bugün

tanım: geçmişi hatırladığımızda utanmamıza sebebiyet veren hatıralarımızdır.

örnek;

yıl 1996.
sokakta saklambaç falan oynandı derken, akşam ezanı okundu*, herkes evlere dağıldı. o akşam da teyzemler bize yemeğe gelmişler. sofra kurulmuş, güzel güzel muhabbetler, falan filan. ellerimi yıkadıktan sonra sofraya yöneldim ve teyzem tam o anda:

"o eller yıkanmadan sofraya oturulmaz. git çabuk ellerini yıka." şeklinde gereksiz yere çıkıştı.

çocuk aklımla ben bu olaya o an fazla sinirlendim. sonuçta ellerimi yıkamıştım. pis muamelesi yapılmasına tahammül edemedim.

tam da o akşam saklambaç oynarken, karşı apartmanda oturan metin abi'den* inanılmaz derecede hoşuma giden, ne anlama geldiğini bilmediğim tekerleme tarzında bir şey öğrenmiştim. fırsat bu fırsat deyip, öğrendiklerimi hemen günlük hayatıma aktarayım istedim. teyzeme döndüm ve:

"offf teyze ellerimi yıkadım!
bilmeden görmeden konuşma,
her tanıdığının da altına yatma!!!" dedim bir gururla.

sonrası karanlık...
Kuzenimlerimden birisi evleniyor bizde ailecek gitmişiz. 6 yaşında ya var ya yokum. Annemlerle düğün salonuna girdik, diğer akrabaları flan selamladık. Annemlerin daha iyi anlaştığı halalarımın yanına oturmaya geçtik. Baktık sandalye eksiği var. Halam " Ç. bak şurdaki sandalye boş, git getir" dedi. Gittim, boş diye hiç bakmıyorum oturan var mı yok mu. Ama sandalyeyi alırken de mavi güzel bir elbise giymiş sarışın bir kadın kameraya doğru konuşuyor. Biraz izledim sonra sandalyeyi çekerek annemlere doğru gitmeye başladım. Ne olduysa o anda oldu. Arkamdan küt diye bir ses geldi. Korkup biraz sıçradım. Sonrasında şöyle bir bağırış duydum: "hanginiz çekti sandalyemi!!" . Sandalye benim elimde ama arkam dönük. Kıpkırmızı olmuşum yanıyorum o anda. Arkamı yavaşça döndüm, kamera hala kadını çekiyor ( daha sonra izlenen kayıtta kadının düşme anı ve kısa eteğinden dolayı verdiği frikiğin kaydı da var) "B...e...ben..." diyebildim. Kadının vurmasını bekliyorum çünkü gerçekten çok kızgındı. Kadının yüzü bir anda yumuşadı geldi saçlarımı okşadı ve "ne şirin şeysin sen!" dedi. Şaşırdım ve o an yanağımdan öptü. Gelinin kardeşiymiş düşen kadın.

Ben daha da kızarmış şekilde annemin yanına kaçtım. Hala bu anı hatırlayınca kızarıyorum, utanıyorum.
çocukluk işte.
ankara'da dolmuşta aştiye giderken aceleyle fermuarı örtülmemiş sırt çantasının dolmuş içerisinde açılması ve içindeki bütün iç çamaşırların,tişörtlerin,çorapların etrafa saçılmasıyla saniyenin milyonda birinde utançtan yerin milyon kat dibine girmek ve utançtan ağlamak...
bu olaydan sonra birdaha o dolmuşa denk gelmemek için her gece dua etmek...
kalabalık bir grup otururken, telefonuma mesaj gelir. ben de mesajı açmadan kimden geldiğine bakarım önce. sonra herkesi susturup şu tarihi açıklamayı yaparım:
-ya varya rehberde bir sürü kişi var bazılarını tanımıyorum bile. bak mesaj gelmiş tuba yazıyo, ama kimdir bilmiyorum.
derken mesajı açtığım akabinde g.t oluşum, mesajı atan gruptan biriymiş ve özel bir şey konuşabilir miyiz azıcık yan tarafa gidelim mi? yazmış.
(bkz: ilkokulda altına sıçmak)
(bkz: kilodu camdan dışarı atmak)
6. sınıfta mı 7de mi neyim. o dönem de fen dersinde işte cinsel organlar, regl falan filan işleniyodu. sınavda da "ergenlik döneminde vücudunuzda gerçekleşen değişimler nelerdir?" şeklinde bi soru çıkmıştı. ben de yeni regl olmuşum falan. başladım anlatmaya; işte şuram şöyle oldu, buram böyle oldu, yeni regl olduğum için sanırım sivilce sorunum yok şimdilik ama olabilirmiş bilmemne, yardırdım resmen. hocamız da erkekti. sınavları okumuş falan, beni çağırdı yanına; önce baya bi güldü, sonra kağıdımı gösterdi. "burda vücudunuzda gerçekleşen şeylerden kasıt erkeklerin erkek vücudunda olacak değişiklikleri, kızların da kızların vücudunda yaşanan şeyleri yazması içindi" dedi. ben tabi yerin dibine girdim. gerçi kendi yaşadığım ve yaşamadığım değişiklikleri de tam olarak anlattığım için tam puan almıştım sorudan ama hocama yeni regl olduğumu falan anlattığım için de öldüm utancımdan. şimdi tabi utanmıyorum öyle yaptığım için; küçüktüm, sınav heyecanım falan vardı, bi de yeni regl olmuşum, soru da öyle sorulunca öyle cevapladım yani. o hocamız da hala takılır bana bu konuda ama gülüp geçiyoruz tabi.
görsel
ilk defa birinin mail adresini yazarken "@" yerine "et" yazmıştım. sonra gülüşmeler olmuştu. hala hatırladıkça utanırım.
annem hemşiredir. yıl 95 falan yanlış hatırlamıyorsam, ben 5 yaşındayım. annemin şefi doktor bey ve ailesi bize yemeğe gelmişti.

