bugün

ufakken babamın benim adıma verdiği karar.

insan ilişkilerini, parayı, çayı, kolayı, birayı aşkı (evet babam çaya aşıktı) öğrenebilmem için 10-11 yaşlarında iken bir yazın beni çay bahçesine kayıt ettirmesi ile başlayan süreçti.

başında söyliyeyim 5 gün çalıştım. 5 gün sonunda... veya anlatayım kısaca.

anahtar cümle şu "abi çay var da size yaramaz, çok oldu demleneli". bu kelime açmıştı o yaşta şakramı, auramı.

bu cümleyi çay bahçesinin sahibinden ilk duyduğumda o kafayla "hayatın anlamı bu olabilir" dediğimi hatırlıyorum.

neden olmasın, karşıdakini yalan söylemiyorsun, verdiği ücretin karşılığını tam olarak vermeye çalışıyorsun, ne bileyim sevap filan işliyorsun işte.

çok geçmedi zaten büyülü soruyu duymam. çat diye yapıştırdım cevabı.

+ genç çay var mı?
- abi var da size göre değil, çok oldu demleni.

nasıl mutluyum. o mutlulukla çay ocağına geçtim. takriben 30 saniye sonra da bir şaplak benim enseye geçti.

"ulan salak çay daha 15 dakika önce demlenmişti, niye öyle söyledin?"

"hımm belki de hayatın anlamı o değil, buydu" diyerek işten ayrıldım. evet istifa ettim.

akşam yatarken babam yanıma gelip. "nasıl geçti bakalım iş" deyince, "ben artık çalışmayacağım baba, sanırım hayatın anlamını çözdüm" dediğimi hatırlarım.

babam sadece "peki oğlum dedi, gitme işe" deyip, kapımı kapattı.

5 dakika gözlerimi kapatırken babam kapıyı tekrar açtı. gözleri yaşlıydı.

"allahın salağı 3 günde öğrenmiş hayatın anlamını" deyip tekrar kapattı kapıyı.

babamın gözlerindeki yaşın, kapıyı kapattıktan sonra olayı anneme anlatırken gülmekten olduğunu şimdilerde düşünüyorum.

belki de bu lan hayatın anlamı. kim bilir.
(bkz: hayata atılmak)
insana gerçekten bişeyler katan eylemdir. sosyal ve ekonomik açıdan 20 li yaşların başında birçok getirisi olduğu gibi psikolojik ve fiziksel açıdan da götürüsü çok olan eylemdir.
iyi para var ama cokta zor bisey bu meret, oglen 1 gibi servise baslayip gece 2.5 ta eve dondugum gunler cogunluktaydi. bahsislerle bi memurdan cok fazla para aliyordum ama tum gunum ayakta surekli yemek getir goturle gecti, zaten 2,5 ay dayanabildim ama iyi para birikmisti.
az para kazandırıp, çok efor sarfettiren sik gibi bi meslektir. yıllarımı verdim ben bu mesleğe barlar, cafeler. tek güzel yanı sosyal hayatınızın tavan noktasına ulaşması ve birdenbire üstünüze yapışan garson seksiliği. birde bu meslekte insan ilişkilerinde kaşarlaşmayı başarabildiyseniz sizden iyisi yoktur ki kaşarlaşmak bedavadan 3 4 tane bira götürmeye bakar. herkesin üniversite hayatında en azından bi dönem bu sikko mesleği denemesini öneririm. hele bir de küçük bi şehirde okuyosanız, sizi herkesin tanımasıda cabası oluyor. halen ekmeğini yemekteyim.
güncel Önemli Başlıklar