bugün
- eski yazarları özlemek15
- fenerbahçe'nin ligden çekilmekten yine vazgeçmesi12
- chp'nin kölesi olmak11
- üsküdar da açık alanda mastürbasyon yapan adam17
- karabük üniversitesi13
- zalbert ramstein tipi yıkıklık13
- insan olmaya ceyrek kala22
- yazarların elit zevkleri17
- 31 mart 2024 yerel seçim sonuçları14
- ırkçılığın kötü bir şey olmadığı gerçeği19
- sözlük erkekleri sözlüğün kanseridir18
- oruç tutmayan müslüman18
- moskova saldırısını yapanların türkiyeden geçmesi14
- sözlüğün en güzel kızı belli oldu16
- dedikodu yok mu dedikodu diyen kadın yazar13
- yolda çırılçıplak bir kadın görsen ne yaparsın15
- kutsal perşembe ritüeli11
- 2024 yerel seçimleri12
- ab'ye girmek için tüm tavizleri vermeliyiz12
- dünya ilahi bir gücün kontrolünde mi9
- şeriate göre lgbt'nin hükmü16
- allahın insan suretine bürünmesi imkansız mı15
- sahurdayız uludağ sözlük17
- en iyi çikolatalı gofret markası15
- yazarların 2010lu yıllarda en sevdiği 3 yıl25
- anın görüntüsü8
- icardi190544
- bir sözlük kızını sahiplenmek17
- hollanda da ineğe hallenen gurbetçi16
- hazreti meryem olduğunu iddia eden kadın36
- icardi1905 silik olsun kampanyası13
- kastamonu da kafasına ampul takıran akp'li genç16
- iftara sözlük yazarı alsanız menü tavsiyesi10
- iftara davet edilecek sözlük yazarları23
- heykele tecavüz eden adam8
- kendisini otorite sanan yazarlar9
- ideal erkek fiziği anketi33
- emekliler ek iş yapsınlar diyen mhp'li vekil13
- dinsiz olmakla övünen yavşak13
- manyak olmaya karar verdim21
- kadınlar beni neden hep reddediyor14
- laftan anlamaz sözlük yazarları8
- kuresel ikinma'nın artık eskisi kadar yazmaması9
- et fiyatlarının insanları çıldırtmıyor oluşu8
- karabük10
- akp'ye oy vermeyen emekli şerefsizdir23
- pompanın en cok döndüğü 5 üniversite10
- osideusu kıskanan yazarlar10
- bir sözlük erkeğini öpmek10
- ideal kadın vücudu anketi16
Çocukken tek iç çamaşır takımım vardı ve ben annem beyazları yıkadığı gün okula gidemezdim.
delik ayakkabı ile okula gitmek. yağmur yağdığında gün bitene kadar ayaklarım buz keserdi.
o gün bugün artık soğuk nedir bilmem. üşümem hiç belkide ısınmam, ısınamam.
delik ayakkabısı olan çocuk ilerde mutlaka bir oda dolusu ayakkabı alır. belki ayakları sınır diye.
o gün bugün artık soğuk nedir bilmem. üşümem hiç belkide ısınmam, ısınamam.
delik ayakkabısı olan çocuk ilerde mutlaka bir oda dolusu ayakkabı alır. belki ayakları sınır diye.
sözlüğe ilk geldiğimde 00.00 oldu.başlıklar kayboldu.ulan tam üye olduk sözlük kapandı demiştim.
kimse entry de girmedi demek ki.
öylece boş ekrana baktım.
kimse entry de girmedi demek ki.
öylece boş ekrana baktım.
Babamın öldüğü gündü benim için... Son dikili ağacımı kaybederken ben gördüm ki çok boştu her şey. Boş.
Millet bir mantarlı am için ölmek üzereydi tüm kokuşukla.
Sonra öldüler.
Ben o gün ki , halimi ve neler yaşadığımı garibanlığımı, hiç ama hiç unutmadım.
Millet bir mantarlı am için ölmek üzereydi tüm kokuşukla.
Sonra öldüler.
Ben o gün ki , halimi ve neler yaşadığımı garibanlığımı, hiç ama hiç unutmadım.