nalet adam çocukluğumun katilidir. beni nerde görse "evlencem seninle kara kız" derdi. yemin ederim onunla evleneceğimi sanıp korkudan altıma yapasım gelirdi.

yine ben odamda mutlu mutlu barbie bebeklerimle oynuyodum, geldi kapıyı açtı "ne zaman evleniyoz kız" dedi yine. sırıtıyo bi de. nasıl gıcık. bi sinirlendim "kes sesini artık be öküz" diye bağırdım adama. ahahahaha. anacığımın utancını unutamıyom ama bence haketmişti.

kusura bakma doctor.
(#27904410) yakın gelecekte bu entry olabilir.
kafam güzel dilenciye 5 lira verip para üstü istemiştim.*
bir ara sevgilimle şarap içmiştik. bir buçuk litre bittikten sonra ikimiz de zar zor yürüyoruz.

o sıra her şey gözüme abartılı romantik görünüyor, birbirimize ağzımızdan şarap içiriyoruz filan. kafam o kadar uçmuş ki olayları parça parça yaşıyorum zaten. bir kare hatırlıyorum yanyanayız, sonraki karede öpüşüyoruz, sonraki karede üstüste çıkmışız. yani ne olduğunu anlamadan kendimi sevişirken buldum. zaten ne olduysa ondan sonra oldu.

sevişirken onun uykusu gelmeye başladı. ben de naparsam yapayım bir türlü orgazm olamıyorum. kız yarı uykulu bir şey yapamayacak halde sayıklayıp duruyordu en son. uyuyan kıza bir şey yapamazdım ama lanet bir kasık ağrısı beni bekliyor onu da biliyorum. ilk defa o gece çaresizlikten kızın yanında yerden kendi tişörtümü aldım. ve mastürbasyon yapmaya başladım. kendi tişörtüme boşalıp odanın ortasına atmışım. sonraki gün uyanınca kaplan misali tişörtün üstüne atılıp kirlilerin arasına atmıştım. çok şükür kız birşey hatırlamıyordu.
Ölümüne su fondipleyip En uzun süre işeme yarışı.

(bkz: sidik yarışı)
lisedeyken bir kıza aşıktım, ona hislerimi söylemek için eve davet ettim (o zamanlar büyük cesaretti) kız kabul etti, öğlen iki gibi sözleştik. hemen eve koşup hazırlık yaptım, allahtan evde kimse yoktu. aldığım gülleri koparıp kapı girişine döktüm * heyecandan saçlarıma bir avuç jöle sürdüm, bu da yetmezmiş gibi dikleştirdim. o an kapı çaldı, kapıya kadar elimle saçımı dikleştirmeye devam ediyordum. haberim yok lan kirpiye döndüm, neyse elimde tek bir gül kapıyı açtım. açar açmaz karşımda uzun boylu bir abi belirdi, arkasından hoşlandığım kız çıkıp, girebilir miyiz diye sordu. şaşkınlıktan evde kimse yok dedim, adam pis pis bakmaya başladı. hemen herkesi içeri aldım, geçip koltukta oturdular. ben mal gibi elimde gül önlerinde duruyorum, kızın babası kapıdaki gülleri sorunca hiçbir şey diyemedim, iki dakika sonra annemler geldi. bağıra çağıra yerdeki gülleri sormaya başladı, yanına gidip olayı izah etmeye çalışınca saçlarımı görüp gülmeye başladı. ağzımı bile açmama izin vermeden tipime sövüp saydı, içeri geçince kıza annesine sarıldı. ben daha fazla rezil olmamak için kaçıp odama saklandım. annem zorla dışarı çıkarıp beni yanlarına oturttu. meğerse bizimkiler kızın ailesi ile ahbapmış, ben kızı bize çağırınca kız annemin daveti sanıp ailesini çağırmış. tabi olay aydınlanınca benim güller ve saçımın esas nedeni de ortaya çıktı. anlatıp anlatıp güldüler, onlar güldükçe ben ezilip büzüldüm. lan bütün gece babam saçım hakkında yapılabilecek en tiksinç esprileri yaptı, annem sünnetime kadar anlattı. hani yer yarılsa da girsem denilen anlar vardır ya, hah işte onun kıralını yaşadım ben. millet evine gitti, bizimkiler hala dalga geçiyor. öyle popüler oldum ki, akrabalar bir araya gelince keyifleri yerine gelsin diye anneme anlattırıp yarıla yarıla gülmeye başlıyorlardı. yıllarca bu utancı yaşadım lan, kızdan köşe bucak kaçtım. düğünde falan denk geliriz diye kuzenimin düğününe gitmedim.

