bugün

tam olarak eleştiri konusunu din temeline dayandırmak yerine salgın hastalık olan genel sansür politikasına dayandırmakta fayda var diye düşünüyorum. netice de küçük kutu televizyon dünyasının kalite olarak hangi sular da yüzdüğünü az çok biliyoruz. söz konusu trt gibi sanat, spor, sinema gibi kültürel faaliyetlere en fazla yer veren bir kuruma haksızlık edilmiş gibi bir intiba yaratmak doğru değil. söz konusu filmin içeriği hakkında detaylı bilgiye sahip değilim ama tarihe not düşülmüş klasik bir yapımın yayınlanmış olması bile bir lütuftur.
acaip önemli bir olaydır, Bir skandaldır. bizim gibi her türlü düşünce ve ifade özgürlüğünün sonuna kadar yaşandığı bir ülkede gündem yaratacak çok çok mühim bir olaydır.halkın yarısının desteklediği hükümet partisinin kapatıldığı, atatürk'e adam demenin bile yasak olduğu, hergün envai çeşit darbe planının yapıldı, insanların giyimlerinden dolayı ayrımcılağa uğradığı insan haklarından yararlandırılmadığı bir ülke olsak pek bir anlamı olmazdı, böyle bir sansürü gündeme getirmenin.Allah'tan öyle bir ülke değiliz, o yüzden yarın herkesi stockolm meydanına bu sansürü protesto etmeye bekliyorum.
trt'ye ozel bir sansur degildir, tum televizyonlarda sigara ve alkol icilen sahnelerin kapatilmasindan once kadin vucudunun sansurlenmesi ile baslanmisti, demekki kadinlarda sigara ve alkol kadar tehlikeli oluyor bu durumda, genclerimizi ciplak vucutlariyla zehirliyorlar.
ozellikle filmde cuneyt arkin'in belgin doruk'un uzerinde ic camasiri varken muayene etmesi gercekten cok ahlaksiz- doktor beni ellemesin .daha kotusu icin pan am.