bugün

hastanede uyuyor, kahvaltı ediyor ve televizyondan tüm gündemi yattığınız odadan takip ediyorsanız olmuşsunuzdur. artık hastanede yaşıyorsunuzdur.

1.aşama
ahanda yatak; standart garç gurç.(evden getirilen nevresime kimse laf söyleyemez çünkü yatarken şartlarım vardı.) neyse mini buzdolabı var. televizyon var. duşum var. daha ne olsun hocu. evet hastane ortamına hiç uyum sağlamayan fosforlu pijamalarımla yatağa kuruluyorum. televizyon var lan ne de olsa. acayip neşeliyim. ama dur daha öyle hemen alışamıyorsun.
Odadaki televizyonu açacaksın da kumandayı keşfedeceksin. sonra çekmeyen kanalların en çok seyrettiğiniz kanallar olduğunu farkedince hasta bakıcıya ''sigaranız var mı'' diye soracaksınız. olmaz itirazlarına karşın; ''yok sadece içindeki kağıdı alacağım'' diye ikna edersiniz. kağıdı alırsınız külah şeklinde kıvırıp ucunu televizyonun anten girişine sıkıtırıverirsiniz. artık nur topu gibi bir mini anteniniz bile var. kanallar su gibi berraktır. anlıyorum lan bu işlerden havalarında içinizden kendinizi seversiniz.

2.aşama
akşam yemeği;tenezzül etmeyeceğiniz bir çorba. vay anasını yayla çorbası dediler. naneli bulamaç gibi bişey çıktı. bir elma ! sen ye elmayı. hiç de sevsem. :/ ve haşlama tavuk (allah'ım but mu bu nefret ederim) bu harika ziyafete mırın kırın etsem de yiyorum. çok afersiniz ama ben sırf böyle yemekler çıkmaz diye özele geldim lan. yoksa devlöt bize bağğhhhmirmiiii, neyse 3. günden sonra aç köpek gibi o yalaşık yemekleri bekler oldum. resmen aç bırakıyorlar adiler. arada sinek ilaçlar gibi gelip ilaçlanıyorsanız maalesef yemek yiyemiyorsunuz. grissini dostum oldu. saygıyla eğiliyorum üreticilerinin önünde. hele o kahvaltıdaki buruşuk iki zeytin yok mu ah ahh.. nefis nefis..

3.aşama
tuvaletler; şişeye işesen daha iyi. tabi tek kişilik odada kalıyorsan rahatsın. en hassas konu. yoksa kimse tutamaz lan beni o hastanede. gerçi hastaneler eskisi gibi değil özeli devleti farketmiyor. hijyen için gereken yapılıyor da bizim değişmeyen öküz milletimiz tuvalet kullanmasını bilmiyor. bence görsel filan asılsın böyle.

''paçalarınıza dikkat edin. şimdi sıvayın. musluğu kontrol edin sular akmıyor olabilir. akmıyorsa sıçma allasen. elini yıkamadan çıkma öküz. o tuvalet kağıtlarını boynunuza dolayın bence. yere atınca bir işimize yaramıyor.''

4.aşama
refakatçi; bir insan var ailede bellidir hani. herkese o gider filan. allah'tan bende böyle bişey olmadı. huysuzluğumu bilen ailem istemiyorum cevabı üzerine ısrar etmedi. ama böyle oda oda dolaşıp diyalog kurmaya çalışan tipler var. kendi hastasını uyutmuş belli sıkılmış dolaşıyor koridorda ablam.

-geçmiş olsun..
-teşekkürler.
-siz neden yatıyorsunuz ?
-...... yüzünden.
-heaaaa ay geçmiş olsun canım. eeee doktorlar ne diyor ?
-geçmiş olsun diyorlar. *
kadın bozulur. bunun gibi günde kırk tanesi gelir geçer kapıdan selam verir. yüz verirsen gelir yanaşır yanına. lakin ben hiç oralı olmuyorum. zamanla onlarda hangi odada nasıl biri var öğreniyorlar zaten.

