bugün

karşıdaki insanın beklentilerini karşılayamamak.
çoğu zaman en çok korktuğum birleşik fiildir. etrafta sürekli bir beklenti içinde olup da kendi yüzünden bu insanların hayal kırıklığına uğraması kesinlikle bir kişi için en büyük utançlardan biridir. çünkü -belki de- umut bağlanmış, güvenilmiş, bilerek olmasa da aldatmayacağı düşünülmüş kişiler tarafından -belki de- suistimal edilmişlerdir.
hayal kırıklığına uğratmak; 'güven azalımı'dır. 'bir daha beklentiye kapılmama dersi'dir. her türlü ilişkide bu hayal kırıklığı kendini gösterebilir.
ayrıca çoğu zaman elde olmayan sebeplerle gerçekleşir. ama 'suç' etkenden başkasında aranmaz.
gerçekleşmesinde insanların ruhi yapılarının son derece belirleyici olduğu bir eylem.

kendinizle sürekli kavga eden bir yapınız olduğunda, dış dünyaya karşı normal ölçüler içersinde bir ilgiden uzak kalmanız kaçınılmaz olacaktır; sevdikleriniz sizin halinizi asla anlayamayacağı gibi, onlar için fedakarlıklar yapmış olsanız bile bunun da farkında olmayacaklardır. ve en sonunda, anlayamadıkları sebeplerden onlara karşı takındığınız bazı tutumlar yüzünden haklı olarak sizden soğuyup uzaklaşırlar; çünkü siz ne yaparsanız yapın hayal kırıklığı yaşatmış olursunuz ve bu aynı zamanda sizin de yaşadığınız en büyük hayal kırıklığıdır.
karşındakini tahmin edemeyeceği şekilde üzmektir.
hazırlıksız yakalamaktır. sağ gösterip sol vurmaktır. senden beklenmeyecek hareketlerle kendinden soğutmaktır. duruma nihayete erdirmektir. alçalmaktır. öyle ki bir zamanlar alçak dediğin o diğer insanlardan daha da alçalmak. gözden düşmektir. onun gözünde kendini değersizleştirmektir.
'Belkide sen hep böyleydin, hayal kırıklığını bendeki sen yaşattı.' olayı özet geçen cümledir.
eğer bunu isteyerek veya istemeden, birine, birilerine , sevdikleri insanlara karşı yapan; normalde de hisli ve duygulu bir insansa, başına gelebilecek en kötü şeylerden birisidir. gocunduğu için kötüdür diyorum. ha, illa ki durumu düzeltir orası ayrı.