Çok hafif uzun olacak yazım. Ama okuyana hem keyif hem de umut verecek cinsten olacağına inanıyorum.
17 yıl evvel. Abim tıp fakültesi öğrencisi. Ben de üniversite sınavına hazırlanıyorum. Başarılı bir öğrenci sayılmazdım fakat aptal biri de değildim. Neyse dedim abi ben yanına geleyim seninle birlikte hazırlanayım sınava. Gel dedi. Topladım bavulumu gittim yanına. Yurtta O’nun odasına yerleştim. Yani O kadar içler acısı ki halimiz yoksulluktan bot yiyecek durumdayız. Evden metelik gelene kadar biz sefilleri oynuyorduk abimle. Bursların yetmediği, karın gurultumuzun senfoniler düzenlediği, abimin ve benim midelerimizin derslerde konçerto sunduğu o açlık krizlerinden birinde;
Sabah saat altı. Yurdun kantinine o saatte ekmek geliyor. Dedim abi ekmek çalıcam. Üzerinde düşünüp durduk ama ikimiz de biliyoruz ki başka çaremiz yok. Borç da isteyemiyoruz kimseden. Karar verildi. O ekmek çalınacak..
Giydim montumu -ki içinde ekmek belli olmasın- indim yavaşça aşağıya. Raskolnikov gibi soğuk terler döküyorum. Sanki cinayet işleyeceğim.. üzerimde bir tedirginlik bir telaş. Ya yakalanırsam?
Ekmekleri gördüm. Sıcak havası ve mis kokusu hala yüzümdedir o ekmek sandığının. Titreye titreye Aldım bir tanesini koydum koynuma. Kalbim nasıl atıyor anlatamam. Kameralardan gizlenmeye çalışıyorum bir yandan. Merdivenleri öylesine hızlı çıkıyorum ki sanki Everest’e tırmanıyorum ve o zirve bir türlü gelmiyor.
En sonunda vardım odaya.
Kalbimin normal seyrine gelmesi uzun zaman aldı. Oturdum yatağa. Ekmeğe bakıyoruz ikimiz de. O ekmeği öylesine iştahla yedik ki şimdi önümüzde dünyalar var ama o ekmek kadar kıymetli gelmiyor bize.
Bu girizgâhın sebebi şu arkadaşlar.
Abim yakın zamanın profesör adaylarından biri. Kardiyoloji alanında birkaç yıl sonra nam salacak kadar işinin ehli bir bilim insanı. Bodrum’da düzenlenen konferansına katıldım. Konuşmasını yüzlerce profesör ve doçent doktor arasından dinledim. 29 Ekim dolayısıyla yaptığı konuşma o kadar keyifli o kadar duygusaldı ki hem güldürdü hem de ağlattı. Tüm salonun kendisini ayakta alkışladığını görünce o’nun adına duyduğum gururun ve mutluluğun tarifi yoktu.
Akşam oldu.
Oturduk bir bara.
Söyledik biramızı.
Abi kardeş konuşmadan birbirimize bakıp duruyoruz. Geldiğimiz nokta, yurtta telaşla yediğimiz ekmeği hatırlayınca inanılmaz geliyor insana..
-Doktor!.
+Efendim!
-Çaldığımız ekmeği hatırlıyor musun?
+Unutmayacağım tek şey olabilir..
gülümsedik acı acı.
-kaldır o zaman şişeyi doktor..(süslü cümleleri kurmayı severim ahah)
“Acılar geçer,
Rüzgar diner,
Ömür tazelenir,
Yeni sayfalar aralanır.
Umarım ki bundan sonra
Hep güzel hatıralar çoğalır.
Şerefe abicim!
-Şerefe çeyreklik!,,
Not: ekmeği çaldıktan 15 gün sonra, yine bir başka sabahın altısında ve yine mis kokan o ekmek sandığına çaldığım ekmeğin parasını bıraktım gizlice. Allah kimseye yaşatmasın böyle zamanlar.
