bugün

fragmanı yayınlanan müthiş harry potter serisinin 7. filmidir.
[null http://www.izlesene.com/v...adigarlari-fragman/558939]
büdüt: ayrıca 3d'dir.
(bkz: ilk gün gidilecek sinema filmleri)

edit@ ayrıca kitabı mükemmeldir.

kitabın güzelliğini çarçur etmemek için 7. kitabı 2 bölüme ayırmışlardır.
Daha demin izlediğim filmdir. Oldukça güzel efektler vardı. Ve senaryo işlenişide güzeldi. Melez prens faciasından sonra 1 buçuk yıl beklemeye değdi gerçekten. Kitabını okuyormuş gibi hissettim kendimi. Yada kitabını okurken kendimi filmini izliyormuş gibi hissetmiştim. Çünkü tüm sahneler gözümün önüne geldi bir bir. (:
biraz önce izlediğim filmdir.

filmle ilgili söylenecek çok söz var tabii... öncelikle senaryonun dışına çıkılmaması güzel olmuş. zira, diğer birkaç filmde kitap yokmuşçasına sahneye konmuştu. efektler güzeldi ayrıca.

o değil de, emma kasıp kavurdu yine...

(bkz: emma benle evlen lan allahsız)
ilk bölümüyle sinema salonundan çıkarken hıçkırıklara boğulmama sebep olan destansı final.
11 yaşından beri hayatımda olan bir gerçeğin bitmesini kabul etmek hiç kolay olmayacak.
ilk bölüm ise kesinlikle muhteşemdi... korku öğeleriyle, mizah unsurlarıyla ve görselliği ile hakikaten destansı oldu.
tek kusur ise, benim suçumdu. izlediğim salon harry'nin h'sini bilmeyen ergenlerle doluydu ve film boyu sinir hastası ettiler beni kahkahaları ve konuşmalarıyla... sinirden evde ağladım resmen... neyse!

ah, içimi acıtıyor bu kitap ve bu film. 11 yaşındaydı Harry ilk kitapta ve ben onunla birlikte büyüdüm. şu fotoğraf bile duygulandırıyor beni.
görsel
ilk filmden son filme, ilk kitaptan son kitaba... yeri çok ayrıydı bu serinin.
bir fan sitesinin twitter'dan yaptığı açıklamaya göre: "Deathly Hallows accios $61 million in opening day box office, on track to break a franchise record..."

yani, gişe hasılatı açısından serinin en başarılısı olma yolunda hızla ilerliyor. daha ilk gününde 61 milyon dolar...
dublajlı olması beni resmen benden aldı. bu kadar kötü olamazdı. kendimi hazırlamıştım oysaki alt yazıya.

filmin ilk bölümü, bence kitaptan şu ana kadar en güzel aktarılmayı başardıkları film olmuş. konu çok sadık, birkaç detay haricinde. özellikle nagini sahnesi(her 2si de) filme güzel hava katıyor.

iyiydi, hoştu, lakin doğru dürüst oyunculuk görmedik gibi geliyor bana. bir şeyler eksikti filmde. tuzu olmayan yemek gibi, kuru, boş. zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz, bir bakıyorsunuz ki 10 dakika boyunca dişe dokunur bir şey olmamış.

filmin 2 bölüm olacağını duyduğumda ulan acaba çok sikko bi yerde mi bırakacaklar diye düşünmüştüm. halbuki çok güzel bir yerde bitti.

seriyi sadece izleyenler için 2. bölüm merak dolu, daha güzel bir bölüm olacak. ben serinin kitabını da okudum, keşke tek bir film olsaydı demekten kendimi alamadım.

olsun, güzel olmuş yine de.

