bugün

Çevresindeki insanlara hayatı zindan eden bir insan modeli..

Hastalık kavramının hastası,manyağı olması sebebiyle şefkat ister , ilgi bekler ve bir yatakta ömür çürütürken çevresindekilerin de (özellikle anne,kardeş ,eş) ömrünü çürütür..

Aynı zamanda (bkz: moliere) tiyatrolarından bir tanesinin adıdır..

Bu insanlar (bkz: plesebo) çılgınıdır..Bir ilaç içmeden hayata dönmeye niyetleri olmadıklarından doktorlar tarafından bu insanlara bir etkisi olmayan (bkz: plesebo) türü ilaçlar verilir (bkz: özellikle karbonat)..Belki ilacı içtikten sonra birkaç saat durulur ve kemirgenlik vasfını birkaç saatliğine de olsa unuturlar..

Uyudukları zamanlarda en güzel olan insanlardır..
"ay aman benim sonum kötü, öldüm bittim, fazla yaşamam ben. kesin kanserim, veremim, aids'im, tüberkülozum, panik atağım, şizofrenim, paranoyağım" diyen insan.
böyle insanlara evhamlı da denir. genelde buluttan nem kaparlar. en ufak bi öksürükte veremden şüphelenmeleri an meselesidir.
hiç iyileşmediğini devamlı hasta olduğunu söyleyen kişi.
nanemolla
sürekli tansiyon ölçen,
kalp atışlarını kontrol eden,
okuduğu her belirtiyi kendisinde bularak kendini hasta ilan eden,
burnu tıkanınca astım,
sırtı ağrıyınca kalp hastası olan;
aslında
en çok da hasta olmaktan korkan kişilerdir. *
paranoyak insan tipidir. şekeri falan olmadığı halde "ayy şekerim var benim" diyip çayı şekersiz içenleri mevcuttur.*
tıp fakültesindeyse bir de etrafına feci kriz geçirtebilecek insan modeli.
böyle insanlara çevrelerindekiler inanmaz genelde , abarttıklarını düşünürler. bazen de çok araştırmaktan çok bilmekten ileri gelir. bununla ilgili bir fıkrada geçen bir mezar taşı yazısı vardı:
"hastayım dedim dedim inanmadınız şimdi ne oldu?"
(bkz: basak burcu)
(bkz: burhan altintop)
bu tiyatro da argan bağırsaklarına sürekli lavman yaptırırdı. sahnelenmesi oldukça zor bir eser.
(bkz: okul gitmemek icin uyduralan seyler)
moliere'in karakter komedisi. tanzimat döneminde ahmet vefik paşa tarafından çevirisi yapılmıştır.
moliere'in, ölümden ve doktorlardan korkan bir hastalık hastasının kuruntusuyla birlikte tıp mesleğini ve doktorların bilgiçliğini(?) ele aldığı eser.
mutluluğu tababet ilminde aramayı düstur edinmiş insan modelidir.
bunlar domuzları eksik olmasına rağmen sürekli çevrelerine hasta olduklarını beyan etmek suretiyle ilgiye mazhar olma hedefi güderler.
bir de bunların çok bilmiş ayaklı eczane modelleri vardır ki bu sıfatı taşıyan güruh içerisindeki en tehlikeli klan bunlardır. bu zat-ı muhteremler çantalarında yahut ulaşabilecekleri yakın yerlerde(çekmece v.s) doğum kontrol hapından gripine kadar her nev'i ilacı saklar hatta ve hatta bir sorununuz olduğu zaman sizi muayene etmek suretiyle ihtiyacınız olan eczayı size sunmaktan mutluluk duyarlar.