şimdilerde bile ne zaman hatırlasam utanırım, bazen o kıza rastlıyorum. evlenmiş falan ama bir an göz göze gelince bile tuhaf oluyorum, artık nasıl bir travma yaşamışsam..
sırf bu başlık için bir hesap alacağım. 4-5 yaşındaydım.
Ulan hatirlayinca bile utanıyorum, nasıl yaziim..
bizim mahallede yaşlı bir kadının bahçesinde dut ağacı vardı, bir gün dışarı sarkan daldan dut koparmaya çalışırken kırdım. kadın bunu görünce beni anneme söylemekle tehdit etti, tabi çok sinirlendim. mahallenin ileri gelen minik haydut tayfası ile birlik olup kadının bahçesini yağmaladık. kadın bizi görünce bağırmaya başladı, herkes kaçıp gitti. ben de eve koştum, çok korkmuştum çünkü anneme söyleyeceğini biliyordum. annem geldiğimi duyunca yanıma koştu, ben iyice korkup ağlamaya başladım. korktuğum oldu kapı çaldı, kadın elinde kırılmış dallarla içeri girdi. elimi yüzüme götürüp ağlamaya devam ettim, annem ne olduğunu sordu. kadın biraz durdu ve sonra elindeki dallardan kalan meyveleri koparıp bana uzattı. "bunları sana getirdim" dedi ve gitti, öylece gitti anneme birşey demeden hemde. o yaşlı kadın büyüklük gösterip anneme yaptıklarımı söylememişti ama ben utancımdan her şeyi söyleyip bir güzel dayak yemiştim. o günden sonra değil bir ağaçtan meyve koparmak, herhangi bir ağaca yaklaşmıyorum bile.
Yine bir gün buluşması, annemin gün arkadaşının evi.

Evin kızı okulda hatırladığım kadarıyla liseye gidiyor o zaman. Ben de küçücük kızım süslenmeye püslenmeye hevesleniyorum. Gittim kızın odasına parfümleri sıktım, hafif makyaj yapayım dedim ama tabi hediye pakedine döndüm. Salona kadınların arasına gittiğimde herkes dalga geçti belki çok kötü bir an değil ama ben nedense çok utanmıştım.
Bir de o şerefsiz kız geldi okuldan, annesine bağırdı çoluk çocuğu odama sokma diye, hayvan ne üzülmüştüm ya.
Lisede tarih dersinde osmanlı para birimine TL yazmıştım , hoca bunu özellikle her ders yüzüme yüzüme söylemese çokta utanç verici olmayacaktı. Ve yine lisede ödev için USB mi takmıştım , ödev ile alakalı olan video yerine kuzenlerimle dansöz edasıyla kıvırdıgımız videoya tüm sınıf maruz kaldı . Bla Bla Bla . Çok saçma şeyler yaşadık . Bugünlere şükür vesselam .
okul arkadaşımın hediye olarak recep ivedik peluşu vermesi. koluna basınca "böhöhöhyt" diyordu. beni ona mı benzetti yoksa son dakika olarak onu mu aldı bilmiyorum. ama sınıfta hediye paketini açınca altına sıçan çocuk kadar utanmıştım
(#32653093)
Alışveriş merkezinde teras kafeye çıkıp sigara içecektim genelde hafta sonu arkadaşlarımın çoğu orada olur bende arkama bakarken tanıdık var mı yok mu diye direğe çarpmıştım ve rezil olmuştum herkese kafam ve sol diz kapağım bir hafta ağrımıştı.
birinci sınıfta kızlar tuvaletine girmiştim çığlık çığlığa dedim noluyor meğersem kız erkek ayrıymış o gün öğrendim bunu .
ilkokuldaykrn daireler konusunda hoca daireler köşesizdir dedikten hemen sonra atlayıp öğretmenim bizim daire (ev) köşeli demem...
Sonra uludağ da yazar olduk işte... *
genelde alkollüyken olan seylerdir. insana hüzün verir ertesi. alkollüyken bir cok kez bir cok utan verici ani yasadim ve yasadiklarimin bir cogunu da hatirlamiyordum garip bir sorunsal olarak olarak sorun yasattiklarimdan ögrendim.

yazik.