bugün

"Bugün Aslında Dündü" Bill Murray tarafından canlandırılan Phil Connors adında, bencil ve kariyerini birinci planda tutan bir hava durumu muhabiri hakkındadır. Connors'ın ulusal profili yüksek bir muhabir olma arzusu vardır. 2 Şubat'ta yıllık 'Dağ Sıçanı Günü' etkinliğini sunması için kanal tarafından Punxataway'e gönderilir. Connor, açıkçası bu haberin onun gibi büyük bir Tv muhabiri için düşük profile sahip bir haber olduğunu düşünür.

Kendi gününü mahveden ve iş arkadaşlarının sefil olmasını sağlayan öfke nöbetleri geçirir. Ne yazık ki bir kar fırtınası yolları kapatır; o ve ekibi geceyi Punx'taki bir otelde geçirmek zorunda kalırlar. Sabah uyandığında hala 2 Şubat olduğunu öğrenir. Connors yavaş yavaş bir zaman döngüsü içerisinde olduğunu fark eder. Ne yaparsa yapsın her zaman 2 Şubat'ta uyanır ve aynı günü tekrar tekrar yaşayacaktır.

intihar girişimleri bile onu bu döngünün içerisinden çıkaramaz. inanılmaz öncülünün apaçık çekiciliğinin yanı sıra film, insanlık durumunun çok hassas bir alegorisini yönetmeyi başarır: Hepimiz aynı günü tekrar yaşayabiliriz.

Hepimiz aslında birbirini takip eden günler yaşıyoruz ve her gün saat 06:00'da başlayacak bir sıfırlama düğmesi alamıyor olsak da seçimlerimiz ve yolumuza devam etmemizi gerektiren ailelerimiz var. Başkalarıyla nasıl ilişkiler kuracağız? Bize ayrılan zamanda nasıl yaşayacağız? Tam anlamıyla baştan başlayamasak da eylemlerimizle kendimizi yeniden yaratıyoruz.

görsel
bu filmde Michael Shannon ın küçük bir rolü vardır. kendisini hiç o kadar genç görmemiştim. güzeldi.

bir de phillin , nancy'i tavlamaya çalışırken ned gibi konuşması efsane bir detaydır.

kısacası harika bir filmdir. izlememiş olana tavsiye ederim.
“Yalnızca kendini düşünen zavallıya hayat bir zenginlik kazandıramaz.
Ve o iki kez ölecek, içine kapanacak, geldiği toza dönüşecek.
Gözyaşı dökülmeden.
Onursuz ve anılmaksızın. “
çoğu dizide parodi gibi benzetmeleri yapılmış olan boş zamanda seyredilebilecek hoş film.

Konusu özet olarak; Bir adam sürekli aynı güne uyanıyor ve döngüyü bozmaya çalışıyor.
görsel
Buram buram Nietzsche etkisi görülen bir film daha.
(bkz: bengi dönüş)

Diğeri için (bkz: broken flowers#42430719)
izlediğim en iyi komedi filmi olabilir...
felsefe yönlü bir film ama bu sefer benzerlerine nazaran vermeye çalıştığı mesaj adam akıllı bir şey; hepimize doğru dürüst , insan gibi bir insan olmamız yönünde ders verir nitelikte. Bunu yaparken eğlenceli bir yönteme başvurması ve gizemli bir konu ile anlatması ise defalarca izlenecek bir yapım ortaya koyuyor.
1993 yapımı fantastik komedi ve biraz da romantik bir film diyebiliriz. filmin sonunda neler olacağından ziyade filmin akışında neler olacağına odaklanılması gereken film. senaryonun güzelliği ve esnekliğinden dolayı her an bir sonraki sahneyi merak ettiriyor. ve insan isterse hayatta neler yapabileceğini gösteriyor. ve bunu sadece bir gün içerisinde yapıyor.

--spoiler--
filmin sonunda "heee, bundanmış meğer" dedirtecek bir durum yok. o yüzden fazla kasmayın, keyfini çıkarın.

araba sahnesinde köstebeğe bayıldım. araçla uçurumdan atladıktan sonra, yatakta uyandığındaki haline koptum.
--spoiler--
o gün bugündür. 2 şubat.
Seyir zevki yüksek ender filmlerdendir.
https://youtu.be/7NjNOAncIlI

iç yakan bir tarafı.
Mükemmel bir filmdir.

