bugün

zordur bunu yakalamak. 4/4 ölçüde drum&bass groove'dan bahsetmiyorum.
o basittir, temeldir.
d&b doğaçlama yaparken yakalanan groove'dan bahsediyorum.
sadece uzun süre beraber çalışmış; gözünün seyirmesinden; basacağı notayı, bakışından; vuracağı davulu, aksatacağı ritmi anlayan insanların yakalayabileceği birşeydir.

şu an uzak olsam da bir kaç ay öncesine kadar bir çok grupta çaldım. bir çok sahne tecrübem oldu ama 10 yıllık arkadaşımla birlikte çalarken aldığım keyfi hiçbiriyle alamadım. işte böyle bişeydir.

--spoiler--

müzik gurur değil; groove işidir.

--spoiler--
müzik dilinde; ritmin rölantiye bağlandığı, melodisiz, kafa sallandıran kısım.

ayrıca hiçbir yerde bulunamayan film amk nette bile yok. bulan bilen varsa yaksın, dublajsız veya altyazısız da kabul.
dişlerin özellikle okluzal yüzeylerinde bulunan girintilere verilen isimdir.
ing. 'alışkanlık haline gelmiş yaşam biçimi' anlamında da argo kullanımı vardır.
Özellikle funk ve soul müzikte önemli bir yeri olan müziksel terim. Jazz müzikte karşılığı ise swing'dir.
greg harrison un yönettiği san francisco da bir rave partyde geçen exctasy yide konu almış, filmin sonunda john digweed in muhteşem performans gösterdiği 2000 yapımı film.

son plak dönene kadar party asla bitmez
Tam anlamıyla hissetmek için stevie wonder - Boogie on Reggae woman dinlenmeli.
A sensational felt by a player's placing musical beats regularly either slighly before or slightly after a pulse which may be heard or felt by the musicians diye tanımlıyo ingiliz arkadaşlar.
Groove the movie vardır bu isimden hatırladığım. sıfatın kullanımına uygun şekilde çılgınca dans eden hap manyaaa gençlerin kıyıda köşede bir hangar ayarlayıp disco ortamına akıp dj digweed'in final şarkısı dahilinde kopma olayını işleyen, modern club filmlerinden sadece biridir.

mükemmel beklentilere girmeyip dj tiesto'nun in search of sunrise 3 setini hatim edebileceğiniz bol trance içeren bohemsi filmdir, seyredilmeli, eğlenilmeli bol bol trance edinilmelidir.