bugün

En sevdiğinizse, sırdaşınızsa, iki gözünün nuruysa, kıyamadığınız, sevmelere doyamadığınızsa, ağlar insan.
Hem özü ağlar, hem gözü...

Birkaç saat oldu gideli, gitmesine saatler kala başladı göğüs ağrım, hazırlanmasına yardım ederken içime içime ağladım, görmesin, üzülmesin, aklı bende kalmasın diye...

Şaklabanlıklar yaptım anlamasın diye, çenem düştü ha bire konuştum...
Çünkü susarsam fena olacak, mani olamayacağım gözyaşlarıma, üzeceğim onu da..

Gitti.
Eve sığamıyorum. Sümüklerim balon ola ola ağladım, bir de Feridun Düzağaç dinliyorum bir yandan, o söylüyor, ben böğürerek ağlıyorum.
Ev bok gibi ruhu gitti sanki, benzin döküp yakasım var.

Bir de, masada yesin diye çıkardığım cennet hurmaları var, onu da yemeden gitti, zaman kalmadı.En sevdiğidir halbuki...
Hurmaya bakıp bakıp yeniden ağladım.
Keşke yeseydi... Ne bilsin içime bu kadar çörekleneceğini...
Yoksa yerdi, kıyamaz bana..

Sevgi ne fena şey sözlük.
Hem bu denli mutlu eden hem de bu denli üzebilen başka bir duygu var mı ki?

Yaaa şu cennet hurmasını yiyeydi iyiydi...
Selametle git. Yine gel. Hep gel...
erkeklerin genelinin yapamayacağı eylem.
yılmaz odabaşı'nın aşkın bilançosu şiirini okumakla eş zamanlı yaşanıyorsa, kaçınılmazdır.

"gidersin; ne rezil bir andır bu
yazdıkça silinen sözcükler gibidir hayat
gidersin; bir hazin dramdır bu"
kendini mutlu etmek için hayatında bir yer verdiği varlığın belirlenen çizgi dışına beklenmeyen bir anda çıkmasıyla yeni bir kavram bulana oyalanmaktır.
"çekip de gidenden fazla, geride kalanın tükeneceği" gözönüne alındığında; bu tükenişin işaret fişeğidir, ağlamak...
giden tabut içinde değilse yapılmaması gereken eylemdir.
(bkz: gidenler gider)
her sonun acıklı olduğu gerçeğini içinizde hissetmeniz ve bu acıdan kurtulmak, yüreginizden ve beyninizden atmak için tüm duygularınızı gözyaşlarıyla kendinizden uzaklastırmaktır. değer mi değmez mi bilinmez, çok da önemli değildir ki zaten genelde haketmeyen biri içindir bütün bu ağıt, ama aslolan şudur ki bir zamanlar canınız olan artık canınızı yakıyordur. artık o sizin sevdiginiz degil, sizin tanımadıgınız, size yabancı, size uzak biri olmuştur. tüm bu aglama seansları, ona değil aslında kendinizedir. belki hayatınızın askı olduguna inanmıssınızdır, belki yalanlar üstüne kurulu bir ilişki yaşamışsınız ya da ihanete ugramıssınızdır. bitiş nedeni mühim değildir, illa ki üzer ama bunları yasatan birine degildir bu gözyasları. nasıl bu kadar kolay inandıgınıza, nasıl bu hale geldiginize ve düstügünüz duruma aglarsınız.

"Aldırma deli gönlüm
Giden gitsin
Sen şarkilar söyle içinden boşver"
(bkz: Gelenin davul zurna ile karşılamak)
insan aslında gidene değil, kendine ağlar. bunun neden böyle olduğunu ise üstat çok güzel açıklamıştır:
"hiç kimseyi özleyecek kadar çok sevmiyorum kendimi."
en acı ağlama sebebidir.
hiçbir haltı değiştirmeyen davranıştır. giden yine gider, siz yine salak salak bakakalırsınız arkasından.
Akp'nin ardından tam tersi olacak eylem.
paylaşılan güzel şeyleri içindir belki.. belkide onu bir saha göremem bu kadar sevememe ... Allah ağlatmasın. amin.
insanca bir duygudur. bunu yapabiliyorsanız gerçekten giden insanı çok sevdiniz demektir. o anda beyniniz emir vermez size sadece kalbinizle hareket edersiniz. içinizi gerçekten acıtan bir şeydir.
kendi isteğiyle giden insan içinse yapılan geri zekalılıktır. gidenin yerine yeni gelene hoşgeldin demek daha anlamlıdır.
balik burcu iseniz sureli yaptiginiz hadisedir.
nafile eylemdir ve gittiğine göre buna değmeyen kişiyedir.
fayda etmeyendir. giden adı üzerinde uzaklara çevirmiştir rotasını, ruhu onunla göndermek sadece acı verir o kadar.
(bkz: ağlayanın arkasından gitmek)
ayrılmanın acısını çok defa çektiğinden yaşayacağı hüznü önceden sezerek özlemle gözyaşı dökmek. iç dökmek, karalar bağlamak.
giden kişi gelmeyecekse geri. giderken de sizden bir şeyler almışsa, mesela kalbinizi. hayat bu durum karşısında ellerinizi kollarınızı koparıp önünüze atmış, sizi çaresiz bırakmışsa. ağlanır bu durumda...

zaten yapacak başka bir şey de kalmamıştır...
halen seviyor olmanın sonucudur.
herkes gider bir gün, ne kadar çok sevsen, ne kadar çok zamanını paylaşsan da, herkes bir gün gider hayatından, kimi zaman onlar gitmeden sen olursun giden.
anne iş için bir yere gittiğinde, küçük çocukların hep yaptığı şeydir.
(bkz: gidene kelepçe vurulamaz) *