bugün

Seyf-i sarayi'nin (saraylı seyfi) eseridir. altınordu kıpçakçası'na bir eserdir fakat oğuz türkçesi özellikleri de taşır.
iranlı şair Şeyh Sadi-i Şirazî'nin 1258 yılında yazdığı Gülistan adlı yapıtının Kıpçakça çevirisidir (1391). Türkçe Gülistan çevirilerinin en eskisi olup dil bakımından dikkat çekici özellikler taşır. Eserde kelime oyunlarını aktarabilmek ve kelime tekrarından kaçınabilmek için, zorunlu olarak Arapça ve Farsça kelimelere yer verilmiştir. Yapıtın sonunda, Seyf-i Sarayî'nin kendi şiirleri ve nazireleri yer alır. Tek yazma nüshası Hollanda'nın Leiden kentindeki Üniversite Kitaplığı'ndadır. Metnin tıpkıbasımı, 1954'te Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanmıştır. Ali Fehmi Karamanlıoğlu'nun yaptığı çeviri ise 1974 yılında basılmış; aynı kitap, Osman Fikri Sertkaya ve Kemal Eraslan tarafından tıpkıbasım nüshasının yenilenmesi ve yeni bilgilerin eklenmesiyle 1989 yılında Ankara'da yeniden yayımlanmıştır.
bir metinle tanıyalım:

eyle kim irdem tevede yok dagı arslanda bar. düşmen çerisi hadsız köp idi dagı bular az. cemaat kaçmaga yüz tuttular. oglan aydı:
iy irenler yat çerige ot urun
ya barıg avrat kumaşı ki ilde oturur!
ol irenler bu sözni işitip gayretlenip oglanga uydılar. ol saat içinde düşmen çerisin sundırdılar. oglan kilip atası hıdmatınga yir öttü. sultan dagı ol oglını kuçup közinden öptü. dagı dua kıldı. künden küne mahabbet nazarı anıng öze ziyadet boldı. karındaşları haset iltip ol oglanga aş içinde aguk birdiler...

günümüz türkçesi'yle:

öyle ki erdem devede yok ama aslanda var. düşman askeri sayısız çoktu ama bunlar az. topluluk kaçmaya çalıştı. oğlan dedi:
ey erenler düşman askerine atelş edin.
ya da varın kadın elbisesi giyin, evde oturun!
o erenler bu sözü işitip, gayretlenerek oğlana uydular. o saat içinde düşman askerini kırdılar. oğlan gelip,atasının huzuruna çıktı. sultan oğlunu kucaklayarak gözünden öptü ve dua etti. günden güne sevgi bakışları, sevgisi arttı. kardeşleri kıskançlık edip o oğlana yemek içinde zehir verdiler...