Hergünü aynı yaşayan kişinin olayını konu almaktadır.
izlenebilir guzel konusu klise olmayan film.
emily blunt'a rağmen edge of tomorrow'u döven film.
izlenmesi gereken filmlerden biridir. başrol bill murray önce nefret ettirmiş sonra sevdirmiştir kendini.
emek vermenin mutlu sona ulaştıracağının argümanıdır.
seyretmeyeyin seyretmesi gereken, başyapıt olmasa da, kesinlikle sıkılmadan izlenebilecek bir film.
benzeri için : (bkz: EDGE OF TOMORROW)
bugünün acizi dünün kurbanı izlenesi bir film.

insanın dört zindanını inceden inceye işlemiş komediyi dramayı aşmış sağlam mesajlar felsefi filmdir.
esasen bir drama filmidir kanımca ama muhteşem işlenmiş ve iyi oyuncularla bezenerek başarıya ulaşmıştır. insanı "her günüm aynı olsa ne yapardım" diye soru işaretlerine boğan ve kışın izlendiğinde çok daha seveceğiniz, mutlakla izlenmesini tavsiye edebileceğim filmdir.

andie macdowell da sade bir güzelliğe sahip bu arada, bunu da görmüş oldum. artık huşu içinde ölebilirim.*

"sometimes, people just die..."
eminem in the marshall mathers lp 2 albümüne yaptığı deluxe edition daki 5 parçadan ilk sıradakidir. genel olarak albümdeki yeri 22 şarkıdan 20 liktir.

What is a nightmare? The dictionary tells us it is a terrifying dream, a nightmare

I used to think I had bad luck, but I wasn't superstitious
Till one day I grew suspicious, when I stepped on a crack on Aunt Edna's stoop
And got pooped on by a group of stupid pigeons
Then we flew the coop to Michigan to start a new be-ditching
Missouri from Michigan didn't work
So we moved back to Missouri from Michigan, from Missouri back to Michigan
Someone put me out my misery, I can't do this again
Mom please stick to a decision
Discipline, last thing I wanna' do is listen she's like
Lex Luthor, bitch, her rules are kryptonite
To the walls and I've lost my power to see through them bitches
But I run into them, running through the kitchen
Pretending to be blind, Superman
Cause I had no supervision
But I did have a super power though
I could turn into invisible kid
Disappear out of sight, like a true magician
And one day uncle Ronnie brought over this new, but different
Music into the picture and it become my new religion
"I remember it clearly, even today"
Move back to Michigan again, to live with my Grandma Ned
Always itchin' for something to do, was flipping
Through the radio stations one day
And discovered this DJ who was mixing
I say it to this day, if you ain't listened to the wizard
You ain't have a fucking clue what you was missing
I'd zone out with my headphones, all I remember doing's wishing
For shoes, fuck them stupid pumas bitch, it's all about them new edition
You get the new LL Cool J
Think I finally maneuvered to 8 Mile and Hoover and somehow I found my future is in this
That's how I know my mission
Little boom box boomin', spitting
Practicing numerous rhythms
When I sit in my room envisioning my dreams come true for wishin'
I remember Proof would visit
Couldn't wait to play him my new shit, he'd go complete ballistic
Go through the roof for his shit
It's like we knew the instant
We touched a mic that both of us two existed to do this shit
Never quit, too persistent

Started a group of misfits
Proof had a proposition
If we all brand together, there ain't no stopping this shit
Come up with aliases, bipolar opposites and
Be ready to come off the top as sharp position
If you got dissed at the shop cause if they caught you slippin'
They'd take your spot if someone got to rippin' you
And you forgot your written
Opportunity knocked once, it ain't knocking again
Tried ding-dong ditching shit
I fucking got that bitch in a headlock
Cut off his oxygen Slim snot gourgin
Cock suckin cynder block in the wind
Now I got my pot to piss in
Spot in that top position
Hoppin over the opposition
Lookin like a dog that's pissin
Leg up on the competition
Promisin complete dominance, Sugar Ray Robinson
I'm in a league Muhammad's in
Ali's my colleague bombing them
Probably end up on top of them
Stomping them like Ndamukong
I'm rushing like a Urkanian Ladanian Tomlinson
Flow vomits in your face
Competitors fall at my waist
You spit a rhyme, I spit in a rhyme's face
So name the time, place to battle
Bitch I'm still in that mind state
Don't make me step on you and make you wine grapes
Cry babies, maybe my way that I use words is loose
But you turds better be careful how you choose yours
Cause feelings scar but egos bruise worse
And the truth hurts, shit no wonder you're sore losers
Ooh, no more trippin in bird shit, this songs a self empowerment surgeon
Words of encouragement but this discouraging
The rap games God, but the name's not James Todd?, I'm just a wordsmith
So let these words lift
Cause all I got is bars for you dumbbells and doors ain't working out
Each verse is more merciless than the first
And you ain't got to wear no shoes and shirt in this beast? to get served

