bugün

doğru orantılıdır.

evine çorba parası girmeyen adam, tiyatroya sinemaya gitmek için paraya kıyabilir mi? kıyamaz.

ay ortasını zor getiren adam, kitapçıdan üç beş kitap alabilir mi rahatça? alamaz.

tek eğlencesi televizyondur. oradaki sanal kahramanları izler, onlar gibi olmayı düşler, içindeki öfkesini cebindeki sustalıya aktarır, sonraki kurbanını bekler.

baba beni okula gönder diyebilecek kadar bilince sahip kızını, çıkacak masraf yüzünden okula göndermez/gönderemez.

kız, kendisi kadar cahil (olmak zorunda bırakılmış) bir erkekle evlenir. mutlu olamaz. zaten:

evine çorba parası girmeyen adam, tiyatroya sinemaya gitmek için paraya kıyabilir mi? kıyamaz.

ay ortasını zor getiren adam, kitapçıdan üç beş kitap alabilir mi rahatça? alamaz.

tek eğlencesi televizyondur. oradaki sanal kahramanları izler, onlar gibi olmayı düşler, içindeki öfkesini cebindeki sustalıya aktarır, sonraki kurbanını bekler.

baba beni okula gönder diyebilecek kadar bilince sahip kızını, çıkacak masraf yüzünden okula göndermez/gönderemez.

(bkz: kısırdöngü)
(bkz: biri buna dur desin)
liberal politikaların aradığı sermaye, sade vatandaşın cebinden çıkan paralarla genişletilir. büyüyen sermaye, daha fazla kar getirir, gsmh artar. fakat gsmh nin arttırlıması için sade vatandaştan kesilen para, bireylerin okumaya harcayacakları paradır ( çoğunlukla ve nedense?).

yani gsmh ile cehalet kısa vadede beraber artarlar. sonra liberalizmin gereği olarak piyasa çöker, cehalet artmıştır, fakat gsmh azalmıştır. kısa vadede bu sefer ters orantılı olarak değişirler.

böylece, fakir adam okuyamazken, orta ve üst sınıflar okur. orta sınıf, ekonomik olarak iyi olmalarından ve çocuklarının eğitimine önem göstermelerinden dolayı pek çok solcu yetiştirir. ekonomik durumu iyi olan bireyler, converse giyen sosyalistimiz, marlboro içen komunistimizdir. bu tiplerle de fakir sağcılar dalga geçer.

yuvarlanıyoruz hadi bakalım.