bugün

özgürlüğün eşitlikten daha baskın olduğu durumdur.
demokratik bir hak içinde bulunmak eğer hak gasp etmek oluyorsa buna denilecek söz yok. milyonları ilgilendimesi gereken bir olaya böyle dar çerçeveden bakmaya burada entry kasmaya da gerek yok zaten.
bu yüzden en iyisi bir şarkıyla pardon olayı özetleyen bir yazıyı bilgilerinize sunmak.

http://www.hurriyet.com.t...sp?yazarid=249&gid=61
''hak verilmez alınır'' sözünün eyleme döküldüğü andır.
insanların neden hak aradıkları konusunda en ufak bir fikir sahibi olmadan yapılan değerlendirme. değerlendirme denebilirse tabi. sanırsın bu önermeyi yapan, yalısından sesleniyor. yüz binlerce insanın neden sokağa döküldüğünü sormak için öyle büyük enerji sarfiyatına da gerek yok aslında. ancak görece bir şekilde, ''rahatı'' bozulan ''vatandaşlar'' yaratılan bu aclık ve sefalet politikaları nedeniyle, hesabı yanlış yerde soruyorlar. bir günlük grevin bile kendisini fena halde rahatsız ettiğini söyleyenlerin, yaratılan bu aclık, yoksulluk düzenine en ufak bir argümanı olmayacak mı?

yani diyorum ki, yalandan vatandaş hassasiyetciliği oynamayın.
devlet sayesinde olan durumdur.

sadece halk ayaklansın, hakkını arayan makinistleri linç etsinler diye grev olacağı aylar öncesinden belli bir tarihe hala tren bileti satmaya devam eden bir devletin yaptığı olaydır.

hakkını aramak için grev yapmak her çalışanın hakkıdır. bunun bir tartışması olamaz. hiç kimse sizin köleniz değil çocuklar.
(bkz: hakların çatışması)
(kimi) doktorların bugün gerçekleştirdiği eylem. hukuku ihlal yönüyle yaptıklarının dağa çıkmaktan farkı yok. ayıptır, yazıktır, suçtur.
güncel Önemli Başlıklar