bugün

Ben Gururu hep satrançtaki şah'a benzetirim. Şah giderse taşlar yeniden dizilir. Gurur da öyledir.

insanı güçlü yapar, ama her zaman mutlu yapmaz.
şu anasını sattığımın hayatında beni en çok zorlayan şey bu. belki şimdi 5 dakikalık bir mesajımla dünyanın en mutlu insanı olabilirim fakat el vermiyor amk el vermiyor. sana sırtını dönene sen gidemezsin diyor.
gurur kalbi kırılmış bir çocuğun elindeki erimiş dondurma gibidir. sahibi artık işe yaramayacağını bilse de, ondan faydalanamayacağını bilse de ayrılamaz ondan. onun için ödediği bedel o küçük yaşı için belki de çok fazladır, atamaz onu sokağa, çöpe öylece bırakamaz, çimlerin üstünde güvercinlere yem olmasını izleyemez dondurmasının. gurur da öyledir, o an işe yaramayacağını bilseniz de, onu bir kenara atamazsınız, atılamaz, o sizin için tek tutunacak şeydir, ağır, aksak, yarım, erimiş, işlevsiz... onu öylece sahiplenmekten başka çare yoktur, çünkü o düzeltilemez, yerine başka bir şey koyamazsınız, ödemeniz gereken bir bedeli vardır ve sizin artık çabalayacak takatiniz de kalmamıştır. öylece bakarsınız, sahip olduklarınız erirken, bakarsınız bedeniniz ölürken, izlersiniz insanları, size acıyarak bakan bir avuç salağa bakarsınız. size salak derler aldırmazsınız, öyle bir ruh halidir ki, onurunuz o kadar değerlidir ki, değeri kalmamış olsa bile şu dünyada, herşeyinizden vazgeçebilirsiniz. onun için ödediğiniz bedele değmemiş gibi görünüyorsa eğer, o bedeli ondan çıkartana kadar uğraşırsınız, çünkü siz lanet olasıca bir politikacısınızdır. her ne kadar insan da olsanız, her ne kadar belki de değmeyecek şeyler için de olsa, geri dönüşünün olup olmayacağını, nasıl olacağını, ne olacağını düşünmeden, bilmeden, beklemeden kendinizi paralarsınız, tutkudur sizdeki, hırs değil. tutkudur sizdeki, şehvet değil. tutkudur onun adı, salaklık değil. tutkudur o, insanın içindeki sönmeyen merak meşalesidir, insanın içindeki bilme arzusudur, çocukça bir hevestir, ne olursa olsun sevmektir birşeyi, 'ne olursa olsun' vazgeçmemektir, 'ne olursa olsun' denemektir, 'ne olursa olsun' hiçbir şeyden korkmamaktır. kaybedebileceği en değerli şeyin hayatı olduğunu bile bile ölümden korkmuyorsa, yaşadığı her günü 3-4 dakika sonra ölecekmiş gibi yaşıyorsa, o insandaki şey yaşama tutkusudur, o lanet olasıca kirli dünyadan tertemiz, eğlenceli, tutkulu, sevgili, meraklı sayfalar çıkartmaktır. kimsenin görmeye çabalamadığı zevkli anların fotoğraflarını çekip iğrenç dünyadan güzel bir kompozisyon çıkartmasıdır onun ki, lanet olasıca hayat romanını analiz edip, sadece mutluluğa dair özetler almasıdır yanına.
Bu dünyana gercekten sahip olacağınız tek sey. Materyalistik seyler, ruhani seyler gelir gecer ödünler verirsiniz, unutursunuz vs ama gururunuzu kimsenin elinizden almasina izin vermeyiniz. Sizi siz yapan değerdir o çünkü.
insanın kendisine saygısıni gösterir. Önce biz saygı duyalım kendimize sonra millette saygı duysun arkadaşlar. Düşenin üstünde tepinmeyi sever insanimiz.
Kendini beğenme, büyüklenme, benlik, kibir anlamına gelir.
Azı da çoğu da yalnızlığı işaret eder.
görsel
Kişinin övünme duygusuna verilen addır. Genellikle başarılı olunduğunda hissedilen bir duygu olmakla birlikte çeşitli sebeplerle de hissedebilmektedir. Bunlar: prestijli bir üniversiteden mezun olmak, büyük maddi gelirler elde etmek, tuttuğu takımın şampiyon olması... insanın sahip olduğu en doğal duygulardan biri olan gurur fazlası kibre azı ise değersizlik hissedilmesine yol açarak kişinin günlük hayatını etkileyebilir.