bugün

25 bölümlük güzel bir kore dizisi...

Tarihi ve fantastik bir dizi. Uygun bir zamanda izlemeye başlayın, başlayınca 25 bölümün hepsini birden seyretmek isteyeceksiniz. 10 nümero bir dizi.
Fantastik diziye dram ve romantizm katan Koreliler bu kez finali daha iyi becermişler de neyse.
49 days, bof sevenler bunu da sever.
24 bölümlük fantastik k-drama. iyi hoş dizi ama sonunu bok etmişler resmen, hele 24 cü bölümü çok gereksizdi. izlediğim diğer diziler kadar beğenmesem de, güzel diziydi. diziden çok karakterlerini ve müziklerini sevdim.

--spoiler--
korede fener bayramı kutlanır, insanlar fener yakıp dilek dilerler. fener bayramında joseon (seul) sokakları çok güzel görünüyordu. dilek fenerlerinin ışıkları, pazar yerini cenetten bir köşeye çevirmişti. orda o insanların içinde olasım geldi, herkeste tatlı bir karmaşa vardı. gülüşmeler, çocukların mutluluğu, rengareng ışıklar adeta masaldan bir kısım gibiydi ..

choi kang chi - lee seung gi : yarı gumiho yarı insan, wol ryung ve seo hwa nın oğlu. deli dolu, uslanmaz, saf salak, korkusuz ve cömert bir çocuk. kısaca dizinin esas oğlanı. onu çay kenarında bulup büyüten park moo sol un kızı chung jo ya aşık. chung jo nun korkaklığı ve dönekliği yüzünden, kang chi nin yaralı kalbine yeo wool derman oldu. kang chi ve yeo wool un komik sahnelerini çok sevdim, ama kang chi karakterini hiç sevmedim. normalde lee seung gi nin tepki ve mimiklerinden hoşlanırdım ama bu karakter ve oyunculuk olmamış. dizinin olmamış dediğim tek karakteridir.

park tae seo : yüzyıl hanının genç efendisi, kang chi ile birlikte büyümüş. zeki, eğitimli, saygılı ve kibar. zengin çocukları gibi narin ve sakin görünse de, hayvan gibi kılıç kullanıyormuş. bi de atarlı giderli hafiften, aynı zamanda en çok ağlatılan karakterdi. yavrum ya sürekli ağlıyordu, sona doğru kaderi değişti gerçi. bu gözü yaşlı atarlı delikanlı, yeo wool e aşıktı. ama asla kang chi ile kızın arasına girmeye çalışmadı. mertliğinden ötürü sempati kazandı gözümde, kardeşi chung jo yu da kurtardı.

gon : moo hyung do gwan okulunun dört ustasından biri. iradeli, güçlü, mert, ve ölümüne sadık, yeo wool u gözünden bile sakınan büyük aşık. ustasının kızına aşık olsa da, asla hislerini açmamıştır. hatta dokunmaya bile cüret etmez, öyle asil biri. 21 bölümde yeo wool ile olan dövüş pratiği sahnesinde beni çok etkiledi, sert görünümlü olsa da koca güzel bir yüreği var.

dam yeo wool - miss a suzy : dizinin esas kızı. erkek gibi yetiştirilmiş ve eğitim almış, 3 erkeğin aşık olduğu polis şefinin savaşçı kızı. suzy yi hiç sevmem, oyunculuğunu beğenmem. ama bu karakterine ısındım, ağlayamaması dışında iyiydi. karakterin en sevdiğim yanı, öleceğini bilse de sevdiği adamın yanından ayrılmak istemeyişiydi. ne zaman kang chi ya savaşa ya da okuldan uzak bi yerlere gitse, kılıcını kapıp arkasından koşması çok etkileyici. kang chi nin değişimlerinde, ona iftiralar atıldığında, kimse masum olduğuna inanmadığında bile bırakmadı sevdiği adamı.

yoon seo hwa - lee yeon hee : asil bir ailenin kızı, kang chi nin annesi. başlarda çok üzüldüm bu kıza, utanç ağacına bağlandığında filan içim cız etti. ama wol ryung a ihanet ettiği sahnede bildiğin çılgına döndüm, hani sevdiğine kızarsın kaçıp gidersin anlarım da, polisleri saklandığı yere götürüp ölümünü izlemek nedir lan! öyle güzel gülen, çok seven bir adama ihanet eden kadının kalbi kurusun! seo hwa nın genç halini canlandıran yeon hee çok güzeldi, 20 yıl sonraki hali için buldukları oyuncu olmamış. itici sevimsiz bir şeydi, baş gisaeng cheon bile aynı kaldı. kadının sadece saçları hafif beyazladı o kadar, seo hwa yı komple değiştirmek nedir arkadaş? tamam diyelim yaşlandı ama boyu neden kısaldı? kısaca oyuncu değişikliği gereksiz olmuş.

gu wol ryung - choi jin hyuk : dizinin en sevdiğim en karizma adamını sona sakladım. ormanda tek başına yaşayan bir gumihodur. tek arkadaşı rahip so jung dur. yüzünü kaplayan saçları, kırmızı gözleri ve o siyah elbisesi ile çok karizma görünüyor. bence dizinin esas adamı idi kendisi. sevdiği kadın tarafından ihanete uğradığı için, bin yıllık şeytan olarak geri dönmüştür. seo hwa kollarında ölürken, söylediği şu sözler çok dokunaklıydı "senden nefret etmedim, sadece seni çok özledim! seni suçlamıyordum, sadece seni çok seviyordum.."
ağladığım tüm sahneler wol ryung un olduğu sahnelerdi.

son olarak dizinin sonunu hiç beğenmedim, özellikle yeo wool un ölümü ve reankarnasyon olayı çok saçmaydı. kang chi nin hisleri güçlüydü ama dibindeki tehlikenin farkına varamadı, kız vurulunca bile, amiralin nutuk atmasını bekliyorlar. lan götürüp kurşunu çıkarsanıza, neyi bekliyorsunuz? çok zorlama bir ölüm ve son olmuş, bu yüzden diziyi pek beğenmedim. onun dışında 1591 seul nü, giyimlerini, kılıç dövüşlerini, tarihi evleri, ninjaları, japon tüccarları izlemek acayip keyifliydi. tarihi fantastik dizileri sevenler kaçırmasın *
--spoiler--

o kadar yazıp anlattıktan sonra diziyi kısaca wol ryung un sözleri ile özetlemek istiyorum.

"yüz yıllık ömrünüz dahi yokken, sanki bin yıl yaşayacakmış gibi davrandığınızı görünce çok üzülüyorum"
Suzyi hiç sevmesem de Choi jin hyuk için izlenir, katlanılır.
görsel