bugün

hayalini kurduğunuz olayların,olma ihitmalinin bir anda imkansız mertebesine ulaşması. hayallerin hayallerde kalması.
(bkz: hayal kırıklığı)
ulaşamıyacağınız ütopik hedef belirlenmesi sonucu karşılaşılan göt olma * durumu. "emeller arttıkça elemler artar" diyerek şair çok bir şık özetler durumu.
(bkz: hayal kirikligina ugratmak)
günlerdir adamın msnde çevrımiçi olmasını beklemişim. yine kestirip atmasın diye muhabbeti uzatmak için yapmadığım şebeklik kalmamış. ama işe yaramamış bu şebeklikler ki adamla muhabbetim 5 dakka sonra bitmiş.aradan 2 saat geçmiş. koskoca 2 saat!
altta msnin o turuncu ışığını görüyorum. bakıyorum onun adı. allaaaa diyerekten sayfayı açıyorum yazılan şu:

'seninle konuştuktan sonra klavyem bozuluyor
nasıl düzeltiyorduk'

'seni deee.. klavyeni deee...'

demiyorum tabi. 'alt+shift' yazıyorum sadece.

tanım: olay baştan sona hayal kırıklığının canlı örneği.
bir nevi midedeki gazın bok olduğu sanılarak sıçmaya gitmektir. kasarsınız kendinizi ama sonuçta havayı alırsınız.
yazın gecenin bir saati buzdolabını açınca gördüğün dondurma kutusunun içinden çökelek çıkması gibi bir şey. evet, ben bunu yaşadım.
öyle sevgi gösterisiyle, umutla, sözle-kelamla yapışamayacak şekilde kırılan hayallerinki fena acı olur.
çıkardığı jartiyer ile beraber önünde bir şeyin sallandığını görmekten daha iyidir galiba, bilemedim.
kütüphane için sıra beklerken (sıranın sonu bile görünmüyor) sıranızın geçmesidir.
internetten izlediğin dizinin video dosyası dolmuşken yanlışlıkla sayfayı kapatmaktır.
Tanıştığın kişilere kendince yakıştırmalarda bulunup tam aksi yönde hareket etmeleri.
Kişinin, gelecekle ilgili düşlediği şeylerin gün geçtikçe farklılaşması ya da birer birer yok olup gitmesi durumu.
Hayal kırıklığına uğramanın kronikleşmesi, insanı hayattan soğutan ve bitiren en büyük sebeplerdendir.
yapıştırmak isterken can yakan hededir.
bir şeyin gerçekleşmeme durumun da, ortaya çıkan. kişideki düş kırıklığı.
beklentilerden yüksek olmasından kaynaklanır. büyük beklentiler içerisindeysen her zaman kırılırsın.
zaman zaman herkesin uğradığı güvenilen dağlara kar yağması durumudur.
kişinin tercihine göre orda konaklayabilir de bir uğrayıp gidebilir de.
çok kötü birşeydir. siz bazı şeylere umut bağlarsınız, o olacak bu sefer yapacağım, başaracağım dersiniz fakat olmaz ve büyük bir hayal kırıklığı yaşarsınız. asıl insanı yıkan hayal kırıklığı değil, umut bağladığı şeyi kaybetmektir.
sürekli hale geldiyse, yalnız olmayı tercih etmek daha mantıklı bir seçim olur.
ilk sevgilimin beni terk ettiği andır. bazen insanları gözünüzde gereğinden fazla büyütürsünüz işte..
sürekli hale geldiyse beklentileri azaltmakla halledilecek bir durum.
kimin neyin hayal kırıklığına uğrattığına göre o tarifi yapılamayan acının düzeyi değişir.
bir insan sizi hayal kırıklığına uğrattığında ne kadar sürerse sürsün bir şekilde atıyorsunuz üzerinizden o hissi. tanıyamamışım, yanlış tanıtmış, gerçekleri gördüm .. gibi avutmalarla kendinizi kandırabiliyorsunuz.
ama
sizi hayal kırıklığına uğratan kendinizseniz.. işte o zaman hiçbir şey avutamıyor. ne deseniz ne yapsanız hiçbir şey değişmiyor. yıllardır tanıdığın sen'in aslında sen olmadığını görüyorsun. hani benim inandıklarım, hani savunduklarım, hani ben asla böyle olmazdım... diye diye kendi kendinizi yiyip bitiriyorsunuz. her aynaya baktığınızda o nefret duygunuzu tekrar tekrar yeniliyorsunuz. en kötüsü de birilerini affetmenin kendinizi affetmekten daha kolay olduğunu fark ediyorsunuz..
bugün yine yaşadığım duygu sanki herşey bana ters gidiyor yaşam komple bana ters sanki.
darbe yemektir her defasında. ama insanı güçlendirir.