bugün
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi16
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı33
- akp seçmeni8
- sivasspor'a verilen penaltı25
- trollerin karışması8
- bülent uygun10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü20
- fenerbahçe13
- anın görüntüsü20
- sinemaların batma aşamasına gelmesi20
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- patiswiss15
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı13
- stanleywhite10
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- junkman8
- siklememenin getirdiği huzur9
- icardi190511
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması8
- yazarların en rum özelliği11
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington18
- nihavend longa11
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- binali yıldırım'ın servet15
- mersinden kıbrısa yüzmek12
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı9
- sözlükte fake alacak kadar ezik olmak8
- güzel kızların size abi demeye başlaması11
- arda güler9
- türk kızlarının zenci sevdası13
- susmayan durmayan israile gemi ticareti8
- bir insan sizi ne kadar kırabilir13
- şu anda çalan şarkı11
- sevgili kendim12
- afrika ülkeleri ve türkiyedeki enflasyon oranları29
- abberline tarzı saçma sapan başlıklar açmak8
- icardinin bir haftada 600 üzeri entry girmesi8
- ekşi sözlük14
- türk kızlarının beğendiği erkek tipi16
- bir kadına yaklaşıp adres sormak9
göl saatleri; göl kuşları, serbest müstezad nazımları, muhtelif şiirler başlığıyla yky'dan eleştirel basımı yapılmış ahmet haşim eseri.
--spoiler--
göl saatleri, ahmet haşim şiirinin açık denizi gibi... bu yüzden haşim'i anlatırken ''ben şiir dediğimiz şey için bu baştan daha güzel bir mahfaza, zeka denen kıvılcım için bu gözlerden daha mükemmel iki menfez görmedim'' diyen ahmet hamdi tanpınar'ın haksız olduğu söylenebilir mi?
--spoiler--
mukaddime
seyreyledim eşkal-i hayatı
ben havz-ı hayalin sularında,
bir aks-i mülevvendir onunçün
arzın bana ahcar u nebatı.
öğle
yeşil sularda büyük inciden çiçekler açar
gümüş böcekler okur aba bir neşide-i hab**,
durur sevahilin* üstünde, bi-heves, bi-tab,
güneş ziyasını içmiş benat-ı hab* u serab...
öğleden sonra
içer gümüş kıyılardan remide** ahular
ve onların sesi eyler bütün sükutu harab;
eder bu avdeti, durgun sulardan, istiğrab**
gürültüsüz ve uzak mai diğer ahular...
akşam
susar meşacir-i pür-şam** içinde bülbül-i ab,
sular sema-yı hayalatı eyler istiab**;
döner bu sahil-i niliye gölgeden kuşlar
ağızlarında güneşten birer kızıl dürr-i nab*...
gece
nücum u mahı* dökülmüş semanın eşcara*,
melul manzaralar şimdi bir gümüşlü sehab*;
derin sulardaki ecramı avlayan kuşlar
eder havali-i pür-nur-ı mahtaba* şitab***...
gece yarısı
ve ansızın suya etmekle mah-ı dur sukut
miyah-ı ruhumu* andırdı safha-i talab*:
o ruh içinde muzi bir garib nilüfer
bütün elemlerin üstünde münceli* ter ü tab*...
seher
ağaçların seheri zirvesinde titreşiyor
tuyur-ı faniye-i alam-i tahayyül* ü hab*.
semayı kaplayacak, şimdi, gazeler gibi nur
zavallılar kalacaklar esir-i ufk-ı türab*.
ve onların gözü eyler nücum-ı fecre* itab**
ve onların sesi eyler ''nihayet''i işrab...
siyah kuşlar
gurub u hun* ile perverde* ruh olan kuşlar
kızıl kamışlara, yakut aba* konmuşlar;
ufukta bir ser-i maktu'u* andıran güneşi
sükut u gamla yemişler ve şimdi doymuşlar.
karanlıkta beyaz kuşlar
vahşi karaltılardaki simin** kuşların
mer'i* miyan-ı sine-i yeldada* yerleri:
guya cihan-i sayede* metruk-ı nur* olan
fecr-aşina* melikelerin* muğber** elleri
koymuş kenar-ı sahile fağfur* kaseler,
mahın* birikmiş orda ziya-yı mukattarı*...
kuğular
suda yorgun, muzi** tecelliler**
ediyor bir takarrübü ifşa*:
kuğular, leyl* içinde, sine-güşa*,
geliyor, gözlerinde mestiler*;
sanki mahmul-i hande keştiler
ki olunmuş nücumdan* inşa...