5.aşama
hemşireler; beyaza bürünmüş kimisi yaşlı kimisi genç ablalarım ruh hallerine göre her gün bize ayrı bir ruh haliyle gelirler. lakin benim gibi nemrut amirleri bile kahkahalara boğan biri için onlarla diyalog kurmak hiç zor olmadı. şimdi onlar bana kahveye geliyor bazen ben onlara gidiyorum. ama cehalete hiçbirinin tahamülü yok onu anladım. anlamsız refakatçi sorularından pek bunalmış vaziyetteler. iyi sabrediyorlar, saygı duyuyorum.

6.aşama
doktorlar; bulunduğunuz hastaneye göre farklılık gösterir. benim tek doktorum yok mesela, yanında şirinler gibi dolaştırdığı üç asistan doktor daha var. hepsinin bende bir lakabı var. asistan doktorlar titrek ama çapkınlığından da geri durmuyor. lan hastayım ben olum napıyosun diyeceğim gelse de demiyorum. öğrenmeye gelmiş bozmayayım havayı diyorum. hergün gelip benimle yarım saat takılıyorlar. ''evet ceylo açıyoruz şimdi kolları taaaaamam şimdi arkdaşlar...'' vay amk beni kullanıyorlar. niyeyse bozuluyorum bu duruma biraz. yine de doktor nimet lan. sevin onu.

7.aşama
kitap okumak; hastanede yapılabilecek en mantıklı şey. akşama kadar müge anlı sesi odalardan yankılanıyor zaten en temizi kulakları tıkayıp kitap okumak. sekiz tane kitap bitirdim bir haftada. kendime bir kave ısmarlıcam bu akşam.

8.aşama
ipad; çağın buluşu benim için. yoksa gündemi gelen gazetelerle sınırlı tutacak, sözlükte oto boka gülemeyecektim. internet bağımlısı oldum bir haftada. ayrıca yaşasın internet !

9.aşama
hastaneye alışmak; işte bu çok tehlikeli. hemşirelerle kanka olduysanız, doktorlarla nöbette geyik yapıyorsanız, serum şişesiyle bahçeye inip intagram için fotoğraflar çekiyorsanız oranın bir parçası olmuşsunuz demektir. fosforlu yeşil pijamalarınızı kimse yadırgamıyorsa, odanızdan metal müzik nidaları yükselmesine kimse aldırış etmiyorsa, hasta bakıcı öğlenleri size pastaneden gidip tiramusu almayı kendine görev edinmişse korkmayın onlarda size alışmıştır. enerji önemli hocu, ne verirsen onu alırsın. ama kesinlikle sağlık sektöründeki çalışan insanlar çok yıranıyor. çünkü öküz gibi sürekli soru soran bir milletiz. ben şahsen dayanamam. basarım şırıngayı alırırım canını orda. doktorlar ve hemşireler şu duruma bayılıyor; kibar konuşuyorsanız, pijamalarınız yepyeniyse, kitap okuyorsanız, tırnaklarınız bakımlı ise, kaşlarınız nizamlı ise size artı puan veriyorlar. yoksa bizim sözlüğün kezban diye tabir ettikleri yazarlara gösterdikleri ilgi kadar bile ilgi göstermiyorlar valla.

10.aşama
hastaneyi parmağında oynatmak; gözlemciyseniz zor olmayandır. kibar davran, gülümse gerisi kolay.

edit: üşenmeyip okuduysan bir dua et bari, hastaneden yazıyoruz herhalde bunu. tabi ki geçmiş olsun bana. öperler.

15.11.2013
sonradan gelen ikinci edit:dualarını eksik etmeyen herkesi öperler, ayrıca pazartesi taburcuyum. valla öperler. iyi günler.
kolay olmayandır ve de kimse yaşamasındır.
(bkz: hayat güzel)