17 yıl evvel. Abim tıp fakültesi öğrencisi. Ben de üniversite sınavına hazırlanıyorum. Başarılı bir öğrenci sayılmazdım fakat aptal biri de değildim. Neyse dedim abi ben yanına geleyim seninle birlikte hazırlanayım sınava. Gel dedi. Topladım bavulumu gittim yanına. Yurtta O’nun odasına yerleştim. Yani O kadar içler acısı ki halimiz yoksulluktan bot yiyecek durumdayız. Evden metelik gelene kadar biz sefilleri oynuyorduk abimle. Bursların yetmediği, karın gurultumuzun senfoniler düzenlediği, abimin ve benim midelerimizin derslerde konçerto sunduğu o açlık krizlerinden birinde;
Sabah saat altı. Yurdun kantinine o saatte ekmek geliyor. Dedim abi ekmek çalıcam. Üzerinde düşünüp durduk ama ikimiz de biliyoruz ki başka çaremiz yok. Borç da isteyemiyoruz kimseden. Karar verildi. O ekmek çalınacak..
Giydim montumu -ki içinde ekmek belli olmasın- indim yavaşça aşağıya. Raskolnikov gibi soğuk terler döküyorum. Sanki cinayet işleyeceğim.. üzerimde bir tedirginlik bir telaş. Ya yakalanırsam?
Ekmekleri gördüm. Sıcak havası ve mis kokusu hala yüzümdedir o ekmek sandığının. Titreye titreye Aldım bir tanesini koydum koynuma. Kalbim nasıl atıyor anlatamam. Kameralardan gizlenmeye çalışıyorum bir yandan. Merdivenleri öylesine hızlı çıkıyorum ki sanki Everest’e tırmanıyorum ve o zirve bir türlü gelmiyor.
En sonunda vardım odaya.
Kalbimin normal seyrine gelmesi uzun zaman aldı. Oturdum yatağa. Ekmeğe bakıyoruz ikimiz de. O ekmeği öylesine iştahla yedik ki şimdi önümüzde dünyalar var ama o ekmek kadar kıymetli gelmiyor bize.
Bu girizgâhın sebebi şu arkadaşlar.
Abim yakın zamanın profesör adaylarından biri. Kardiyoloji alanında birkaç yıl sonra nam salacak kadar işinin ehli bir bilim insanı. Bodrum’da düzenlenen konferansına katıldım. Konuşmasını yüzlerce profesör ve doçent doktor arasından dinledim. 29 Ekim dolayısıyla yaptığı konuşma o kadar keyifli o kadar duygusaldı ki hem güldürdü hem de ağlattı. Tüm salonun kendisini ayakta alkışladığını görünce o’nun adına duyduğum gururun ve mutluluğun tarifi yoktu.
Akşam oldu.
Oturduk bir bara.
Söyledik biramızı.
Abi kardeş konuşmadan birbirimize bakıp duruyoruz. Geldiğimiz nokta, yurtta telaşla yediğimiz ekmeği hatırlayınca inanılmaz geliyor insana..
-Doktor!.
+Efendim!
-Çaldığımız ekmeği hatırlıyor musun?
+Unutmayacağım tek şey olabilir..
gülümsedik acı acı.
-kaldır o zaman şişeyi doktor..(süslü cümleleri kurmayı severim ahah)
“Acılar geçer,
Rüzgar diner,
Ömür tazelenir,
Yeni sayfalar aralanır.
Umarım ki bundan sonra
Hep güzel hatıralar çoğalır.
Şerefe abicim!
-Şerefe çeyreklik!,,
Not: ekmeği çaldıktan 15 gün sonra, yine bir başka sabahın altısında ve yine mis kokan o ekmek sandığına çaldığım ekmeğin parasını bıraktım gizlice. Allah kimseye yaşatmasın böyle zamanlar.
keşke kafayı kullanıp ekmeği isteseydiniz belki bir ekmek fazladan alabilirdiniz. işte çok zeki olmak değil zekayı yerinde ve zamanında kullanmak çok önemli.
ben fazla ekmek kalısa ıslatıp martılara atıyorum.kimse de yemiyor.
yarım bırakana da ekmek vermiyorum.
üzerine sigara külü döküyorlar.
ben fazla ekmek kalısa ıslatıp martılara atıyorum.kimse de yemiyor.
yarım bırakana da ekmek vermiyorum.
üzerine sigara külü döküyorlar.
Geçenlerde beluga havyarı bulamayıp somon havyarı almak zorunda kalmıştım.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar