bugün
- nervio'ya aşık olmak9
- kent lokantası niye bedava değil demek19
- escort fiyatlarının güncellenmesi11
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- icardi1905 silik olsun kampanyası25
- karınıza range rover alır mısınız23
- evlilik13
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır17
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu38
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- anın görüntüsü16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190518
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- futbolcu ismiyle nick almak15
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss21
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
(bkz: ecel)
(bkz: ayrılık)
(bkz: elveda)
aklıma gelen ilk kelimeler.
bir de yaşarken resmin solması vardır ki; işte bunu sadece yaşayanlar bilir. ve bu kaderi tüm hayatlarını flu olarak yaşayarak geçirirler. hayatın renkleri solar, tüm renkler griye çalar. bazen resimde bir figüran olur kişi. başrol olmaya uğraşmaz. zaten umrunda da değildir ne yaşamak ne hayatın resminin solması; amacı tektir, yaşamak için yaşamak; mutlu olmak için değil.
(bkz: ayrılık)
(bkz: elveda)
aklıma gelen ilk kelimeler.
bir de yaşarken resmin solması vardır ki; işte bunu sadece yaşayanlar bilir. ve bu kaderi tüm hayatlarını flu olarak yaşayarak geçirirler. hayatın renkleri solar, tüm renkler griye çalar. bazen resimde bir figüran olur kişi. başrol olmaya uğraşmaz. zaten umrunda da değildir ne yaşamak ne hayatın resminin solması; amacı tektir, yaşamak için yaşamak; mutlu olmak için değil.
önce saclarda sinsi beyazliklar cikar, sonra gözlerin aklarina kirmizimsi gölge gecer, mor halkalar vals yapmaya baslar.
ayaklar gittikce bicimsizmeye ve damarlara pörtlemeye başalar. ufaktan ufkatan deri sarkmaya baslar.
boy toprak cekiyormus gibi kısalmaya baslar.
tatsiz bir ufak memur gibi günleri doldurmayi ve zibarip yatmaya can atilir sadece.
güller ölmüş yerine ise pas rengi solgun ve mefta yapraklar almiştir.
nedense pek canli ve civil civil parçalar dinlenemez istenmez.
radyoyu actiğinizda artik zevkinize göre ya joy f.m. dinlenir ya da ne bileyim karma turka olsun joy turk falan filan dinlenir. arzu eden power xl dinler o ayridir.
bütün savaslar bitmiş ve yenilginizi tescillemek icin ruhlar ülkesi müttefiginizi beklersiniz.
ama işte hala herşey bitmiş değildir.
ruhun yaslanmasina karsi kullanilacak en kuvvetli ilaç değişikliklerdir.
ne bileyim kendi ezberlerinizi bozup kendinizi sifirdan var edebilmektir.
bir yere saplanip kalmamaktir.
belki de cingeneler bu yuzden dolayi sen sakraklardir.
ruhu yaslandirmak ve bir resim gibi soluklasmanin en etkili formulu ise her günü ayni sekilde yasamaktir.
ye iç sıc calis ve yat denklemini renklendirenler genelde ezberlerde yasayanlar değildir.
biz ki fanilik için ölümsüzlüğü arayan kayip cocuklar faniliği alt edebilmek ve ölümsüzlük sarabini içmek için ölmek zorundayiz.
ama ölmenin basit oldugu ve yasamanin bir mucize oldugu ne kadar iyi yasarsak o kadar iyi yasayacağimiz gerceğini iska gecemeyiz.
ne diyordu bakalim nazim hikmet?
'Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir
sincap
gibi mesala,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani,
bütün
işin gücün yaşamak olacak.
Yasamayi ciddiye alacaksin,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kollarin bagli arkadan, sirtin duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleginle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmedigin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamisken,
hem de en güzel en gerçek seyin
yasamak oldugunu bildigin halde.'
devamini meraklisi bilir bu şiirin....
şimdi konuyu dagitmadan mevzumuz üzerinde devam eyleyelim.
diyelim ki uzun vakitler görmediğiniz bir ahbabinizla vakit evvel resimler cektirmişinizdir.
hiç bir düsmana gerek birakmadan zaman denilen azgin düsmanin marifeti ile ayri düsmünüzdür.
albumleri karisitirirken gözünüze sifati denk gelir.
birden beyninize ezbere bildiğiniz ama son bir kaç senedir unuttugunuz hatiralar arz-i endam eder.
bir kaç gün kafanizda dolasir.
ama bir gün tekrar unutulur.
daha dogrusu tavan arasinda bir yerlere koyarsiniz ister istemez.
bir vakitler deli dolu hatiralar ve bitmeyecek olan anlar sadece bir fotografta kısıtlanmiştir.
ne kadar hazin.
o resim ebedi olmadiği için önceleri sararir.
garip bir kehribar rengine dönüsür.
sonra da dikkatsiz bir hirtonun marifeti ile yok olur.
sadece aklinizda kalir.
günün birinde ise gercekle bir alakasi olmayan bir kareye dönüsür zihninizde.
yenilginizi tescilleyen ruh mutemedi gelince de yok olur.
herneyse bu işler böyledir....
ayaklar gittikce bicimsizmeye ve damarlara pörtlemeye başalar. ufaktan ufkatan deri sarkmaya baslar.
boy toprak cekiyormus gibi kısalmaya baslar.
tatsiz bir ufak memur gibi günleri doldurmayi ve zibarip yatmaya can atilir sadece.
güller ölmüş yerine ise pas rengi solgun ve mefta yapraklar almiştir.
nedense pek canli ve civil civil parçalar dinlenemez istenmez.
radyoyu actiğinizda artik zevkinize göre ya joy f.m. dinlenir ya da ne bileyim karma turka olsun joy turk falan filan dinlenir. arzu eden power xl dinler o ayridir.
bütün savaslar bitmiş ve yenilginizi tescillemek icin ruhlar ülkesi müttefiginizi beklersiniz.
ama işte hala herşey bitmiş değildir.
ruhun yaslanmasina karsi kullanilacak en kuvvetli ilaç değişikliklerdir.
ne bileyim kendi ezberlerinizi bozup kendinizi sifirdan var edebilmektir.
bir yere saplanip kalmamaktir.
belki de cingeneler bu yuzden dolayi sen sakraklardir.
ruhu yaslandirmak ve bir resim gibi soluklasmanin en etkili formulu ise her günü ayni sekilde yasamaktir.
ye iç sıc calis ve yat denklemini renklendirenler genelde ezberlerde yasayanlar değildir.
biz ki fanilik için ölümsüzlüğü arayan kayip cocuklar faniliği alt edebilmek ve ölümsüzlük sarabini içmek için ölmek zorundayiz.
ama ölmenin basit oldugu ve yasamanin bir mucize oldugu ne kadar iyi yasarsak o kadar iyi yasayacağimiz gerceğini iska gecemeyiz.
ne diyordu bakalim nazim hikmet?
'Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir
sincap
gibi mesala,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani,
bütün
işin gücün yaşamak olacak.
Yasamayi ciddiye alacaksin,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kollarin bagli arkadan, sirtin duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleginle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmedigin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamisken,
hem de en güzel en gerçek seyin
yasamak oldugunu bildigin halde.'
devamini meraklisi bilir bu şiirin....
şimdi konuyu dagitmadan mevzumuz üzerinde devam eyleyelim.
diyelim ki uzun vakitler görmediğiniz bir ahbabinizla vakit evvel resimler cektirmişinizdir.
hiç bir düsmana gerek birakmadan zaman denilen azgin düsmanin marifeti ile ayri düsmünüzdür.
albumleri karisitirirken gözünüze sifati denk gelir.
birden beyninize ezbere bildiğiniz ama son bir kaç senedir unuttugunuz hatiralar arz-i endam eder.
bir kaç gün kafanizda dolasir.
ama bir gün tekrar unutulur.
daha dogrusu tavan arasinda bir yerlere koyarsiniz ister istemez.
bir vakitler deli dolu hatiralar ve bitmeyecek olan anlar sadece bir fotografta kısıtlanmiştir.
ne kadar hazin.
o resim ebedi olmadiği için önceleri sararir.
garip bir kehribar rengine dönüsür.
sonra da dikkatsiz bir hirtonun marifeti ile yok olur.
sadece aklinizda kalir.
günün birinde ise gercekle bir alakasi olmayan bir kareye dönüsür zihninizde.
yenilginizi tescilleyen ruh mutemedi gelince de yok olur.
herneyse bu işler böyledir....
güncel Önemli Başlıklar