ortalamanın üstü denebilir..
ve 9 yaşımdan beri hayatımı etkileyen bir yapımın sonu... bir kitapta arkadaşlık bu kadar mı güzel anlatılır, bir kitabın hayal unsuru bu kadar mı geniştir... bu yüzden rowling in gidip elleri öpülmesi lazımdır. en sevdiğim yönü bu yapımın arkadaşlık oldu hep. bu yüzden arkadaşlıklarım da hep başarılı oldum sanrım.
--spoiler--
filme bilerek tek başıma gittim tadını tamamen almak için ve emindim dobby öldüğünde gözlerim dolacaktı. öylede oldu, cisimlenildikten sonra yere ayak basılınca harry hızla hermione nin yanına koşarak " tamam hermione, herşey bitti hermione işkence bitti" diye bağırırken o sırada cılız bir ses "harry potter" dediği an benim gözlerden direk damlacıklar akmaya başlamıştı bile. zaten sıralar odasından sonra en sevdiğim karakter her zaman dobby oldu. öyle sadıktı ki harry ron ve hermione ye, bu minacık bedenden nasıl bu kadar yüce duygular çıkar diye hep beni merak ettirmişti...helal olsun sana dobby.
"ve burda özgür bir ev cini yatıyor"
--spoiler--
--spoiler--
diğer etkileyen sahne ise harry dursley lerin evinden ayrılırken, dolap altı odasını ziyaret etti. ilk defa daniel radcliffe nin oyunculuğunu orda fark ettim. o minacık toz duman odaya öyle bir baktıki, içim kalktı. lakin o odadan nefret eden harry, odasını bile özleyecekti. çocukluğu, umutları, dursleyler tarafından ezildiği an oraya saklanışı , ailesini saatlerce orada düşünen harry anılarını son defa ziyaret etti. bu harry potter fan ı olan insanları da çok fazla etkiledi eminim, çünkü son kitap son film o bir elveda sahnesiydi.
--spoiler--
--spoiler--
ve tabi ki ron weasley... film de ron ve hermione aşkını kitap da olduğundan daha sık işlemişler, yani filmde daha belliydi ron ve hermione aşkı...ron un, harry i kıskanması o kadar doğal ki. harry daha mantıklı ve sevgiye muhtaç diye hermione harry çok yakın davranıyor ama arkadaş olarak. (bu gerçek hayatta olsa büyük ihtimal ron katil olurdu, ron a ve harry e görede, hermione de fahişe) kamp yaparken bir anlık gaza gelip (kolyenin de etkisi var) harry ve hermione yi terk ediyor. geri dönüşü ile harry nin hayatını kurtarması ile sonuçlanıyor. zaten kendine hiç öz güveni olmayan, sadece çok gerekli anlarda harekete geçen ron, kendiyle alkışlanması gereken bir savaşın üstünden geliyor, hortkuluğu parçalıyor. arkadaşlık bu len dedim kendi kendime. ve tabi hermione nin gönlünü alma sahnesi ile de yardı geçirdi beni;

-hermione nin fikri oylamaya açılsın, bu fikri kabul edenler, el kaldırsın... ben ben ben ben.
--spoiler--
--spoiler--
hermione granger ise daha ilk sahnede yine beni kendisine hayran etti... geri dönüp dönmeyeceği belli olmadığı için anne ve babasının hafızlarını silerek kendini unutturdu. artık onunda harry den farkı olmadığı için, harry yi daha iyi anlayıp bu savaşın içinde en ön yerde savaşcabileceğinin sinayallerini verdi bize.* ron ve harry e olan bağlılığı artık daha kuvvetliydi, ikisinin fiziksel ve ruhsal acısını alıp içinde saklayan hermioneydi. o yüzden daha duygusaldı bu son bölümde. ron ise onları terk edince daha da duyguları kabardı ve doğal olarak ron geri dönünce ron un ağzına burnuna sıçtı, haklı olarak. en güzel sahnelerden biri ron gidince çok üzüldüğü için harry nin onu dansa kaldırıp 5 dakikada olsa acılarını unutturup biraz mutlu etmesi oldu. ama aşk acısı bu "git la" deyince gitmiyor. sanki mutlu olunca ron a ihanet etmişcesine, harry nin ellerinin bırakıp o gidişi içimi sızlattı. (böyle bir kız varsa gelsin görsün beni)
zekası, aklı, koruma iç güdüsü her zaman ki gibi uçmuştu. en son sahnede işkence görürken ağzından tek bir kelime çıkmaması ise gerçekten ayakta alkışlanması gerekti. ve son sahnede koluna kazılan "aptal bulanık" yazısı ile ırkçılığın orada da olduğu gerçeği saklanmamıştı sanki.
--spoiler--
çok güzel bir yapımın sonunun gelmesi ve dünya edebiyatına gerçekten çok güzel düşen bu kitabı herkesin okumasını isterim. karakterlere dikkat edilerek.
destansı olamamış birinci bölümüdür. hayal kırıklığından başka bir şey değildir. filmi müthiş bulanların nelerden etkilendiklerini, hangi sahnelere bayıldıklarını çok merak etmekteyim zira biz bir ekşın göremedik.
--spoiler--
harry ile hermione'nin bir sahnede aşırı stres sonucunda gevşemek ve biraz neşelenmek için yarı-romantik bir nevi apaçi dansı yaptığı film. * ayrıca ölüm yadigarlarının hikayesinin anlatıldığı animasyonlu bölümdeki ölüm tasviri general griveous 'a benzemiş.
--spoiler--
harry poter'in bilindik çizgide devam eden bölümüdür... arkadaş zoruyla filme gidip ''ne işimiz var lan burda'' diyerek zorla filmin yarısında milleti çıkarttığım filmdir ayrıca... bu arada ilk yarı bir buçuk saat sürdü yav... bir buçuk saat ilk yarı mı olur arkadaş, baygınlık geçiriyordum...
tipik harry potter filmlerinden farklı tarzda bir filmdir. Örneğin felsefe taşıyla karşılaştırılamaz. David Yates koltuğu aldığından beri filme etkisini göstermiştir. Artık çocuk filmi yerine yetişkin filmi olarak nitelendirilebilir.
Öyle ki korku efektleri başarılıydı.
Animasyonlar başarılıydı.
kitapta okuduklarımızı da gördük. Kitaptan bağımsız hareketler olmadı gibi.
kitapları okumayanlar için de tam zurnanın zırt dediği yerde kesilmiştir.

serinin en sağlam filmlerinden birisidir. *
serinin en son filmi 2 bölüm çekilecek denildiği zaman ilk başlarda kızmıştım, daha ne kadar bekleyeceğiz diye, ama sanırım doğru olan yapılmış.

çünkü son bölümde, bir çok detay gösterilecek.

seriyi izlemeyenler filmin bir çok yerinden bi bok anlamamışlardır, seriyi okuyan hem de izleyenler içinde tatmin ediciydi.

ancak; çok yavandı film, ne bileyim, boş sahneler daha çok yer kaplamış.

örneğin;
--spoiler--
konuşma sahneleri oldukça uzatılmış ve her türlü ayrıntıya girilmiş, bir çok yerinde kitaptaki cümleler bire bir aynıydı.
harry'nin kaçırılma sahnesinde alastor moddy öldü, öldü lan koskoca azkabanın yarısını dolduran herif öldü, bir detay verebilirlerdi nasıl öldüğüne dair.

veya, bodrumdan kaçış sahneleri, çok az bir süre ile anlatılmış, orada luna ve olivander kitapta mesela işgenceye maruz kaldıkları barizdi, ama filmde bunu yansıtamamışlar.
--spoiler--
--spoiler--
bellatrix lasrange yine harikaydı, ron harikaydı, hermonie bu bölümde kendinden oldukça söz ettirdi. dobby karakteri mükemmel işlenmiş filme, malfoyların hepsi yine güzel oyunculuklarını sergilemişler. nagini'nin olduğu sahneler oldukça etkileyiciydi.
--spoiler--
sonuç olarak, film idare ederdi, ama mükemmel değildi bence.

mükemmel olması gereken aslında filmin 2. bölümü, özellikle severus snape ile ilgili olan bölümleri merakla bekliyorum, hogwarts savaşını iple çekiyorum açıkcası.

umarım son film harika olur.
serinin tavan yapan, mükemmele yakın bölümü.
serinin en başarılı filmiydi izlerken bir an olsun kıpıldamadım dublajlı kesinlikle izlenmemeli.
beklenen kalitede bir film olmuş.ama 2 bölüme ayırmaları biraz boşluk yaratmış . bunun dışında uzun zamandan sonra harry potter izlediğim için şöyle bir tespit yapma fırsatı yakladım.şöyle ki başrol karakterlerimiz bilindiği üzere harry,hermione ve ron hiçbir şekilde büyüme,olgunlaşma,gelişme göstermemişler . *
2. si çekilen filmdir. 3 haftada 1 milyon $ gelir elde etmiştir.
Serinin son ve en üzücü filmi... Resmen kıyım yaptılar ya.

--spoiler--
Remus, Dora, Fred, Colin, Hedwig... Hepsi gitti abi olur mu öyle şey yav? Aman aman...
--spoiler--

Film daha emin ellere teslim edilseydi daha iyi olacaktı. Yates yönetti diye aldığımız güzel duygular 1 iken bu işi Chris Colombus yapsaydı 10 alırdık eminim.
"ölülere acıma harry, yaşayanlara acı...en çok da sevgisiz yaşayanlara..."
kardeşimin,
-göt kadar çadırı ne biçim göstermişler...
şeklindeki yorumuna sebep olandır.
Harry Potter efsanesi başladığında 11 yaşındaydım ve harry potter ile büyüdüm. Bu yüzden çok memnunum. Kitaplarını bitirdikten sonra ekskikliğini her zaman hissettim. Hatta kitapta geçen en sevdiğim söz şudur; "Bizi biz yapan yeteneklerimiz değil, seçimlerimizdir." Hayat felsefesi olarak benimsedim resmen bu sözü.

Ölüm yadigarlarını 2 oturuşta bitirdim, inanılmaz derecede sürükleyici bir kitaptı. Filmleride çok fena sayılmazdı sadece en sonda ki, kitapta olmayan sahneler dışında. Bir de harry, hermione ve ron'un büyüklük hallerinin makyajları çok komikti. Onun dışında büyülerin efektleri oldukça iyiydi.
Filmi izlerken acayip sıkıldım ama daha sonrası güzeldi. ikincisini izleyebilirim inşallah. internet olmayınca beyaz TV nin gidip gelen sinyaline ayak uydurmak zorunda kalıyor insan.
güncel Önemli Başlıklar