They shall not escape my vengeance

And I'm the kid with them ears like Dumbo's gone
Word to Uncle Ron
I'm turning into an unhumble Don
You blind dumbos, all I got is dick for you to crumble on
So stop the show, but I need a drum roll for I go on
Better back away from the front row, get gone
Bigger then Dikembe Mutumbo
I'm the fucking jungle tron
I'm a juggernaut, you do not wanna crumble, you bambacluts
I'll leave you stretched out, like a fucking yard
So mow the fucking lawn, your asses are blades of grass
And I'm fucking up this whole landscape of rap
The GOAT just ate eight acres, and ate the vet
Who just make a path and take you straight to your favorite rapper
Oh look, my notebook with smoke cook
Like the flow stood a foot over the flame on the stove, soot

Like oak wood was burning

Return of the no good
sabahın bu vaktinde biten izlemeye doyulmayan ve gülmekten yerlere yatıran 1993 yapımı baş rollerinde bill murray ve güzeller güzeli bağyan Andie MacDowell'ı barındıran mükemmel ötesi bir comedy-drama filmi.

izleyin, izlettirin olum çok iyi lan bu film...
bu aralar az buçuk ilgilenmeye çalıştığım, çalıştıkça anlamadığım, anlamadıkça beni içine çeken varoluşçu felsefenin anladığım kadarına çok uygun düşen bir film bu.

varoluşçu felsefe, özetle, yaşamın doğum ve ölüm arasındaki bir beyhudelik olduğunu evvela kabul eden, cennetin ya da başka bir yaşantının var olmadığını, hayat denilen şeyin anlamsız bir sonsuz(bengi) dönüş ve tüm komplike ahlak normlarının birer ezberci doktrin olduğunu, bu şekilde yaşamanın 'yaşanmışlık' değil, alışkanlık hissi uyandıracağını ve evrensel yaşam perhizlerinin namümkünlüğünü, birer oyun olduklarını savlayan felsefedir. önce 'hiç'liği görmelidir yaratmak ve gerçeği yaşamak isteyen. ancak o zaman inşa edebilecektir hayatını. elbette zemine ve eldeki malzemeye uygun davranmak mecburiyetiyle... aksi yaratıcılık, filmde baş karakter phil'in erken uyanış sanrısıyla haykırdığı 'i am the god' cümlesi gibi havada kaybolur 'yarını' bulamadığı tekrar günlerin birinde.

phil'in hamuru bir hiçlikle yoğrulmaktadır hali hazırda. ama bu bilinci görmeksizin öylesine yaşar. köylülerin bu 'aptal sıçan günü'yle alay eder. kariyerine, hayatına, insanlara ya da herhangi bir şeye önem verip çabalamamaktadır ancak önemli bi ruhu olduğunu hissettirmeye çalışmaktadır hep. evet ruhu bir şeylerdir belki ama çalışmamaktadır işte ve insanlar bu eylenmemiş mükemmelliğine sadece kendisinin inanmasına anlam veremeyip ona uyuz olmaktadırlar. phil o harika ruhunu ortaya çıkaracağı bir gün için de hevesli değildir pek.

bir gün, tekrarlanan günlere düşer. haber yapmaya geldikleri kasabadan ayrılacakları akşam kar fırtınası çıkmıştır. ve ertesi gün ayrılmak üzere uyudukları her gecenin sabahı tekrar aynı güne uyanırlar. akşam yine kar fırtınası... bir tek phil farkındadır bu durumun. belki bu, bizim de anlamlı yaşanmışlıklar yaratmaya çalışmak adına yüzleşmemiz gerekmesine rağmen, anlamsız yaşanmışlıklarla -bazen de hiç yaşamadan- gizlemeye çalıştığımız anlamsız, kısır döngü günlerimizin somut olarak phil'in önüne konulmasıdır.

phil ezberden yaşar, sıkılır. eğlenmeye vurur, sıkılır. intihar eder, ertesi sabah uyanır, sıkılır. hiçbir şey yapmaz, sıkılır.

ve sonra, -belki birçoğumuzun beklediği- o kar fırtınasının birden ve kendiliğinden dineceği sabahı beklememeye karar verir phil. yaşar, yapar ve eder. ve hiç ummadığı bir sabah, kar fırtınası dinmiş, yarın olmuştur.
ihtiyarla geçen o 2 dakka için bile izlenebilecek bir film.
değişik bir tarzı olan güzel film..

phil'in her gün aynı güne uyanmasının sebebi zannımca groundhog day'in yapıldığı şehirle olan sorunlarıdır. aslında bu sorun hayatının her alanında, sosyal yaşamında ve insanlarla olan ilişkisinde de geçerlidir. artık şehrin perileri mi kunduzun ruhu mu adı her neyse phil'in yaşamını düzeltmesi, insanlarla ilişkisini yola koyması, şehri sevmesi vs. için sürekli aynı günü yaşamasına neden olmuştur. ve phil sevdiği ama bunu ona söyleyemediği hatunu kendine aşık edince lanet bozulmuş ve 3 şubat gününe uyanabilmiştir.