bugün

her öğrencinin/çalışanın yaşağabileceği bir şeydir. bir gece aniden ateşiniz çıkar, bir de sancı başlar üstelik. annecim diye diye kıvranırken aslında annenizin sizi duyup da gelip başınızda bekleyemeyeceğini bilirsiniz. evde de kimse yoktur üstelik sizden başka. acı içinde kıvranırken annenizin siz küçükken ateşinizi düşürmek için yaptığı şeyleri hatırlamaya çalışırsınız. su almak için bile kalktığınızda titreme nöbeti geçirirsiniz ama sizi yatağınıza yatırıp üstünüzü örtüp alnınıza ıslak bez koyacak biri yoktur yanınızda... çaresiz sabahın olmasını bekler, ateşler içinde yatar, beklersiniz.
annenin kıymetinin daha çok anlaşılacağı durumlardan biridir.
hayatınız da olan biten her şeyin yanlış olduğunu düşünüp iyileştiğinizde tüm bu saçmalıklara son vermeye karar vermenize neden olabilecek olaydır ama iyileştikten sonra her şey yine normale döner genelde...
iki kutu ilaca 100 dolar kıytırıktan bir muayeneye 250 dolar verebileceğiniz yaşanılmaması gereken kötü bir an.*
hele de hastaneye düşerseniz hayııııııır 2500$
hayattaki en kötü şeydir. illa gurbet olmasıda gerekmez tek başınalık, yanlızlık içinde hasta olmakta gurbette hasta olmaktan farksızdır. hastalandıgınızda hadi doktora gidelim diyecek birisi olmaz. yada istirat ederken nasıl oldun iyimisin diye bir soranının olmamasıdır.
insanı annem annem diye inlettiren durum.yalnız yaşamanın o kadar da mantıklı ve güzel bir şey olmadığı gerçeğiyle yüzleşirsiniz.annenizin sizi neden evlendirmek için bu kadar çabaladığını anlarsınız.annem yanımda olaydı da bi tarhana yapaydı.