bugün

dallas ve benzeri bir suru dizi de gorudugumuz ve ozendigimiz durumlardir. gune viski icip basliyani gormedim ama direk telefona sarilip amerikan aksaniyla konusani cok gordum.
-alo! selam. ben, simdi yola cikiyorum az sonra ordayim, ok? hadi kapatiyorum pai. dur! kapatma gelirken bir sey getiriyim mi?
-sadece kendini getirsen yeterli
-olur. yanin da kim var? richard ordami?
-ne richard i lan? yazarken sacmaliyorsun bazen. richard yok ama istersen abdulrezak verebiliriz. hadi entryne son ver de gel.
-ok tamam.
aşırı şekilde hollywood filmi izleyenlerin yapabileceği eylemdir.
her sabah trafikle boğuşarak işe gelme ve makinadan kahve alarak güne başlama durumudur
-hey bok kafalı şu havluyu uzat bakayım
+söyle anana o uzatsın
-hey adamım senden bir şey istedim duymadın mı
+seni geçen cuma camide göremedim hilmi
-kes sesini bu seni ilgilendirmez *
-günaydın meriyelııııııın (con un karısı)
-günaydın coonnn
mmmm mucukkk!!öpüşüp işe gitmek için çıkarlar..sonra...
-günaydın kristofıııııır (gazete dağıtan bisikletli çocuk)
-günaydın coonnn
-günaydın balkiiyyyy (yolda rastlanan bir ahbab)
-günaydın connn
-ggünaydın fıstık veya cenifıır(sekreter)
-günaydın coonnn
con masasına oturana kadar devam eder.....
- günaydınnn meriyellııın...
- ne meriyelını be (çaaat)!!!
- ah gözüm naptınnn be..
- yürü git ekmek al apdullah..
daha bismillah demeden(!) * buzdolabından battal boy bir tetrapak * çıkarılır, bankonun üzerinde her daim hazır bulunan cornflakes'e saldırılır. ama dikkat o cornflakes hiç bir zaman yenmez, yense de bitmez.
-oowww lanet olsun, işe çok geç kaldım, çookk!!
-hı ne hikmet, ne?
-işe diyorum, kahretsin ya çalar saatle kim oynadı?
-ay hikmet neler saçmlaıyorsun sen?
-acaba 6. caddede trafik nasıldır şimdi?
-hikmet ne caddesi ne diyorsun sen, senin bir işin yok, hem ooww, kahretsin efektleri de ne? deliriyorsun muntazam hikmet.
-şey, ben ben ühühüh
-düzelecek hikmet her şey, düzelecek.
amerikalıdan çok, amerikancı olmuşsunuz siz dedirten durumdur.
(bkz: güne kahveyle başlamak)
(bkz: günün başlamadan bitmesi)
american beauty izleyenlere önerilmeyen şeydir.
güne 35mm ve hafiften karartılmış 23,6-7 fps olarak başlamaktır.

velakin söylenmek istenen şey güne amerikan filmerindeki gibi başlamaksa, "hey lanet olsun dostum, ne boktan bi gün bu böyle... ahh tanrıım" demek formata cuk diye oturacaktır.
-hey dostum ne güzel bir günsün öyle, şu güneşe bak.oraya gidip onun o beyaz kıçını tekmelicem.

diyerek yataktan kalkılır.evin içinde ahaliyle karşılaşınca da;

john: alice?
alice: john?
joe: john?
john: joe?
alice: joe?
joe: alice?

(bkz: amerikalıların selamlaşmaları)
sabah villanın alt katına inerek mutfağa girilir ve buzdolabından türkiye standartlarında sürahi kabul edilebilecek bir bardakla portakal suyu alınır. daha sadece bir yudum içmişken bardak bir masanın üstüne koyulur, villanın sokak kapısı açılır ve kapının önündeki gazete alınır ve evdeki küçük köpek "ooh peki oğlum" diyerek dışarı salınır. (komedi filmiyse eğer, köpek adamın dengesini bozarak çıkar dışarıya veya tam o sırada gazeteci çocuk bisikletiyle kapının önünden geçmektedir ve kapıya doğru fırlattığı gazete kapıyı henüz açmış olan herifçioğlunun suratında patlar, bunu amerika'nın mutlu(!) hayat tarzına benzeten ve amerika'ya karşı bilinçaltında ilginç bir hayranlık ve belki de sevgi uyanan kişi, olayın komikliğine gülerken suratta patlayan gazetede ırak'taki ve afganistan'daki işkencelerden bahsedildiğini, şuh kılıklı sarışın bir türk mü amerikan mı olduğu belli olmayan kadın gazetecinin işkenceci bir amerikan askeriyle röportaj yaparken eliyle katilin dizini okşuyor olduğu fotoğrafı, filistin ile ilgili son yahudi oyununun nasıl canla başla savunulduğunu o an düşünmez, onun için emin çölaşan'ın o gün kime saydırdığı, irtica tabir edilen örgütlü/örgütsüz halk hareketlerinin ne zaman ülkenin maddî elitlerinin "Atatürk" maskesi altına saklanmış saldırısına uğrayacağı ya da borsada parasını yatırdığı amerikan şirketinin son spekülasyonlarının sonuçları önemlidir. bunun sebebi ise bilmemektir elbet. bilseydi yapmazdı.)
bed bir yüz ifadesi ile renkli tabaklarda mısır gevreği yenir anneye ve babaya isyan edilir.okula gitme vakti gelmiştir kesekağıdına annenin domuz etinden yaptığı sandwich konur.koleje gitme vakti gelmiştir.üstü açık antika arabaları ile çılgın kolej kankaları kapıdadır kolej piliçlerine sarka sarka okula varılır.asıl macera şimdi başlar kahramanımız basket takımındadır.sevgilisi olan kolej pilici elbette amigo kızların başkanıdır *.fakat o da ne köşede bi' yerde henüz açılmamış bir kabak çiçeği vardır okulun inek kızı.zamanla bu kabak çiçeği açılacak kahramanımızla aşk yaşayacak komiklikler dizisi başlayacak.olan bicim sütün bacaklı amigo kızına olacak.arkası yarınlı amerikan filmi bu...