bugün

üniversite bittiğinde gerçek dostlara sorulması gereken soru.
serhat; odanın duvarında hala doors posteri var ama geçen hafta sizde içkiyi biraz fazla kaçırıp, kedini yatağa fırlattığım için hala beni aramıyorsun.
aslı; sevgilinle biraz dalga geçmiş olabilirim kabul ama onu 6 aydır tanıyorsun beni 8 sene. hani demiştin ya, hayatım boyunca güvenebileceğim 3 insan var diye. neyse..
murat; murat, sen kral adamsın lan sana laf yok ehehehe

özetle, sırtı duvara yaslamak lazım arkadaşlar. duvar gibisi var mı be.. bi de murat *
verilmiş sözleri, paylaşılan anları akla getirir bir de bu söz. en çok onlar acıtır.
sabaha kadar telefonda karşılıklı edgar allan poe okuduğun kardeşinden de öte olan o kız bir anda ''sevgilimle karar aldık daha az evden çıkıyoruz'' der.
sabahın dördünde polisin tekmesiyle uyandığımız, ''sokakta sızmaktan utanmıyor musunuz'' diyen polise '' sanırım abi '' diyen adam, ''bowling oynayıp sonra big lebowski izleyelim'' dediğinizde, ''boş vaktim yok be abi'' der.
10 senelik arkadaşına sabahın 9unda çok sarhoşum gel içelim diye mesaj atarsın. ''tamam lan içkileri hazırla sana yetişiyim'' diye cevap atar. bu da murat lan. adam süper hakkaten *
hep küçük kalacaktık hani... sen hep bu yalanı söylerdin ya.
Ben hep küçük yüreğimle seni sevdim.. nefesim bile sendin..ben,ben hala seviyorum.tüm olumsuzluklarına rağmen.tüm kaçışlarına rağmen...
ben minik yüreğime kocaman bir sevgi sığdırdım.. ben hiç büyümedim.ben, o hep senin bildiğin minik kız olarak kalıcam...
nişanlanan arkadaşının msn listesinden seni silmesiyle bağırılan.
(bkz: düşünce de öpeyim geçer derler)
dostuna yüksek sesle bağırılan cümle. serhat sadece benim öldüğümü söyliycektin o kıza. bana yakışmaz ne demek lan!!!
iyi keklendiğimizi (bkz: biz hiç büyümeyeceğiz olm) farkettiğimiz anda bazen de sessizce, kendi kendimize fısıldadığımız söz... olay büyümek değil, olayları, boşlukları, uzaklıkları, resmiyeti büyütmektir...