bugün

Müslüman sözlük yazarlarından cevap beklediğim soru. Düşündüm de ülke yönetmek için gerçekten büyük günahlara giriliyor. Yazacaklarım Mevcut iktidarla alakalı değil genel olarak fikirlerimi belirtiyorum.

kendimi bir ülkeyi yönetirken hayal ettim bir an.

faiz: islam dininde haram ama bankalar faizsiz çalışmaz, ülkede de on binlerce banka şubesi var. Ne yapmam gerekiyor?

Yalan: islam dininde günah ama iktidar olmak için halka hep doğruları söyleyecek değilim herhalde. Ayrıca, medyada beni destekleyenler de benim adıma bir sürü yalan söyleyecek ve halkı Kandıracak.

içki ve zararlı ürünler, doğa katliamı: içki içmek ve satmak günah. Zaman Zaman ben de içiyorum ama ülkeyi yönetseydim hem içkiden vergi alacaktım, hem de tepkilerden çekinerek insanların içki içmesine karışmayacaktım belki de. Aynı şekilde ülkemde milyonlarca kanserojen ürün satılacak ve buna engel olmaya gücüm yetmeyecekti. yeni yaşam alanları kurmak için ormanları kesip şehirleri bentonlaştıracaktım. Gelecek nesillerin sağlıklı yaşam alanlarını azaltacaktım, havanın kirlenmesine sebep olacaktım, bir sürü hastalığa davetiye çıkaracaktım. Bu da büyük bir günahtır.

yanlış ekonomik hamleler: yaptığım yanlışlarla belki de bazı insanların işsiz kalmasına ve fakirleşmelerine sebep olacaktım.

Örnekleri daha fazla artırmak istemiyorum. Belki ekleme yapmak isteyen yazarlar olabilir. Gerçekten ülke yönetmek büyük günahlara girmeye sebep oluyor bana göre.

Not: bu konuda özellikle müslüman sözlük yazarlarının fikirlerini merak ediyorum. Düşüncelerinizi belirtirseniz sevinirim.
günah-sevap kavramları kişiden kişiye göre değişeceği ve herkesin günahına sevabına göre de yönetim kurulamayacağı için demokrasi değerleriyle bağdaşan bir yönetimin herkes için en doğrusu olmasıdır.

yöneticinin günah gördüğü, kendince doğru bulmadığı bir şeyler olabilir ama bu onları engellemek ya da başkasının yapmasını istememesi için bir sebep değildir. kişisel hak ve özgürlükler vardır. devlet vatandaşın üzerinde bir yargılama mekanizması ya da değnekçibaşı olmak için değil onların kişisel haklarına saygı duymak ve onları desteklemek üzere vardır.

ayrıca tüm dinlerde mutlaka bir arka kapı vardır. bakalım şimdi.
faiz mi?
şimdi katılım bankası, kar payı adı altında işletmeler var. dolaylı yoldan faiz alınıyor.
içki: içki içmek değil sarhoş olmak günahtır.
yalan: beyaz yalan ya da iki küs kimseyi barıştırmak adına yalan serbesttir.

bakın bir arka kapı bulmak zor değil.
bu yüzden laiklik, bu yüzden demokrasi.
din kafasıyla ülke yönetilmez.
ülke yönetmeyi, insan yönetmek ile karıştırıp, işi günaha getirmiş kişi beyanı.

yanlış düşüncedir.
sadece kur'an'a dayalı oluşturulmuş bir anayasa ile daha mümkün olacaktır.

(bkz: barışyurdu anayası)
(#21823499)
1000 kişi için 1 kişinin hayatından vazgeçmek
yada 1 kişi için 1000 kişiden vazgeçmek.
işte ülke yönetmenin arasındaki ince çizgi.
Liderlik netameli iştir zira pek ağır bir sorumluluk gerektirir. Bu nedenle sahabeler alimler ve veliler riyaset ve devlet işlerinden uzak durmuşlar kendiliğinden bir vazifeye talip olmamışlardır. Zaten kendiliğinden başa talip olana allah yardım etmez. Ancak ve ancak şura neticesi halk sizi seçer o zor vazifeye liyakatli ve ehliyetli görürse o taktirde ilahi yardıma mazhar olursunuz. Aksi taktirde perişan olma ihtimaliniz çok yüksektir. Başkanlığın imtihanları ağır ve çetindir. Zaten o yüzden hadisi şerifte peygamber efendimiz (sas) "imametten (liderlikten) uzak durun öne atılmayın" diye ümmeti ikaz eder. Aklı başında olan bir adam insanları yönetmeye talip olmaz. Zira kontrol edemediğin güç döner seni vurur.

Öte yandan zaruret ve mecburiyet karşısında yetki ve sorumluluğu istemenin ve almanın ve belli ölçü ve kriterleri vardır. Çünkü ümmeti sahipsiz bırakmanında vebali ve günahı tıpkı yukarıda saydığım gibi pek çetin ve pek ağırdır. O ayrı bir mevzu.
mümkün değildir hiçbir dinle sağlıklı bir 0lke yönetilmez
jz muhammed diyenler olmuş hz muhammed devlet falan yönetmedi bir tane arap kabilesinin liderliğini yaptı.