bugün

mutsuzlukla cebelleşen kişidir.hayatı boyunca iyi yürekli, saygılı,fedakar,çalışkan olmaya çalışmış amma velakin bütün bu iyi huylarına rağmen hakkettiği mutluluğa,huzura,başarıya,aşka kavuşamamış kişidir. hayatına giren insanları hep çok sevmiş,onları üzmemek için çabalamış,kalan son lokmasını paylaşmıştır.yada cebinde kalan son 5 lirayı bile.. ailesini çok sevmiştir, ama en büyük kazığı abisinden yemiştir mesela.bir iki kez aşık olmuş,aşık olduğu insanlara yüreğini açmış,sabah erkenden kalkıp aşık olduğu insana kahvaltı hazırlamıştır örneğin.. ama onun insanlar için yaptığı fedakarlıkların birini dahi ona kimse yapmamıştır. sesli isyanı olmamıştır hiç. sadece belli dönemlerde bunlar aklına gelip yorgan altında gizli gizli ağlamıştır. haketmediği hayat zorla yaşatılmaktadır bu insana yinede sesini çıkarmaz... haketmediği hayatı usulca yaşamaya devam eder..
fakir insan.
Yaşadığı hayatı Hak eder.
haketmediği bir hayat yüzünden bombok bir şekilde yaşlanan insanları görerek yaşlanan insandır.
(bkz: üniversiteyi bitiren öğretmenin çaycılık yapması)
haketmediği hayatı yaşayan insan mutsuzdur, çabalar eder belki yine de hayat bir yerlerden bir kazık atar istediği gibi olmaz hiçbir şey. bir de haketmediği hayatı yaşayan başka insanlara bakar, onlar hiç çaba sarf etmeden, haketmeden güzel, rahat bir hayat yaşarlar. üzüntüsü, hayata kırgınlığı daha da artar.
Yok öyle bir dünya! Herkes hakkettiğini yaşıyor gençler. Doğduğunuz yeri, aileyi, hanedeki parayı, sevgiyi seçemezsiniz amenna ancak ; belli bir yaşa geldikten sonra da yakınamazsınız. Ne zaman düşünmeye başladınız ne zaman kendi kararlarınızı vermeye başladınız, işte o an dünya sizin dünyanız. Sorumluluklarınızı bilerek hayata devam etmelisiniz, bencillikten kurtulmalısınız. Hayat, eğlence yeri değil. Hak etmediğini düşündüğün bir hayatın varsa, kusura bakma da hata sende!