hastalık hastaları içerisinde bir diğer önemli grup ise doktorlar hakkında yorum yapan(ki biz bu klana ordinaryuslar klanı diyoruz) gruptur.
bunlar kendi aralarında münazara yapmak suretiyle doktorun mesleğinde başarılı mı yoksa başarısız mı olduğunu tartışırlar. şayet doktora gidip muayene olmuşlar ve doktor herhangi bir bulguya rastlamayıp ilaç yazmamışsa kötü doktordur. fekat doktorumuz hastada kırktan ziyade sorun tesbit edip sağlık karnesini ilaç yazmak suretiyle doldurduysa ondan iyi doktor yoktur.

ne mutludur o doktoru okutan hocaya ne mutludur o doktora muayene olan hastaya...
moliere'in ünlü komedyası.
psiklojik bir şeydir. rahmetli nenemde de vardı. sürekli kendisine bir hastalık bulup ilaç almamazı isterdi. ısrarlara dayanamıyan dayım en sonunda ona bonibonun kahverengilerini seçip, ilaç kutusuna koyup vermişti. ondan sonra şikayetlerini kesen nenem ilaçların iyi geldiğini ve bi kutu daha almamızı söylemişti. * * *
moliere in, donemin bagnaz doktorlarina sikca gondermelerde bulundugu meshur komedyasi.
hastalığın artık bünyeye oturup kamp kurmasıdır. hasta olmasan dahi kendini kötü hissedip etrafındaki insanlara rahatsızlık verme durumu olarakta açılanabilir.
bir kedi-köpek sevme seansından sonra, aşılı olduğu belgelendiği halde hayvanın vücutta bıraktığı herhangi bir izden kuduz tahminlerinde bulunup hayvanın günahını almak, ya da güncel olaylardan etkilenip vücuttaki her yarayı, kene görülmese de kene ısırığına yormak gibi aptalca eylemler içerisine giren kişi. hayatta yer etmek, başarılı olmaktan çok koca evrende ne kadar küçük kaldığını düşünüp bunun üzerine kafa yoran, inançlı kişilerdeki öteki dünya adlı manevi ilacına da sahip değilse s.çan kişidir. ölümden aşırı korkan, kontrol edemediği şeylerden tırsan kişidir sanki.
fransız yazar moliere'in yazdığı ve oyunu sahnelerken kalp krizi geçirip hayatını kaybettiği oyundur.
ayrıca tiyartoyla ilk ilgilendiğim zamanlarda * canlandırdığım ilk karakterin * bu oyunda olması nedeniyle benim için yeri her zaman farklı olan oyundur.
ve belki de bu oyun sayesinde tiyatro o eşsiz büyüsünü gösterdi ve o gün bu gündür beni kendisine ait hissettirmeyi başardı.
(bkz: tiyatro aşkı)
sürekli hasta olan insanlardır. duydukları her hastalığın kendilerin de olmalarından korkarlar. ilaç kullanmaya bayılırlar. en küçük bir baş ağrısı için bile 2 aspirin bir de ağrı kesici kullananını bile gördüm* annelerini canından bezdirirler. anneleri ilaçları saklamaya başlar onlardan. hiçbir şeyi yokken bile doktora gitmek isterler. sürekli yatakta yorgun vaziyette uzanıp 'ah ölüyorum..neden tüm hastalıklar beni bulur.. ben demiştim size bir gün büyük bir hastalığa yakalanacam. ölecem sanırım' gibisinden cümleler kurarlar. artık ev sakinleri 'ya bir günde iyiyim de' derler. hastalık hastası bünye bir gün derki annesine 'anne bak bugün hiç söylenmedim'. anneside 'daha 10 dakika önce ne kadar kötü olduğunu söyledin ya' der. hastalık hastaları böyledir. ve hastalık hastası olduklarını kabullenmezler.
edit: kendimi anlattım ama annemin ağzından. bence ben böyle değilim gerçekten hastayım ben.
(bkz: hastalik hastasinin sevgilisi olmak) *
tıp okuyan arkadaşıma ait bir özellik. sonu hayır olsun diyorum kendisi için.
güncel Önemli Başlıklar