezir gibi yaşıyoruz, para ayın 15'inden sonra bitince rezil gibi yaşıyoruz ama kimse bilmiyor.

yerden izmarit alıp içtiğim oldu ama bir paket sigarasını masada unutan veya düşüren insana sigaranızı alın dedim, kimseden (ikram hariç) sigara istemedim.
paketim olmamasını öksürük rahatsızlık azaltma bırakmaya çalışma olarak açıkladım.
simit yediğim simitle karnımı doyurduğum günler oldu ama arkadaş akraba (enişteme, dayımlara) ziyarete giderken/çağrıldığımda yolda simit yedim ve yemek saatinin geçmesini bekledim.
kimseden bir şey istemedim, bir insan olarak bizi yaratan allah'a bile bana can ver diyerek doğmadık, bu hayata gelmedik ve hep dua ederim, yaşamak için değil de hayırlı ölüm yaşamam için; kimseye yük olmadan ve kimsenin eline bakmadan ölmek...
öldüğümde inşallah yağmur çamur kar buz don olmaz, mezarımı kazanlar ""ibne tam da ölecek zamanı buldu" der toprak çamur kar don olduğu için, cenazeme katılanlar üstüm başım ayakkabılarım battı der.
ilk sevgilim. ayrıldık. tamamen benim gerizekalılıgım affedersin. o bir hafta abartıyorsam sefersizim bi 200 kere filan aradı. acmadım.
o sırada en samimi erkek arkadasına demis ki:
-kıza bir cicek almak bile kısmet olmamıstı daha. kapısına cicekle gitsem acar mı?

ühü.
dun aksam bizim burda, halkalı da arenapark ta, avm de yuruyordum.
bi cocugun tisortu gozume carptı.
ustunde: -please dont hurt me.. -lutfen bana zarar verme, lutfen canımı acıtma-
yazıyordu. icim buruldu. ühü.
güncel Önemli Başlıklar