kuğuların avdeti*
ölü bir satıh-ı abın* üstünde
ki celi**, lerze lerze**, daratı***,
sihr-abad-ı maha* gitmek için
arıyorlar reh-i semavatı*...
geldin
bir gün
akşamın ölgün
duran o namütenahi ziya* denizlerine
gark olan eşcar*
gark olan ovalar
oluyorken sükut u hüzne makar*,
geldin alam-ı kalbi* teskine...
ey şebabın hayal-i cavidi *,
o melul akşamın havası kadar
gelişin bir sükun-ı saridi*...
--spoiler--
göl saatleri, ahmet haşim şiirinin açık denizi gibi... bu yüzden haşim'i anlatırken ''ben şiir dediğimiz şey için bu baştan daha güzel bir mahfaza, zeka denen kıvılcım için bu gözlerden daha mükemmel iki menfez görmedim'' diyen ahmet hamdi tanpınar'ın haksız olduğu söylenebilir mi?
--spoiler--
mukaddime
seyreyledim eşkal-i hayatı
ben havz-ı hayalin sularında,
bir aks-i mülevvendir onunçün
arzın bana ahcar u nebatı.
öğle
yeşil sularda büyük inciden çiçekler açar
gümüş böcekler okur aba bir neşide-i hab**,
durur sevahilin* üstünde, bi-heves, bi-tab,
güneş ziyasını içmiş benat-ı hab* u serab...
öğleden sonra
içer gümüş kıyılardan remide** ahular
ve onların sesi eyler bütün sükutu harab;
eder bu avdeti, durgun sulardan, istiğrab**
gürültüsüz ve uzak mai diğer ahular...
akşam
susar meşacir-i pür-şam** içinde bülbül-i ab,
sular sema-yı hayalatı eyler istiab**;
döner bu sahil-i niliye gölgeden kuşlar
ağızlarında güneşten birer kızıl dürr-i nab*...
gece
nücum u mahı* dökülmüş semanın eşcara*,
melul manzaralar şimdi bir gümüşlü sehab*;
derin sulardaki ecramı avlayan kuşlar
eder havali-i pür-nur-ı mahtaba* şitab***...
gece yarısı
ve ansızın suya etmekle mah-ı dur sukut
miyah-ı ruhumu* andırdı safha-i talab*:
o ruh içinde muzi bir garib nilüfer
bütün elemlerin üstünde münceli* ter ü tab*...
seher
ağaçların seheri zirvesinde titreşiyor
tuyur-ı faniye-i alam-i tahayyül* ü hab*.
semayı kaplayacak, şimdi, gazeler gibi nur
zavallılar kalacaklar esir-i ufk-ı türab*.
ve onların gözü eyler nücum-ı fecre* itab**
ve onların sesi eyler ''nihayet''i işrab...
siyah kuşlar
gurub u hun* ile perverde* ruh olan kuşlar
kızıl kamışlara, yakut aba* konmuşlar;
ufukta bir ser-i maktu'u* andıran güneşi
sükut u gamla yemişler ve şimdi doymuşlar.
karanlıkta beyaz kuşlar
vahşi karaltılardaki simin** kuşların
mer'i* miyan-ı sine-i yeldada* yerleri:
guya cihan-i sayede* metruk-ı nur* olan
fecr-aşina* melikelerin* muğber** elleri
koymuş kenar-ı sahile fağfur* kaseler,
mahın* birikmiş orda ziya-yı mukattarı*...
kuğular
suda yorgun, muzi** tecelliler**
ediyor bir takarrübü ifşa*:
kuğular, leyl* içinde, sine-güşa*,
geliyor, gözlerinde mestiler*;
sanki mahmul-i hande keştiler
ki olunmuş nücumdan* inşa...
kuğuların avdeti*
ölü bir satıh-ı abın* üstünde
ki celi**, lerze lerze**, daratı***,
sihr-abad-ı maha* gitmek için
arıyorlar reh-i semavatı*...
geldin
bir gün
akşamın ölgün
duran o namütenahi ziya* denizlerine
gark olan eşcar*
gark olan ovalar
oluyorken sükut u hüzne makar*,
geldin alam-ı kalbi* teskine...
ey şebabın hayal-i cavidi *,
o melul akşamın havası kadar
gelişin bir sükun-ı saridi*...
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar