bugün

1949 ısparta-sütçüler doğumlu, yönetmen, yayıncı, şair, gazeteci, radyo-televizyon programcısı ve öğretim görevlisi.
--alıntı--
ruhi su denetimindeki koroda bir buçuk yıl eğitim almış; dost kapıları'nda sesi var.eskişehir osmangazi Üniversitesi, fen edebiyat fakültesi karşılaştırmalı edebiyat bölümü'nde öğretim görevlisi olan cengiz, türkiye yazarlar sendikası, uluslararası pen, edebiyatçılar derneği, tiyatro yazarları derneği'nin de üyesi. ocak 2004'ten bu yana, morpa kültür yayınları'nda çocuk ve gençlik kitapları editörlüğünü de yürütüyor. cengiz, heyamola yayınları'ndan geçtiğimiz günlerde çıkan "nehir kazanımlar dizisi", "bahar kazanımlar dizisi" ve "toprak kazanımlar dizisi" adlı, toplam on beş kitaptan oluşan, ingilizce-türkçe çocuk dizisinin editörü.
--alıntı-- *
- alıntı -
Merhaba Sevgili Gülsüm Cengiz,
Kitabın Silinsin Diye Yeryüzünden Savaş Sözcüğü masamın üstünde duruyor üç gündür. Üstündeki çocuk eline baktıkça başım dönüyor. Bunca yıldır, belki de yüzyıllardır çocuklar yaşasın diye neler yapıldığı geliyor aklıma. Biraz bıraksam kendimi, kötümserliğe düşmek işten değil. Ama kötümserliğin sırası değil. Hele adı savaş diye adlandırılmasa da her gün yeniden savaşın acılarını yaşarken.
Sen 12 Eylül 1980 sonrasında adını duyurmuş bir şairsin. Şiirinde bu yüzden gizli bir direnç var. Sevdaların bile zulalarda filizlenmek zorunda olduğu, görüş yerlerinden, hücrelerden görüntülerin yer aldığı bir şiir. Halk kadınlarının dantelleri, örgüleri gibi işlevi olan bir şiiri seçmenin kolay olmadığını bilirim. Hele seçkinciliğin gözde olduğu ortamlarda... Her satırının bedeli ödetilecektir sana. Umursama.
Sevgili Gülsüm,
Yeni kitabın yine alışılmamış bir kitap. 2005 yılında yapılan "Irak Dünya Mahkemesi, Nihai istanbul Oturumu" nun şiir yoluyla tutanağı. Üç gün süren bu oturumlar sonunda bir karar metni oluşturulmuştu. Bence, Silinsin Diye Yeryüzünden Savaş Sözcüğü bu karar metninin yeni bir yorumu. Yayınlanışı dünyayı ve coğrafyamızı savaşın sıcaklığının yaktığı döneme rastladı. Irak Dünya Mahkemesi Gönüllülerinin kitabı ingilizce' ye çevirmesi de yaygınlığını sağlayacak. Savaşa itirazımızın sözcüsü olmuşsun. Ne güzel.
Kitabın ingilizce' sini gözden geçiren Müge Gürsoy Sökmen, yalnız sizin kuşağın değil hepimizin (Bu biz sözcüğünü açıklamak gereksiz) yaşama amacını ve durumunu özetlemiş : "Her zaman kazanamayacağımızı bilsek de doğru bildiğimiz mücadeleleri vermenin insanlık onuruna sahip çıkmak, hatta bu onuru inşa etmek için zorunlu olduğu". Şiirinle bu zorunluluğu hatırlattığın için sana Irak Dünya Mahkemesi gönüllüleri adına teşekkür etmiş. Bu teşekküre barışseverler ve yurtseverler adına katılıyorum elbet. Cinayetlere izleyerek katılmak yerine sesini yükseltmeyi seçtiğin için.
Kitabında yer alan Ali Öz' ün fotoğrafları savaş gerçeğini insan yüzlerinden yansıtmış. O hep duyarlı bir objektifti zaten. Yüreğiyle çekiyor fotoğrafları.
Bir kadın şair başka türlü davranamaz. "Irmaklar gibi coşkulu, pınarlar gibi duru" bir dil bulmanın yolu savaşı istemeyen anaların yükselttikleri sesleri yansıtmakla gerçekleşebilir. "Aşkın, barışın, emeğin ve kardeşliğin dili" yasaklanan dillerin sözcükleriyle kurulabilir belki de.
Sevgili Gülsüm ,
"Şair, kendi yüreğinin kabuğunu çatlatıp yaşama kök saldığında, yaşam ona şiirin yolunu da gösterir" diyorsun kitabının ön sözünde. Ben şairlerinin daha doğrusu aydınlarının yüreklerinin çırılçıplak olduğu bir kuşaktanım. Bizim yüreklerimiz her acıyla zonklaya zonklaya kabuk tuttu. Ama acılara daha duyarlı bir kabuktu bu. Yalnızca umutsuzluğa geçit vermiyordu. Sonunda bir tohuma dönüştü yüreklerimiz. Bu kabuk size, 80 sonrası kuşaklara miras kaldı... O zaman "Ne mutlu yüreğinin kabuğunu çatlatanlara"!
Yüreğinin kabuğu çatlatanlar güçlerini birleştirmek zorundadır. Haklısın:
"Ayağa kalkıp hep birlikte
göstermeliyiz sokakların gücünü
Bir türkü söylemeliyiz bir türkü
hak arayan, direnen insanları
birlikte söylediği bir türkü
silinsin diye yer yüzünden
savaş sözcüğü"
Seni sevgiyle kucaklıyor, yeni şiirlerini bekliyorum.
- alıntı -

(bkz: evrensel)
(bkz: sennur sezer)
güncel Önemli Başlıklar