bugün
- assembly kodu8
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur20
- ali koç8
- fenerbahçe14
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu10
- yazarların en rum özelliği21
- junkman11
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar13
- erdoğan'dan sonraki başkan20
- sexting haram mıdır22
- ismail kartal19
- konstantinos tzolakis9
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- cengiz ünder'in bıyığı9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı58
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi8
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- anın görüntüsü17
- beni seviyor musunuz8
- annem baban uğur dündar dedi8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- manyak olmaya karar verdim9
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
- mastır çeşitleri8
- 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçı11
- icardi1905 silik olsun kampanyası9
- fatih ürek ile elti gelin görümce13
- fındıklı belediyesinin banyosu11
küçücük güzel bir ev,yemek kokan.
*** hep düşünülen, gelecekte kendimizi içine yerleştirdiğimiz, ah çekerek beklediğimiz evdir.
hiç unutmam apartmanda bilmem ne sigortanın bi yazısı vardı. ne alaka lan apartmanda sigorta şirketinin yazısı falan deme. 90'ların başı o zaman. farklıydı yani. misal mahalle maçı oynayıp cami musluğundan su içmek vardı o zaman. şimdi göt kadar velet elinde epıl mıdır ne sikimdir onunla meyve doğruyor. ve inanır mısın bundan ölümüne zevk alıp rekor kıramayınca hıçkırağa boğuluyor. bu da benim zoruma gidiyor ama ne bu saatte o "kaybolmuş veled"i anlatasım var ne de konumuz o değil.
o yazıda baba-oğul ilişkisini anlatıyordu. dur bakayım bulabilirsem ekliyim. şimdi aramaya gidersem aklımdaki 3-5 satırı da unutucam.
özetle çocuk diyordu ki 6 yaşında:
benim babam dünyanın en güçlüsü!
ergenliğe geldiğinde:
babamın bi boktan haberi yok!
çocuk yaşlanıp babası vefat ettiğinde:
keşke babam olaydı da napacağımı söyleyeydi!
çocuğun babasına bakışı bile bu denli değişirken hayallerdeki ev de çabucak değişiveriyor be aga.
çocukken bol oyuncaklı bi evim olacak derdim. en çok da "ulan 3 tane akülü araba alıcam oğluma" diye geçirirdim içimden. bizimkiler bana alamadı hiç. gerçi kontra frenli bmx'im vardı ama akülü arabanın yeri başka.
büyüdüm. bi kıza aşık oldum. büyüdüm dediysem 18 yaşıma geldim. o zaman hayalimdeki ev "onun hayalindeki ev"di. zaman geçti. hayallerimiz başka olmuş. hayaller başkalaşınca ortak hane zaten hak getire.
sonra bizim el yüz serpilmeye başladı. ağzımız laf yapar gözümüz açık diye nitelendirilir olduk. artık bolca sevişiyor, seviştikçe kendimizi bi bok zannediyorduk. hayalimizdeki ev, yere yakın yataklardan ibaret oldu. hani şu "minimalist tarzda döşedik yeaaa" tarzında. ama yatak geniş. hani çok sevişiyoruz ya daha çok sevişelim. gün olur grup yaparız da kurada bay çıkarız deyu.
sonra o hevesler de gitti. heves gitti derken hala sevişebiliyorum aga orayı yanlış anlama. artık ne "bir kız"ı ne de "çok ve değişik kız"ı koyabilir olduk hayallerdeki o eve.
yaşadıkça, bekledikçe, okudukça, kazık atıp kazık yedikçe anladım ki bu hayallerdeki ev denen şey milli piyango yılbaşı çekilişi gibi. rakamlar hep değişiyor ama her seferinde bilet almamıza rağmen büyük ikramiyeyi geçtim teselli ödülü bile isabet etmiyor sol yanımıza.
artık hüküm kurma vaktidir. hatta tanım da bu hükümdür: hayallerdeki ev, zamandan ve beşerilerden bağımsız olmalı.
ilk işim şu eski bol ve iri çiçeklerden oluşan perdelerden takmak olacak. dantel olmazsa olmazı hayalimdeki evin.
http://img812.imageshack....2/7331/dantelipperde1.jpg
mümkünse tel dolaplar kullanıcam. soğuk bi yerde yaşayabilirsem buzdolabı bile iptal olacak evimde.
http://ahmetefe.com.tr/wp-content/uploads/terek.jpg
l koltuk ne amına koyim, divanlar anama mı sövüyor?
http://1.bp.blogspot.com/...rk+Dekorlar%25C4%25B1.jpg
duşa kabin yaptıranı siksinler. jakuzi aklımdan geçerse zencili ölüm grubuna düşeyim.
trt fm'den şaşmıyorum bu aralar. yarışmaya katılıp nostaljik radyo kazandığımda bu iş komple biter.
geriye hala yaz kış dumanı tüten bir evin hayalini kuran masum kızı bulduğumda harcamamak kalıyor.
gitmeden aha buldum lan yazıyı:
06 yaşında : Babam herşeyi biliyor.
10 yaşında : Babam çok şeyi biliyor.
15 yaşında : Ben de babam kadar biliyorum.
20 yaşında : Şu muhakkak ki; babamın öyle pek fazla bir şey bildiği yok.
30 yaşında : Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak.
40 yaşında : Ne de olsa, babam bazı şeyleri biliyor.
50 yaşında : Babam her şeyi biliyor.
60 yaşında : Ah, babam hayatta olsaydı da kendisine danışabilseydim.
hiç unutmam apartmanda bilmem ne sigortanın bi yazısı vardı. ne alaka lan apartmanda sigorta şirketinin yazısı falan deme. 90'ların başı o zaman. farklıydı yani. misal mahalle maçı oynayıp cami musluğundan su içmek vardı o zaman. şimdi göt kadar velet elinde epıl mıdır ne sikimdir onunla meyve doğruyor. ve inanır mısın bundan ölümüne zevk alıp rekor kıramayınca hıçkırağa boğuluyor. bu da benim zoruma gidiyor ama ne bu saatte o "kaybolmuş veled"i anlatasım var ne de konumuz o değil.
o yazıda baba-oğul ilişkisini anlatıyordu. dur bakayım bulabilirsem ekliyim. şimdi aramaya gidersem aklımdaki 3-5 satırı da unutucam.
özetle çocuk diyordu ki 6 yaşında:
benim babam dünyanın en güçlüsü!
ergenliğe geldiğinde:
babamın bi boktan haberi yok!
çocuk yaşlanıp babası vefat ettiğinde:
keşke babam olaydı da napacağımı söyleyeydi!
çocuğun babasına bakışı bile bu denli değişirken hayallerdeki ev de çabucak değişiveriyor be aga.
çocukken bol oyuncaklı bi evim olacak derdim. en çok da "ulan 3 tane akülü araba alıcam oğluma" diye geçirirdim içimden. bizimkiler bana alamadı hiç. gerçi kontra frenli bmx'im vardı ama akülü arabanın yeri başka.
büyüdüm. bi kıza aşık oldum. büyüdüm dediysem 18 yaşıma geldim. o zaman hayalimdeki ev "onun hayalindeki ev"di. zaman geçti. hayallerimiz başka olmuş. hayaller başkalaşınca ortak hane zaten hak getire.
sonra bizim el yüz serpilmeye başladı. ağzımız laf yapar gözümüz açık diye nitelendirilir olduk. artık bolca sevişiyor, seviştikçe kendimizi bi bok zannediyorduk. hayalimizdeki ev, yere yakın yataklardan ibaret oldu. hani şu "minimalist tarzda döşedik yeaaa" tarzında. ama yatak geniş. hani çok sevişiyoruz ya daha çok sevişelim. gün olur grup yaparız da kurada bay çıkarız deyu.
sonra o hevesler de gitti. heves gitti derken hala sevişebiliyorum aga orayı yanlış anlama. artık ne "bir kız"ı ne de "çok ve değişik kız"ı koyabilir olduk hayallerdeki o eve.
yaşadıkça, bekledikçe, okudukça, kazık atıp kazık yedikçe anladım ki bu hayallerdeki ev denen şey milli piyango yılbaşı çekilişi gibi. rakamlar hep değişiyor ama her seferinde bilet almamıza rağmen büyük ikramiyeyi geçtim teselli ödülü bile isabet etmiyor sol yanımıza.
artık hüküm kurma vaktidir. hatta tanım da bu hükümdür: hayallerdeki ev, zamandan ve beşerilerden bağımsız olmalı.
ilk işim şu eski bol ve iri çiçeklerden oluşan perdelerden takmak olacak. dantel olmazsa olmazı hayalimdeki evin.
http://img812.imageshack....2/7331/dantelipperde1.jpg
mümkünse tel dolaplar kullanıcam. soğuk bi yerde yaşayabilirsem buzdolabı bile iptal olacak evimde.
http://ahmetefe.com.tr/wp-content/uploads/terek.jpg
l koltuk ne amına koyim, divanlar anama mı sövüyor?
http://1.bp.blogspot.com/...rk+Dekorlar%25C4%25B1.jpg
duşa kabin yaptıranı siksinler. jakuzi aklımdan geçerse zencili ölüm grubuna düşeyim.
trt fm'den şaşmıyorum bu aralar. yarışmaya katılıp nostaljik radyo kazandığımda bu iş komple biter.
geriye hala yaz kış dumanı tüten bir evin hayalini kuran masum kızı bulduğumda harcamamak kalıyor.
gitmeden aha buldum lan yazıyı:
06 yaşında : Babam herşeyi biliyor.
10 yaşında : Babam çok şeyi biliyor.
15 yaşında : Ben de babam kadar biliyorum.
20 yaşında : Şu muhakkak ki; babamın öyle pek fazla bir şey bildiği yok.
30 yaşında : Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak.
40 yaşında : Ne de olsa, babam bazı şeyleri biliyor.
50 yaşında : Babam her şeyi biliyor.
60 yaşında : Ah, babam hayatta olsaydı da kendisine danışabilseydim.
güncel Önemli Başlıklar